Her çocuk bir mücevherdir dediler onlar için tasarladılar

Güncelleme Tarihi:

Her çocuk bir mücevherdir dediler onlar için tasarladılar
Oluşturulma Tarihi: Aralık 02, 2006 00:00

Caroline Koç, Suzan Sabancı, Ayşegül Dinçkök, Revna Demirören, Zeynep Fadıllıoğlu, Aslı Soyak, Aysun Kibar, Maria Eliyeşil, Serra Merzeci ve Mine Narin gibi Türkiye’nin önde gelen kadınları, otistik çocuklar yararına mücevher tasarladı.

Projenin sponsoru Gilan tarafından üretilen mücevherler açık artırmayla satılacak. 15 Aralık Cuma gecesi Adile Sultan Sarayı’nda gerçekleşecek olan Gala Gecesi’nden elde edilen tüm gelir, Tohum Otizm Vakfı’nın halen yürütmekte olduğu projelerde kullanılacak. Tohum Otizm Vakfı’nın Kurucusu ve Vakıf Başkanı Mine Narin ve Gilan’ın Kreatif Direktörü Gökhan Öngör "Her Çocuk Bir Mücevherdir" projesini anlattı.

Proje kimin fikriydi? Her şey nasıl başladı?

- Mine Narin:
Tohum Otizm Vakfı ülkemizde otizmin bilinirliliğini artırmak, eğitim ve sağlık alanlarında yenilikler sağlamak için çalışıyor. 2006 yazında Tohum Otizm Vakfı olarak kaynak yaratmak için bir gece düzenleme hazırlıklarına başlamıştık. Bu sırada Gilan, farklı bir sosyal sorumluluk projesi yapmak isteğini bize iletti. Yani bir nevi fikirler buluşması oldu.

- Gökhan Öngör:
Biz bir Türk markasıyız. New York 5. Cadde’de mağaza açsak da, dünyanın en ünlü sanatçıları kırmızı halılı gecelere Gilan mücevherleri taksa da, bunu unutmuyoruz. Ülkemizden aldığımızı, yine bu topraklarla paylaşmak için farklı sosyal sorumluluk projelerine imza atmak istiyoruz. Hatırlarsınız; daha önce de mücevher ustalarımıza saygımızdan, eserleri binlerce yıl daha yaşasın diye Topkapı Sarayı Hazine Dairesi’nin renovasyonunu gerçekleştirmiştik. Bu yıl Tohum Otizm Vakfı ile buluştuk.

Tasarım yapacak isimleri nasıl belirlediniz?

- Mine Narin:
Bu on isim, gerek iş gerekse sosyal hayatımızın önde gelen örnek kişileri. Hepsi kendi alanlarında fark yaratmış, hayırsever ve Tohum Otizm Vakfı’na her zaman destek veren duyarlı kişilerdir.

Çizimlerde herkes tamamen özgür bırakıldı mı?

- Gökhan Öngör:
Kesinlikle. Her katılımcı özgürdü. Kendi ruh dünyalarını bize açtılar. Kimileri ne istediğini çok iyi bilerek geldi. Kimileriyle uzun sohbetlerden ve farklı eskizlerden yola çıkılarak son noktaya varıldı. Kadınların yaşam tarzlarını ve duyguları yakalayabilmek ve bu duygulara dokunan mücevherler tasarlamak benim için her zaman çok önemli. Proje katılımcıları ile birlikte bunu başardığımıza inanıyorum.

Sizce en farklı, en yaratıcı sizi en çok şaşırtan parça hangisi?

- Gökhan Öngör:
Ayrım yapmak mümkün değil, hepsi çok güzel. Ancak Vakıf Başkanı Mine Narin’in vakıf için çalışan tüm gönüllüleri, mükemmel bir zincirin halkaları olarak tanımlaması ve her bir gönüllü için zincirin üzerine pırlantalar yerleştirme fikrinin çok özel bir anlamı olduğunu düşünüyorum.

MİNE NARİN

Zincirin halkaları emeği geçenleri simgeliyor

Bazı ışıklar daha mı parlak? Birlikte severek ve inanarak yapılan işlerin başarısı diğerlerine oranla daha mı göz kamaştırıcı? Bugün Tohum Otizm Vakfı’nın sarı güneşi çocukların hayatlarını bir umut ışığı olarak aydınlatıyor ise, bu başından beri, en az vakıfta çalışanlar kadar, amacımıza inanan, sahiplenen ve hiçbir özveriden kaçınmamış gönüllü kişi ve kurumların sayesinde oldu. Onlar olmasaydı, hiçbir şey böyle olmazdı. Gayretlerimiz kopuk bir zincirin parçaları olarak kalırdı. Çalışmalarımız onların bu paha biçilmez destekleriyle birleşince mükemmel bir zincir oluşturdu. İşte tıpkı tasarladığım bu zincirin halkaları gibi! Bu zincirin her halkası bugüne kadar Tohum Otizm Vakfı’na emeği geçmiş bütün gönüllü dostlarımızı simgeliyor. Bu tasarımı onlarla birlikte olmaktan doğan kuvvetimizi düşünerek yaptım.

ASLI SOYAK

Sıra dışı bir yüzük

Uğraştığım her şeyi bilinen kalıplar içinde değil, farklı bir yaklaşım sergileyerek çözmek isterim. Sevgili arkadaşım Mine çocukların yararına böyle bir projenin bir parçası olmamı istediğinde, çok heyecanlandım ve sıra dışı bir yüzük tasarladım. Bence de "Her Çocuk Bir Mücevherdir", ama hiç birine paha biçilemez!

CAROLINE KOÇ

Broşum 24 saat takılabilir

Tohum Vakfı’nın çalışmaları gerçekten çok önemli. Bu projede yer almak ve katkıda bulunabilmek çok keyifliydi. Yılan şeklinde bir broş tasarladım. Günün her saatinde her türlü kıyafetle kullanılabilir. Umarım tüm tasarımlar iyi bir gelir getirir ve projeler hayata geçirilebilir.

SUZAN SABANCI

Çiçek şeklinde küpe çocukların neşesi

Tasarımıma çocukların neşesini, coşkusunu, enerjisini taşımak istedim. Çiçek şeklindeki küpe turkuvaz ve onu tamamlayan kırmızı ve yeşil taşlarıyla pozitif bir enerji yayıyor. Bu enerjinin mücevheri taşıyan kişinin yaşam sevincini artırmasını diliyorum.

AYSUN KİBAR

Gizemli yılan sembolü

Her çocuk bir mücevherdir, sevgidir ve hayat ağacının değerli bir tohumudur. Bu projedeki tasarımımda kullandığım yılan figürü, taşıdığı anlamlarla Tohum Vakfı’nın sembolüne benziyor. Tohum hayatın başlangıcıdır, yılan sembolü de antik medeniyetlerde yeryüzündeki ilk hayatı, tohuma hayat veren suyu, yaradılışın yedi aşamasını ve sağlık tanrısı Asklepion’u temsil eder. Bu etkisiyle anlam yüklü, gizemli yılan sembolü tasarımımın temelini oluşturdu.

SERRA MERZECİ

Vakfın sembolünden esinlendim

Tohum Türkiye Otizm Erken Tanı ve Eğitim Vakfı’nın düzenlediği bu etkinliğe büyük bir coşku ile katıldım. Otistik çocukların normal bir yaşam sürmesine elimden geldiğince katkıda bulunmak mutluluk verici. Tohum Vakfı’nın sembolünden esinlendim ve yılan şeklinde kalın bir bilezik tasarladım. Tasarladığım takının hem kullananları, hem de otizm sorununu yaşayan çocuklarımızı mutlu etmesini diliyorum.

AYŞEGÜL DİNÇKÖK

Bilezikteki uğurun sırrı

Çocuklara destek olabilecek her konu beni heyecanlandırıyor. Arkadaşımın bu güzel projesine benim de bir katkımın olması beni mutlu etti. Bileziğimi tasarlarken kendimden yola çıktım. Nelere inanırım, nelere değer veririm? Güneş enerjiyi ve beni sembolize ediyor, ev ise ömür boyu tutkulu bir şekilde peşinde olduğum aileyi, uğur böceği malum çocukluğumuzun "uç uç böceğim annen sana terlik pabuç alacak" şarkısını ve uğuru, yıldız "yıldızınız hep parlasın" dileğini, ayakkabı tüm kadınların gizli tutkusunu simgeliyor. Bilezikteki bir uğuru da Paris’ten bir adak yerinden getirdim, bileziğe sahip olacak kişi dileğini dilesin sonra gelsin beni bulsun, açıklamasını ona yapacağım..

REVNA DEMİRÖREN

Kolyem takana uğur getirsin

Tohum Vakfı’nın projesi için bir kolye tasarladım. Hem gündüz hem de gece kullanılabilir. Umarım takana uğur, vakfa da bol kazanç getirir.

MARİA ELİYEŞİL

Yakın bir akrabam otistik

Bu projenin bir parçası olmanın anlamı benim için gerçekten büyük. Yakın bir akrabam otistik, dolayısıyla bu hastalıkla olan ilişkimin kişisel bir yönü de var. Yıllarca bu hastalığın ailemize getirdiği sorunları yaşadım ve dayattığı çaresizliği birebir hissettim. Bu çok özel ve harika çocuklara yardım edilmezse hem çocuk hem de ailesi zor günler yaşıyor. Tohum Vakfı’na büyük bir saygı ve hayranlık duyuyorum; çünkü bu ülkede insanları, otizmin ne olduğunu anlatarak eğittiler ve hastalık hakkında farkındalık yarattılar. Hazırladığım tasarım, top üzerindeki küçük safirler otistik çocukların dünyasını, ay ve yıldız ise onları destekleyen ülkemizi temsil ediyor. Otizmin etkilerini hafifletmek için yardımcı olan, katkıda bulunan ve her gün çalışan herkese takdirlerimi sunuyorum. Güneş artık ışıldamaya başlıyor!

ZEYNEP FADILLIOĞLU

Rumi motiflerden esinlendim

Rumi motiflerden esinlenerek tasarladığım mücevherle projeye destek oluyorum. İnanılmaz heyecanlıyım. Kim alacak, kim takacak merak ediyorum.
Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!