Güncelleme Tarihi:
Efsaneye göre Ferhat’ın Şirin’le evlenebilmek için deldiği dağdan akarak şehri kuraklıktan kurtaran suyun kenarındayız. Pazar sabahı 08.30. SBS sınavı için koşturanların arasından sıyrılıp, kalabalığa karışıyoruz. Yaklaşık 200 kişinin ortasındaki Vali Halil İbrahim Daşöz’le selamlaşırken, gözümüz Yeşilırmak’a yukarıdan bakan kral kaya mezarlarına takılıyor. Daşöz anlatıyor:
“Pontus Kralı Mitridates mezarları bunlar. Yandaki Harşena Kalesi ve Kızlar Sarayı. Alttan tarihi demiryolu geçiyor. Değişik kaynaklara göre 13-17 arasında uygarlığın yaşadığı bir müze şehir burası. Dünyanın ilk coğrafyacısı Strabon’un kenti. Altısı Osmanlı’ya padişah olmuş, 12 şehzadenin valilik yaptığı, her köşesi tarih kokan bir zaman tüneli.”
Ve bir elini havaya kaldırıp işareti veriyor. Amasya halkının pazar yürüyüşü başlıyor. Herkes hep bir ağızdan, tek yürek söylüyor: “Yollara düşmüşüz başarmak için / Yürürüz hedefe ulaşmak için / 65 bin dev yürek olmuş tek yürek / Tek yürek olmak için çalışmak gerek / Haydi gel sen de katıl sevgi bilgi ver / Güçlenelim seninle bize kuvvet ver / Amasyamız için tüm bu gayretler / Çalışsın birlikte bu dev yürekler...”
Daşöz, yürüyüşe eşiyle katılan İl Jandarma Komutanı Albay Erhan Nazlı’ya takılıyor: “Harbiye Marşı mı güzel, Amasya Marşı mı?” Komutanın yanıt vermesine fırsat vermeden devam ediyor: “Harbiye Marşı da güzel, Amasya Marşı da.” Sonra bize dönüyor: “Bu marş bu çocuklar için, bu şehir için bestelendi. Bir yıldır bu marşla yatıp kalkıyoruz.”
DAMATLIĞIMI SAKLIYORUM
Yürüyüş, ‘Küçük de olsan büyük düşün, içindeki potansiyele güven’ felsefesiyle yola çıkılan ‘65 Bin Dev Yürek’ projesinin bir ayağı. Projedeki 65 bin, Amasya ilindeki toplam öğrenci sayısı. Kalabalıktaki çocukların çokluğu, projeye ne kadar sahip çıktıklarının kanıtı. Arkaya ilerliyoruz ve siyah-beyaz eşofmanlı, hayli kilolu bir beye yanaşıyoruz:
“Aslında hayatımda sporun yeri yok. En son evlenmeden önce, flört döneminde yürümüştüm. O da hatuna güzel görünmek için. Evlilik garantiye girince tembelliğe döndüm. Ne yapayım, seviyorum yemeyi. Yürüyüşlerden sonra tartılmıyorum ama bir gün içine girerim diye damatlığımı saklıyorum.”
“Herkes bu yürüyüşe gelmeli” diyor biraz ileride babasıyla yürüyen 8 yaşındaki Yiğit Alp Durmuşoğlu... Yanda kol kola girmiş dört kız çocuğu... “Eğlenmeye mi geldiniz, yürümeye mi” sorusu üzerine “Tabii ki yürümeye” diyor biri. Yürüyüşe ilkokul öğrencisi kızını getiren ev hanımı Gülcan Taşdemir sınıf öğretmeniyle konuşa konuşa gidiyor: “Kızlarımı götüre getire spor yapmış oluyorum. Kalabalıkla yürümek daha eğlenceli, sıkılmıyorsunuz.”
Biri omuzunda, diğeri yanında iki kızıyla yürüyen bir babanın yanında alıyoruz soluğu. Emniyet teşkilatından: “Çocuklarımın bu heyecanı yaşamasını istedim” diyor. Yürüyüşe bazen görevli katıldıklarını, şimdiyse gönüllü olduğunu söylüyor. “Anne nerede” sorusunu, 12 yaşındaki İrem yanıtlıyor: “Uykuyu seviyor, kaldıramadık.”
SLOGAN: SİZİ SEVİYORUZ
Karşıdan gelen yaşlı adama “Amca ne yapıyor bu insanlar biliyor musun?” diye soruyorum. “Bilmem, idman mı yapıyorlar” diyor önce. Bilgilendirilince devam ediyor: “Ben de yürüyorum. 85 yaşındayım. Doktor ‘Biraz yürü, ayaklarına iyi gelir’ dedi. Terzi Köyü’ndenim. Hamam yapıldı köye, geldin mi sen?”
Başlangıç noktası Şehzadeler Gezi Yolu’na ulaştığımızda ekibin çoktan kültür fizik hareketlerine başladığını fark ediyoruz. Kısa bir süre sonra hareketler bitiyor. Daşöz herkesi görebileceği bir noktaya çıkıp “Şimdi sıra çekilişte” diyor ve elindeki kitaptan bir mısra okuyor: “Bir kalbi kırılmaktan koruyabilsem / Yaşamış olmayacağım boşuna.” Önden bir öğrenci bağırıyor: “Emily Dickinson”. Şairi herkesten önce bilen öğrenci, kitap ödülü kazanıyor. İlk bilenin kazandığı mini bilgi yarışması sonlanınca Daşöz yeni randevu tarihini veriyor: “Seçimden sonraki pazar görüşürüz!”
Bu sırada Vali’nin yanına bir öğrenci yaklaşıyor ve amigo gibi bağırıyor: “Arkadaşlar biiir, ikiii, üç!”. Meydan, projenin sloganı “Sizi seviyoruz” nidalarıyla çınlıyor.
YÜRÜYÜŞÜN EN KARİZMATİK ÇİFTİ
Yürüyüşün en karizmatik çifti, ikisi de emekli öğretmen Amasyalı Emine ve Yusuf Ayanoğlu. Yusuf Bey (60) 17 yıl önce kolesterolü yüksek çıkınca kilosundan spor yaparak kurtulmuş. “Sonra da kimse tutamadı beni” diyor. Şimdi Türkiye’nin her yerindeki maratonlara katılıyor. Geçen seneki Antalya maratonu derecesinden övgüyle söz ediyor: “42 kilometreyi 3.38 ile koştum. Eşim de bana imrendi” diyor. Emine Hanım yürümeye emekli olduktan sonra başladığını, iki yıldır da koştuğunu söylüyor. 14 Mayıs’ta katıldıkları Bozcaada Maratonu’nda yaşıtları arasında ikinci olmuş.
12 DEV ADAM’DAN ESİNLENİLMİŞ
İsmi 12 Dev Adam’dan esinlenilerek konulan Dev Öğrenci Projesi’nin ilk adımı Daşöz’ün ilk vali olduğu Isparta’da atıldı. Bunu Adıyaman ve Malatya takip etti. Daşöz, Amasya’da yeni ayaklarıyla genişleyen proje çerçevesinde yapılanları şöyle anlatıyor: “Sevgimizi gösteremiyoruz ve giderek sevgisiz bir toplum haline geliyoruz. Çocuklarımız kendilerini değerli ve yeterli hissetsin istedik. Karar vericiler de, uygulayıcılar da, kaynak yaratıcılar da onlar. 1 lira karşılığında tiyatro yapıyorlar, şiir ve öykü kitapları bastırıp sattılar. Yaratılan kaynakla Amasya’ya Türkiye’nin ilk planetaryumu (gözlemevi) kazandırıldı, ziyaretçi akınına uğruyor. Bir anaokulu yaptırıldı. Şimdi 720 dönümlük bir arazi üzerinde Dünya Çocukları Sevgi Ormanı oluşturmaya çalışıyoruz. Alanı parsellere ayırdık. Büyükelçilerle temasa geçilecek. Belki o ülkelerden ağaçlar getirilecek. Projenin sporla sağlıklı yaşam ayağıysa iki amaca hizmet ediyor. Birincisi, çocuklar spor alışkanlığıyla büyüyor. İkincisi topluma mesaj veriyorlar. Yürüyüş başladığından beri spor kurslarının sayısı arttı. Spor malzemesi satanlar da çok memnun.”