Her kafadan bir ses çıkıyor

Güncelleme Tarihi:

Her kafadan bir ses çıkıyor
Oluşturulma Tarihi: Ekim 25, 2009 12:48

Osman Müftüoğlu, dünyanın birçok ülkesinde olduğu gibi Türkiye'de ölümlere neden olmaya başlayan A gribi diğer bir tabirle domuz gribi hakkında yazdı: Analar babalar had safhada kararsız ve şaşkın. Her kafadan bir ses çıkıyor. İşte o yazı:

Kafalar fena halde karışık. Analar babalar had safhada kararsız ve şaşkın. Her kafadan bir ses çıkıyor.

Yani o eski reklamdaki ünlü cümleyi tekrarlamanın tam zamanı: Ağzı olan konuşuyor. Eğer küçük bir bebeğiniz, okula giden bir çocuğunuz ya da yaşlı bir ana babanız varsa bugünlerde işiniz gerçekten zor. Çünkü Sağlık Bakanlığı bana göre bu krizi pek iyi idare edemedi. Sigara yasağında gösterdiği başarıyı ne yazık ki domuz gribi sorununda gösteremedi. Sayın Umur Talu’nun deyimiyle zannetti ki “Türkiye için aşı vakti” diye ilan edince herkes kuzu olup sıraya giriverecek. Oysa zaman bilgi çağı. Bilgiye ulaşmak ise son derece kolay. O kadar kolay ki her şey gibi bilgi de hızla kirleniyor.

Kimi “Ben bu aşıyı yaptırmam, çünkü içinde cıva var, alüminyum var, çocuklarımın, anamın babamın başına bir iş gelmesinden korkarım” diyor, yıllardır yaptırdığı aşıların içinde de cıva olduğunu bilmiyor! Kimi “Bu aşının daha güvenlisi varmış, onu neden getirmediler?” diye soruyor ama bu tip aşının üretim miktarının son derece kısıtlı olduğunun farkında bile değil.

Bırakın anaları babaları bilim dünyası bile “aşı olup olmama konusunda” ortadan yarılmış durumda. Benim gibi “Risk altında olanlar aşılanmalı” diyenler de var, “Yok kardeşim ben bu aşıyı çocuğuma asla yaptırmam” diyen de. Yani yine aynı yazarımızın deyimiyle “tedbirsizlikten de, tedbir kılığındaki düzenbazlıklardan da, virüsten de, aşının yan etkilerinden de, bilmemekten de, bildiğimizi sanmaktan da, cahillikten de, çokbilmişlikten de” korkmanın tam zamanıdır. Hepimize Allah kolaylık versin...

ÇÖZÜM NE?

Peki, ne yapacağız? Ben durduğum yerde duruyor, geçen hafta da yazdığım gibi “risk altındakilerin bu aşıyı yaptırmalarında fayda olduğu” düşüncemi koruyorum. Bana göre “6-36 ay arası bebeklere, genel durumu bozuk organ yetmezliği sorunu olan yaşlılara, bağışıklık sistemi zayıf ya da çökmüş durumda olan kişilere” aşı yapılmalı. Alerjisi olanlara özellikle yumurta alerjisi olduğu bilinenlere ise asla uygulanmamalı. Daha önceden polinöropati öyküsü olanların da aşıdan önce ciddi bir değerlendirmeden geçmelerinde yarar var. Tabii esas kararı çocuğunuzu izleyen çocuk sağlığı uzmanları, ana babanızı izleyen ya da sizi takip eden iç hastalıkları uzmanlarına bırakmalısınız. Bugün sayfamızda karşı görüşte olan doktorlardan birine Prof, Dr. Ahmet Rasim Küçükusta’nın da görüşlerine yer verdik. Güvenilir bir bilim adamı ve mükemmel bir insan olduğunu çok iyi bildiğim Ahmet hocanın görüşlerini de dikkatle okuyun. Ve küçük bir not daha: Ahmet Rasim hocanın bu tür karşı duruşları bazen işe yaramıştır, aklınızda olsun! Salgın tehdidine gelince: Ben de böyle bir tehdidi şimdilik görmüyorum.

Prof. Dr. Ahmet Rasim Küçükusta diyor ki:

“Dünya Sağlık Örgütü (DSÖ) her sene bu günlerde dünya çapında grip salgını olacağını ve milyonlarca insanın hastalanıp öleceğini ilan ediyor ama çok şükür ki bu gerçekleşmiyor. Aşağıdaki cümleyi korkmadan okuyun çünkü Dünya Sağlık Örgütü’nün Asya ve Pasifik Direktörü Shigeru Omi’nin bu ifadesi 4 sene öncesine ait. “Önümüzdeki aylarda çıkması beklenen pandemide 2 milyardan fazla insan gribe yakalanacak ve iyimser senaryoda 2-7 milyon, kötümser senaryoda ise 100 milyon insanın ölecek.” Tabii ki DSÖ haksız çıkıyor veya yalancı duruma düşüyor diye sevinmiyorum ama DSÖ’nün her söylediğinin gerçekleşmeyeceğinin de bilinmesi şart. Benim bu konudaki kişisel kanım, önümüzdeki kış dünyayı sarsacak bir H1N1 salgının olmayacağı şeklinde. Ülkemizde, şu günlerde Ankara’da olduğu gibi elbette yeni pek çok H1N1 vakaları çıkacak ve ölenler de olacak, elbette bu medyanın gündeminin birinci sırasına oturacak, elbette birileri çıkıp ‘Bakın gördünüz mü iyi ki 500 milyon dolar verip aşı olmuşuz’ diye gerinecekler ama inanıyorum ki atılan taş ürkütülen kurbağaya değmeyecek. Nasıl DSÖ grip için farklı zamanlarda çeşitli öngörülerde bulunuyor, iyi ve kötü senaryolar açıklıyor ve çoğu zaman da yanılıyorsa, eh tabii ben de insanım ben de yanılabilirim. Koskoca DSÖ yanılıyorsa varsın bir seferlik de ‘küçük usta’ yanılsın, ne çıkar yani. Ama lütfen ‘İnşallah senin dediğin çıkar‘ temennisinde bulunmayı da ihmal etmeyin, çünkü benim yanılmam kimsenin hayrına olmayacak.”

Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!