Güncelleme Tarihi:
“Öyle Bir Geçer Zaman ki” dizisinde canlandırdığı Süleyman rolü, bir ekran fenomenine dönüştü. Seyirci, zorda kalan herkesin yardımına yetişen bu “gizli kahraman”a ‘Her eve lazım’ lakabını taktı!
“Öyle Bir Geçer Zaman ki”, iki sezondur izlenme rekorları kırıyor. Sizce bu başarının sırrı ne?
- Bizim dizimizin en önemli özelliği, yan karakterlerin de çok ciddi hikâyelerinin olması. Bir de her bölümde çok fazla olay yaşanıyor. Her bölüm bir film çekiyoruz neredeyse. Bu diziden beş-altı dizi birden çıkar aslında.
Zor değil mi yaptığınız iş?
- Çok zor hem de, akıl işi değil. Çok emek sarf ediliyor. Ben çekimler için gece evimden alınıp sabaha karşı evime getirildiğimi biliyorum. Sevmeden yapılacak iş değil bu.
İsyan ettiğiniz olmuyor mu hiç?
- Şartlarla ilgili oluyor zaman zaman. Karda kışta, zorlu şartlarda çekim yapıyorsun bazen. Kısa bir sahne için saatlerce çalışıyorsun...
Siz diziye sonradan dahil oldunuz değil mi?
- Evet, ben 6’ncı bölümde katıldım diziye. Ben geldiğimde dizinin ilk 15 bölümü hazırdı aslında. Senaristimiz Coşkun Irmak bazı sürprizler yaptı, Süleyman karakterini yarattı.
İlk kez mi bir dramda oynuyorsunuz?
- Evet, bu benim ilk dramım. Daha önce hep komedi yaptım.
PİJAMALI SÜLEYMAN PEK HOŞ OLMAZ
Süleyman neden bu kadar sevildi sizce?
- Süleyman, unutulmuş bazı değerleri simgeliyor; vefa, dostluk, anlayış... Bunlar çok önemli. Seyirci onu o kadar sevdi ve benimsedi ki, ‘Her eve lazım Süleyman’ diye çağırıyorlar şimdi beni. Bir de Süleyman, seyircinin “Yaa şunu halletseler” dediği her şeyi halletti ve bu anlamda bir gizli kahraman oldu. Çok renkli bir karakter. İnsanlara farklı geldi. Süleyman’ın oluşumunda Mete Horozoğlu’nun da çok payı var. Çünkü ben, karşımdaki oyuncudan oyun alarak oynayan biriyim. Mete’yle biz tahterevalli gibiyiz.
Süleyman dizide pek konuşmuyor, kaş göz işaretleriyle işini hallediyor. Siz de onun gibi misiniz?
- Aksine, ben çok geveze bir adamım. Bu rol benim için çok ciddi bir çalışma oldu. Normalde hareketli bir adamım, ilk kez bir dramda oynadığım için genelde etrafı gözlemledim, kendime bazı malzemeler buldum.
Süleyman ne zaman takım elbiseden vazgeçecek?
- Bilemiyorum ama Süleyman’ı pijamayla görmek hoş olmaz. (Gülüyor) Soner’in yanında olduğu için öyle giyinmiyor Süleyman, o yıllardaki kültür bu. Odasında gitar çalarken bile yelek ve kravat var üzerinde.
AŞK BİZİ BOZUYOR
Süleyman, çok sevilen bir karakter. Onu hep birilerine yardım ederken gördük ama özel hayatında neler olup bittiğini de merak ediyoruz... Bu adamın hiç aşkı olmayacak mı?
- Biz de merak ediyoruz... (Gülüyor) Bana sorarsan, aşık olmasın. Çünkü aşık olan dağılıyor. Dağılmayan tek bir karakter var, o da Süleyman. Aşk bozuyor bizi...
Halbuki aşk güzel bir şey...
- Aşk güzel tabii, oynayacağıma yaşamayı tercih ederim.
Peki ya Soner’le Aylin’in aşkı? Acı çekmeye devam edecekler mi daha aşkları uğruna?
- Ben böyle sorulara cevap veremiyorum maalesef. Espri bile yapamıyorum, çünkü gerçek zannedebiliyorlar. Bir keresinde Erkan Petekkaya’ya “Osman’ın durumu ne olacak?” diye sordular, o da “Böylebir ailede olsa olsa katil olur” dedi. Ama sonra “Osman büyüyünce seri katil olmuş, öyküyü içeriden yazıyormuş” diye bir söylenti çıktı.
DÖVME YAPTIRAMIYORUM
Saçlarınız önceden belinize kadar uzunmuş. Dizi için mi kestirdiniz?
- Evet. TRT Avaz’da program yaparken de uzundu saçlarım. Diziye kabul edildikten sonra kestirdim.
Üzüldünüz mü kesilirken?
- Yok, üzülmedim. Sonuçta kökü bende. Ben vücudumdaki kıllarla kapışmam. Keloğlan rolü verseler, saçlarımı kazıtırım. İşim bu benim. Vücuduma dövme yaptırmak istiyordum, sırf işim yüzünden yapamadım. Çünkü dövmeyi örtmek zor. Oyuncu olarak yaptığımız bir sürü hata var aslında, bizim her yerimizi korumamız gerekiyor.
YENİ ALBÜM YOLDA
Eskiden Leke adlı bir müzik grubunuz varmış, duruyor mu hâlâ?
- Leke’yi liseden mezun olup üniversiteye başlarken kurmuştuk, bir süre sonra dağıldı. Sonra ben tek başıma albüm yapmaya giriştim, anısı olduğu için albümün ismini Leke koydum.
Yeni bir albüm çalışmanız var mı peki?
- Evet, dört aydır üzerinde çalıştığım bir albümüm var. Sonbahara yetiştireceğim.