Beyoğlu, 1853-1856 Kırım Savaşı ile 1870 büyük yangını arasında şekillendi. Kırım Savaşı sırasında Osmanlı’nın müttefikleri Fransa ve İngiltere’den çok sayıda yabancı İstanbul Beyoğlu’nu mesken tutmuştu. Bu tarihten önce de Beyoğlu’nda kalbürüstü levantenler, bankerler, tüccarlar otururdu. Galata, Cihangir, Beyoğlu merkez, Tepebaşı da geniş bahçeli lüks konakların olduğu bir semtti. Ama çamurlu yollardan geçilerek işyerlerine gidiliyor, fosseptiklerden çıkan kokuların arasında yürünüyordu. Yüksek duvarlarla çevrili konakları onları, kentteki salgın hastalıklardan ve koca mahalleleri yutan yangınlardan koruyamıyordu. "Evrupo’da böyle değil azizim" diye başlıyorlardı şikayetlere. Osmanlı’da belediyecilik hizmetlerini kör topal bir şekilde yürüten bir şehremini vardı.
Sonunda devlet işe el koydu, İntizamı Şehir Komisyonu adıyla bir birlik oluşturuldu. Beyoğlu limanıyla, rıhtımıyla, Haliç’iyle ticaret merkezi olarak dünyaya açılan bir pencereydi. Tüm yabancı elçilikler buradaydı. Semt halkı, zengin ve batıya açıktı. Reformlar 28 Aralık 1857’de ve 7 Haziran 1858’de çıkan iki nizamnameyle başladı. İstanbul, 14 belediye dairesine ayrıldı. Beyoğlu’na, ilk uygulama olmasına rağmen 6. Daire denildi. Çünkü Paris’teki 6. Bölge (Sixieme arrondissement) kentin en mamur bölgesiydi. Yani bu rakam uğurlu gelebilirdi.
SOKAKLAR ÜÇ SINIF
6. Daire’nin başına Mehmet Kamil Bey getirildi. Beyoğlu ve Galata’nın kadastro haritaları çizildi. Caddelerin temizliği ihaleye verildi. Sokaklar 3 sınıfa ayrıldı. 1. sınıf sokaklar her gün, yazın günde iki kez, 3. sınıf olanlar haftada bir kez süpürülüyordu. Bahsedilen hizmetler Beyoğlu’nun batılılaşan elit kesimi için geçerliydi. Diğer kısımlar özellikle Kasımpaşa, Pangaltı gibi bölgeler ne temizlik, ne de imar konusunda hiçbir fayda görmediler.
1870’te Büyük Beyoğlu Yangını oldu. Beyoğlu, Galata ve Karaköy tamamen yandı. Belediye, bu şerden bir hayır çıkarmayı başardı. Bu sayede, eski kentin dar, çıkmaz sokaklarından, düzensiz ahşap yapılarından kurtulmuştu. Henüz dumanlar tüterken devlet 1848’de Ebniye (yani binalar) Nizamnamesi’ni çıkardı. Cadde ve sokakların genişletilmesi için yıkılması gereken yapılar istimlak edilip yıkıldı. İstiklal Caddesi (Cadde-i Kebir), Bankalar Caddesi, Sıraselviler gibi muhitlerin şekli şemali bu olaydan sonra ortaya çıktı. 6. Daire, Zincirlikuyu’daki Hıristiyan ve Tepebaşı’ndaki Müslüman mezarlığını taşıdı. Kazanılan alanlara iki büyük umumi bahçe yaptı. Ücret karşılığı girilen bu bahçeler, Türkiye’nin ilk
parklarıydı.
EVLERE TERKOS SUYU
Köşe başlarına direkler dikildi. Paris’ten örnek alınan fenerler konuldu bu direklerin üstüne. 1873’te gazhaneye yeni depolar eklenince Galata, Pera, Yüksek Kaldırım, Cadde-i Kebir, Pangaltı, Fındıklı,
Beşiktaş, Tophane-i Amire, Talimhane ve Saraçhane’ye kadar olan bölge havagazı fenerleri döşenerek aydınlatıldı. Yeni kent planı ortaya çıktıktan sonra kanalizasyon şebekesi döşendi. Horasan künklerle yapılmış şebekede toplanan atık sular büyük bir kanalla taşınıp Boğaz’ın dip akıntısına verildi. Sokaklar artık kokmaz oldu.
O tarihlere kadar Beyoğlu ve çevresinde çok katlı apartmanlara suyu sakalar taşıyordu. Sultan Abdülaziz, 1868’de bir Fransız şirketine imtiyaz verdi. Böylece Dersaadet Anonim Su Şirketi yani Terkos Şirketi kuruldu. Bu şirket menba, dere ve yeraltı sularını toplayıp Terkos Gölü’nden alınan suyu da arıtarak pompalarla Taksim’deki su taksim istasyonuna taşıdı ve evlerin en yüksek katlarına kadar çıkardı.
Cumhuriyetin ilanından sonra, 20 Nisan 1924’te Beyoğlu Belediyesi kuruldu. O sıralar Beşiktaş, Şişli, Kemerburgaz’ı da kapsayan Beyoğlu, zamanla bugünkü haline geldi. 1984’de 45 mahalleyi kapsayan bir ilçe belediyesi oldu. 1991’de İstiklal Caddesi yayalaştırıldı. 1999’da Büyükşehir Belediye Başkanı Kadir Topbaş, "Kentsel Tasarım Atölyesi" adı altında bir merkez kurdu. Atölye sit bölgesinde kalan 3500 binanın onarım ve bakımının yapılması için tüm yapı sahiplerine tebligat çıkardı. Talimhane yayalaştırıldı. 2004 seçimlerinde başkan olan Ahmet Misbah Demircan döneminde tüm yapı envanteri çıkarıldı. Çeşmeler onarıldı,
Balık Pazarı’nda renovasyon yapıldı. Galata Meydanı ve çevresi yayalaştırıldı. Kasımpaşa ve Piyalepaşa camilerinin çevresi temizlendi. Piyalepaşa, Örnektepe, Bademlik, Kadıahmet, Tophane gibi semtlere semt konakları yapıldı.
BEYOĞLU’NUN İLKLERİİlk tramvay: 1871’de Azapkapı-Beşiktaş, Galata Köprüsü-Aksaray arasında çalışmaya başladı.
İlk elektrikli tramvay: 1913’te Beyoğlu-Şişli arasında yolcu taşımaya başladı.
İlk metro: Karaköy’ü yeraltından Cadde-i Kebir’e (İstiklal Caddesi) bağlayan Tünel 17 Ocak 1875’te hizmete açıldı.
İlk havagazı fenerleri: 1873’te Galata, Pera, Yüksek Kaldırım, Cadde-i Kebir, Pangaltı, Fındıklı, Beşiktaş, Tophane-i Amire, Talimhane ve Saraçhane’ye kadar olan bölge havagazı fenerleri döşenerek aydınlatıldı.
İlk belediye binası: Şişhane Meydanı’nda, Yolcuzade İskender, Meşrutiyet ve İlk Belediye caddelerinin birleşme noktasındaki bina Edouard Blacque Bey’in ilk reisliği döneminde (1879-1883) yapıldı. Mimarı İtalyan Barborini’ydi. Bina semte de adını vermiş, Meşrutiyet Caddesi’nin başlangıcı "Daire" olarak anılmıştı. 1960’larda kaymakamlık olarak kullanılırken tekrar belediye şube müdürlüğü oldu, 1984’te Beyoğlu Belediyesi’ne verildi.
İlk sinema salonu: 1908’de, Tepebaşı Şehir Tiyatrosu’nun eski komedi binasında Pate şirketinin Türkiye temsilcisi Weinberg’in yaptırdığı "Pate" salonu daha sonra sırasıyla "Anfi", "Asri" ve "Ses" olarak anıldı.
İlk gece maçı: 9 Eylül 1933’te saat 21.00’de Taksim Stadı’nda oynandı.
Fenerbahçe-Beyoğluspor maçını, saha kenarındaki direkler arasında sallandırılan donanma ampulleri aydınlatıyordu. Maçı, Fenerbahçe 4-2 kazandı.
İlk dolmuş: 1940-41 yıllarında İstanbul şoförleri "dolmuş" sistemini ilk kez Taksim-Edirnekapı güzergahında uygulamaya başladılar. Belediye’nin itirazlarına karşın İstanbul halkı uygulamayı benimsedi.