Her gece Ajda

Suat Ateşdağlı, ünlü şarkıların isim haklarını alıp kendi yorumunu kattı, bu derleme albümler çok beğenilince de iki yıl içinde üç albüm birden çıkardı. DJ’liğe 1983 yılında Moda 29’da başlayan, o yıldan bu yana birçok ünlü kulüpte çalan Ateşdağlı, 2001’den bu yana Reina’nın müzik direktörlüğünü yürütüyor.

Ateşdağlı, Türkiye’de çıkardığı albümlerin derleme olduğu için albüm sayılmadığını söylüyor. Bu nedenle iyi satışlara rağmen ödül alamadığından yakınıyor: “İki yıl içinde üç albüme imza atınca bu tür derleme albümlerin hemen hazırlanabildiği ve bütçesinin makul olduğunu düşünüyordum. Meğer diğer albümlerden hiçbir farkı yokmuş. Bütçesi bile normal albüm bütçesine yaklaşıyormuş.”

‘ŞANIM YÜRÜSÜN’ ALBÜMÜ

Sanatçılar, şarkılarını paylaşmak istemezler. Ama yıllar içinde Ateşdağlı o güveni sağlamış ve birçok ünlü isim onun bu albümüne şarkılarını seve seve vermiş. Ateşdağlı’ya, Türkiye’nin alışık olmadığı bu tür derleme albümleri yapma fikrini ilk ciddi olarak sunan Yeni Dünya Müzik’in sahibi Mehmet Emin Sert olmuş.

Ateşdağlı ilk başlarda hiç cesaret edememiş. Ta ki ilk albüm çalışmasına başlayana kadar... Çıkardığı albümlerin de bu kadar başarıya ulaşacağını o günlerde hiç tahmin etmiyormuş. Zaten ilk albümü “şanım yürüsün” diye çıkarmış. Şan olsun diye çıkardığı albümün toplam satışı 100 bini geçmiş. İlk albümden sonra bu işin şan olsun diye yapılmayacağını anlayan Ateşdağlı, artık albüm işine profesyonel olarak bakıyor.

8 İŞLETMEDE İMZASI VAR

Suat Ateşdağlı, albümün yanı sıra ekibiyle birlikte Reina, Gaja Restoran, Adam&Havva, Club Vogaye, Lipsi, Topaz SuAda ve Nişantaşı Salomanje’nin müziklerine imza atıyor. “Bu kadar çok mekânda isminin geçmesi, eleştirilere neden olmuyor mu?” diye sorunca şöyle cevap veriyor: “Tüm bu mekânların belli bir karakteri var. Her mekânın kendine özgü bir senaryosu oluyor. Biz de her işletmenin senaryosuna uygun müzik çalıyoruz.”

HER GECE AJDA

Ateşdağlı’nın hiç vazgeçemediği şarkılar da yok değil. Ajda Pekkan’ın “Sen İste”sini altı yıldır her gece çalıyor. Hiç çalmadığı sanatçılar da var. Beğenmediği için değil, mekânlara uymadığı için çalmadığı bu sanatçılara örnek olarak, İsmail YK ve Gökhan Özen’i veriyor. İbrahim Tatlıses çalıyor ve “Tatlıses 10 Raşit Taha’yı cebinden çıkarır. Onu çalıyorum, İbo’yu neden çalmayayım ki” diyor.
Albümler çıkmadan önce Ateşdağlı’ya gidiyor ve özel ricalarda bulunuyorlarmış. Ama o sanatçıların değil, kendi beğendiği şarkıları çalıyormuş. Rafet El Roman, Göksel hayatı boyunca hiç tanımamasına rağmen şarkılarını çok sevdiği isimler arasında. Ateşdağlı, mekâna gelen sanatçıların kendi şarkılarını çalmasını istediklerini de söylüyor.

Ama o özel istek yapan, bir şey ikram etmek isteyen hiç kimsenin istediği şarkıyı çalmıyor. Bu nedenle Ateşdağlı çalarken şarkı isteğiniz olursa bir şey göndermeyin, sadece rica edin.

MERMERCİ ‘ÇİKİTA’YI İSTER

Ateşdağlı, “Cemiyetin ünlü simalarının da istekleri oluyor” diyor. Sonra çekinerek, biraz da zorla birkaç örnek veriyor. Ender Mermerci, Yunan müziğine bayılırmış. Her geldiğinde “Çikita” istermiş. Ahmet Pekin’in Frank Sinatra’dan mutlaka bir şarkı talebi olurmuş.
Süreyya Yalçın ise “Makaron” dinlemeden mekândan ayrılmazmış. Numan Ceylan’ın “Ağrı Dağı” fanatiği olduğunu, Emre Ergani’nin de Yalın’ın “Küçücüğüm” şarkısına deli olduğunu söylüyor. Reina’nın sahibi Mehmet Koçarslan müzikle haşır neşir değilmiş ama Yunanca şarkılara eşlik edermiş. Ali Ünal ise hip hop tutkunuymuş.