Oluşturulma Tarihi: Ekim 22, 2001 00:00
Ve Emin Çölaşan itiraf ediyor...Evet, haklısınız Emin Çölaşan röportajı Binbir Gece Masalları'na döndü. Ama o da bir Emin Çölaşan! Olacak o kadar. İnsanın kaç kere onun gibi bir adama, aklına geleni sormaya fırsatı olur? Yakalamışım sormuşum, haliyle röportajın artanlarını oraya buraya sokuşturmuşum. Artık beni idare edeceksiniz ve bir süre hayatınıza bensiz devam edeceksiniz...Herşeyi bilen adam olmak çok sıkıcı değil mi?- Bilmediğim o kadar çok şey var ki! Yazdığım bazı yazıları tam da bu yüzden o işin uzmanı olan muhabir arkadaşlara okuturum. Gel şunu bir oku somut bir hatam var mı diye. Herşeyi bilmiyorum...Kendinize koyduğunuz bir zaman var mı? On yıl sonra bırakırım yazmayı gibi.- Hayır.Ne yapacaksınız? 30 yıl daha mı yazacaksınız!- Bilmiyorum. Gittiği yere kadar...Nasıl bir emeklilik hayal ediyorsunuz?- Sakin, sessiz, düzgün bir yaşam. Deniz kıyısında muhtemelen. Çeşme'yi çok severim, Çeşme olabilir.Kesecek mi sizi böyle hararetli bir yaşamdan sonra...- Zaten bütün mesele o! İlk bir iki ayı iyi geçer, ‘‘Oh rahat bir nefes aldım. Yorgunluktan, gerginlikten kurtuldum’’ dersin de, ondan sonra ne yaparsın?Pek çok insan sizden korkuyor. Siz kimden korkarsınız?- Allah'tan korkarım, kuldan utanırım.Herkes sizin devletçi, orducu olduğunuzu söylüyor. Siz tam olarak necisiniz?- Ülkesinin çıkarlarını savunmaya çalışan, Atatürkçü, laik ve özgürlükçü bir insanım.Bu meslekte insanla gazeteci arasında çelişki var değil mi?- Elbette. Yazdığım yazılar üzerine gittiklerimin doğal olarak hoşuna gitmez. Birinin yolsuzluğunu yazarsın ya da bir kesimin foyalarını ortaya çıkarırsın. Tabii ki bundan keyif almayanlar olacak. Ama herkesi memnun etmek, kimseyle çelişkiye düşmemek diye bir kural da yok. Yeter ki yazdıkların doğru olsun. İşin doğası bu, o kesimler sana küfredecek, senden nefret edecek...Bütün açıklarınızı bilen bir arkadaşınız var mıdır, yoksa herkesle belli bir mesafe bırakır mısınız?- Belli konularda bırakırım. Ama hiç mesafe olmadan her türlü dostluğumu da sürdürdüğüm en az beş, altı çok yakın arkadaşım var. Onlardan bazıları gazeteci, bazıları değil.Sizin şarap merakınız var mı?- Bazen yemeklerde bir kadeh içerim. Ama anlamam. Merakım da yok. Zaten içkiyle aram pek hoş değil.Hayattaki en büyük pişmanlığınız?- Vallahi, hatırladığım hiç bir olay yok.KÖTÜLERİN LİSTESİTürkiye'ye en büyük kötülüğü yapan on kişi kimdir?- On kişilik bir listeye sığmaz! Binlerce kişi var. Ama günümüzün siyasetçileri diyelim. Tansu Çillerler, Necmettin Erbakanlar, Mesut Yılmazlar. Ee Bülent Ecevit var. Sonra, bazı yüksek bürokratlar, iş adamları. Bunların hepsi yıllardan beri iş başında, bilerek ya da bilmeyerek Türkiye'ye kötülük yaptılar. Bu çarkı kırmaya çalışmayan yargı, bürokrasi...Sezer de var mı bu listede?- Ben onu da eleştiririm ama bu ülkeye büyük kötülük yapmış insanların arasına koymam.Demirel peki?- Hatalarıyla sevaplarıyla iyi bir teraziye vurulmalıdır.O ne demek?- Hem hataları hem sevapları vardır demek...ALAKASIZ HAMİŞ: Neden mi hayatınıza bir süre bensiz devam edeceksiniz? Çünkü gidiyorum. Nereye derseniz, valla ben de bilmiyorum! Bir saat önce karar verdim. Acilen kaçıp gitmeliydim. Haberlerden, röportajlardan, cevabı alınamayan verilemeyen sorulardan... uzağa. Çok çok uzağa. Bazen öyle oluyor, akıl denilen o mühim organın sağlığını koruyabilmek için, herşeye ara vermek gerekiyor. Evde 2 küçük sırt çantası hazırladım. Biri kocama, biri bana. Biz iki kişiyiz, biliyorsunuz değil mi? Biz evliyiz! Ve evlilik denilen şey 2 ayrı evde yaşama lüksünüz olsa da, Allah için ZOR. Çok zor. Öyle bir an geliyor ki, işin içinden çıkılmaz bir hal alıyor. Yani ya birbirimizi bıçaklayacaktık ya da birbirimize zaman ayıracaktık! Şimdilik b) şıkkında karar kıldık. Kocayla havaalanına gidiyorum. Artık nereye uçarız bilmiyorum. Bangonk da olabilir, Karaçi de. İlk uçak nereye giderse... Evet, doğru ne zaman geri geleceğimi bilmiyorum. Önümüzdeki zamanlarda yapacağımı söylediğim tüm röportajları da n'olur başkaları yapsın. Bütün randevular iptal. Artık gazeteci değilim ben, sırt çantalı kızım! Neyyirecim kızma bana. Muhittin sen de merak etme, I'll behave myself. Vallaha, beni ister unutun, ister unutmayın ama Allah'a emanet olun. Tamam mı? Mami, özür dilerim
haber veremedim, artık babamı idare edersin. Bakarsın Katmandu'ya filan geçeriz, iyi, uslu manevi duyguları gelişmiş bir kadın olarak dönerim. Dönersem tabii...
button