Oluşturulma Tarihi: Kasım 04, 2004 00:00
Amerikan-Türk ortak yapımı olarak Türkiye’de çekilecek olan Gılgameş filmi (film Türkiye’de bugüne kadar yazıldığı gibi Gılgamış değil, Gılgameş olarak gösterime girecek) gelecek hafta motor diyecek. Stonelock Pictures’un sahibi yapımcı Beni Atoori filmle ilgili son gelişmeleri ve yeni projelerini Kelebek’e anlattı. Hakkında çıkan haberlere sıkılan Atoori, tüm aksiliklere, gecikmeye rağmen Gılgameş’i çekmeye kararlı.- Türkiye’de adınızı duymayan kalmadı. Ama hakkınızda bilinenler ne yazık ki Türk aktrislerle yediğiniz akşam yemekleri ve dedikodulardan ibaret. Biraz geç oldu ama sinema dünyasına nasıl girdiğinizi ve bugüne kadar bu sektör içinde yaptıklarınız öğrenebilir miyiz?Sonunda böyle bir soru geldiği için teşekkür ederim. İşe müzik videoları çekerek başladım. Sonra Los Angeles’ta drama okudum ve 1994 yılında mezun oldum. Bir süre sonra In Dark Places, The Spreading Ground, 13 Conversations About One Thing ve The Jimmy Show filmlerinin yapımcılığını üstlendim. Bundan üç yıl önce de Gılgameş üzerine çalışmaya başladım.- Neden Gılgameş?İlk yazılı efsanenin filmini yapmak istiyordum. Bu da Gılgameş’tı. Hazırlık döneminden sonra Roger Christian’ı aradım. Üç yıldır bu film üzerinde çalışıyoruz.- Pek çok Hollywood filmi Fas, Tunus, Ürdün’de çekilirken siz neden Türkiye’yi seçtiniz? Ben bu filmi nerede çekebilirim diye pek çok ülke gezdim. Güney Afrika, Meksika, Hindistan, Fas, Umman. Sonra Romanya’da Özen Film yetkilileri ile tanıştım. Türkiye’ye çağırdılar beni. Tek bir ülkede her şey aynı anda bulunmuyor. Türkiye ise doğal bir plato sanki. Dağlar, deniz, orman, tarihi mekanlar, dört mevsim. Harabelerinizin paha biçilmez değeri var. Film çekmek için daha iyi bir ülke düşünemiyorum.KENAN DERİN BİRİ - Türk hükümetinin desteğini aldığınızı söylemiştiniz. Batı standartlarında film yapmaya alışık olmayan bir ülkede çok daha fazla zorlukla karşılaşacağımı düşünüyordum. Bakanlık, vali, belediye başkanlarına gidip bunun büyük bir sektör olduğuna, bunu ülkeye kazandırmanın doğru olduğuna ikna etmek gerekiyordu. Beklediğim desteği gördüm.- Nasıl bir destek bu?Kendi filmimi kendim finanse ediyorum. Hükümetten yolu yapmalarını, elektriği getirmelerini ve vergi konusunda verdikleri sözü tutmalarını bekliyorum.- Geçen gün setteydim ve yolun durumunda hiçbir değişiklik yoktu. Kış bastırınca ulaşımı nasıl sağlayacaksınız?Yol yapılmadan filmin çekimlerine başlamak istemiyorum. Yol çalışmaları bugünlerde başlayacak. Kasım ortası çekimlere başlarız.- Enkidu filmin kilit karakterlerinden biri. Bu rolü Kenan İmirzalıoğlu’na verirken tereddüt bile etmediğinizi söylediniz. Kenan’la tanıştığımda çok az İngilizce biliyordu. Sonra filmini izleyince Gılgameş’te oynamak için her şeye sahip olduğunu anladım. Tavırlarında derinlik gördüm. Ona, ‘İngilizce konuşamıyorsun’ dedim. ‘Öğrenirim’ dedi. ‘Nasıl öğreneceksin?’ diye sordum, cevabı ‘Zekiyim’ oldu. Bunu derken bana baktı, ben de ‘Tamam Enkidu sensin’ dedim. Kenan, şu anda tahmin ettiğimden de daha iyi İngilizce konuşuyor. ROGER GİTMEK İSTEDİ- Hande Ataizi başka bir role kayınca Simha adayları azaldı. Hálá belli değil mi Simha’yı oynayacak aktris?Hande’nin diğer role daha uygun olduğu düşününce o açıklamayı hemen yaptım. Simha rolünde aksan çok önemli. Doğru kişiyi bulmak bu nedenle gecikti. - ‘Beni Atoori ile
yemek yemek’ çok ‘in’ şu sıralar. Nasıl oldu da bu kadar popüler oldunuz?Türk medyası sağolsun. Tek bir şeyi bile kontrol etmeden, duyduklarını yazıyorlar. ‘Beni, Nez’le çıktı, Beni Hülya’yla çıktı, Beni şununla çıktı, bununla çıktı’ diye
haberler yapıldı. Bana tek bir resim göstersinler. - Otel odanıza bir aktrisi çağırdığınız da uydurmadır o zaman...Bir aktrise otelime gel demişim o da hayır demiş. Korkunç bir şey, komik. Restoranlara gidiyor muyum? Evet. Birkaç oyuncumla yemek yedim. Ama medyada çıktığı gibi herkesle değil. - Siz sabırlı olabilirsiniz ama aynı sabrı yönetmen Roger Christian da gösterebiliyor mu?O da çıkan haberlere çok üzülüyor. Hatta bir ara gitmek istiyordu. Hayır dedim, burada kalıp, başladığımız işi bitireceğiz. Onun için kötü yönetmen diyenlerin, kazandığı Oscar’lardan haberleri yok herhalde.Arabistanlı Lawrance gibi klasik olacak- Ömer Şerif ve Peter O’Toole yıllar sonra sizin filminizde tekrar biraraya geliyor. İki efsanenin, Arabistanlı Lawrence’dan sonra aynı hikayede yer alması çok önemli. Gılgameş de, Arabistanlı Lawrence kadar klas ve klasik bir film olacak. - Diğer epik hikayelerden ne gibi bir farkı olacak peki?Büyük İskender ve Truva gibi filmlere bakıyorsunuz. 200 milyon dolar, 400 milyon dolar bütçeleri var. Ve bu filmlerden söz edilince, ‘Aa evet, Brad Pitt vardı’ deniliyor. Ama Arabistanlı Lawrence 100 yıl sonra bile unutulmaz. Gılgameş de öyle olacak. - Enkidu’yla Simha’nın sevişme sahnelerinde ne kadar çıplaklık olacak?Filmde açık saçık bir sahne olmayacak. - Filmin bir bölümü kurulan sette, geri kalanı ise Aya İrini, Antalya, Kapadokya’da çekilecek deniyordu. Birkaç günlüğüne Ürdün’e gideceğinizi duydum. Doğru mu? Antalya çekimlerini burada kuracağımız sette gerçekleştirebiliriz. Evet Ürdün’de de çekim yapma ihtimalimiz var.
ATATÃœRK’ÜN DE HÄ°KAYESÄ°YLE Ä°LGÄ°LENÄ°YORUM- Üç gala düşünüyorum, aynı anda. Avrupa, Amerika ve Türkiye’de. Aktör ve aktrisleri her birine dağıtacağım. - Bir sonraki projem Salvador Dali’nin hayatı. Adı Dali olacak. Antonio Banderas ile konuÅŸuyorum bunun için. Sonra da Mata Hari var sırada. Bu filmleri de burada çekmeyi düşünüyorum. Ayrıca Atatürk’ün hikayesiyle de ilgileniyorum. Zaman gösterecek.Â
button