Güncelleme Tarihi:
* Kaan Bey, yeni sezonda “Kayıp” dizisiyle karşımıza çıktınız. Proje hangi yönüyle sizi etkiledi?
- Bir rol derinleştikçe, oyuncu için daha çekici hale gelir. Beni etkileyen de “Kayıp”taki karakterlerin duygu çeşitliliği, derinliği oldu. Ve tabii senaryonun zorlayıcılığı. “Kayıp”, bu anlamda hem oynayan hem de izleyen için ezber bozan bir proje.
* Diziye “evet” demenizdeki en önemli etken neydi?
- Evet dememde birbirinden ayıramayacağım çok etken var. Yönetmen, senaryo, kadro gibi mühim etkenlerin bir araya gelmesi, projeyi benim için seçilir hale getirdi.
* Siz, Kemal’i canlandırıyorsunuz. Bize biraz ondan bahseder misiniz, nasıl biri bu Kemal?
- Kemal, orta yaşlarını süren bir adam. Çok genç yaşta evlenmiş ve çocuk sahibi olmuş. Maddi açıdan ortalama bir hayat sürerken, bir anda kendini zengin bir ailenin damadı olarak bulmuş. Bu sebeple kariyer hırsı yüksek ve kişisel var oluş motivasyonları zaman zaman dengesizlik gösteren bir adam.
* Senaryoyu ilk okuduğunuzda neler düşün-dünüz?
- Böyle bir projede bana rol teklif edildiği için onur duydum.
KEREM’İN KAÇIRILMASI SADECE BİR BAŞLANGIÇ
* Dizide Kemal’in oğlu Kerem kaçırılıyor ve neredeyse tüm karakterler zan altında, hepsinin de sırları var. Her bölümde bir düğüm mü çözülecek?
- Aksine, her bölümde yeni düğümler atılacak. Sebeplerin ve sonuçların cevaplarının sandığımızdan daha derin olduğunu göreceğiz.
* Biz dizide ailesinin Kerem’i bulma çabasını mı izleyeceğiz, yoksa başka sürprizler de var mı bizi bekleyen? Biraz tüyo verebilir misiniz?
- Kerem’in kaçırılması sadece bir başlangıç. Sonra bir bakacağız ki, hiçbir şey görünenden ibaret değil.
* Şarman ailesinin yaşadığı olay sizin başınıza gelse nasıl davranırdınız?
- Hayatım zindan olurdu ve anlamsızlaşırdı. Bu duygunun etkisiyle ben de muhtemelen Kemal gibi davranırdım.
* Kemal’le örtüşen yanlarınız var mı?
- Elbette birçok benzeşen yönümüz vardır. Benim oyuncu olarak görevim de bunları bulmak...
* Dizinin ilk bölümünden sonra nasıl tepkiler aldınız?
- Herkesin ortak fikri, dizinin çok enerjik, çok güçlü, heyecan verici ve merak uyandırıcı olduğu yönündeydi.
ZEYNEP, ÇOK ZEKİ BİR YÖNETMEN
* Setteki ortamdan bahseder misiniz biraz da?
- İnanılmaz uyumlu, çalışkan ve mutlu bir ekibimiz var.
* Dolunay Soysert ve Aslı Enver’le uyumunuz nasıl?
- Hiçbir oyuncuyu birbirinden ayırt edemem. Hepsi çok içten, samimi ve profesyonel.
* Yönetmeniniz Zeynep Günay Tan’la çalışmak keyifli mi?
- Zeynep, gerektiğinde her sahneyi tekrar tekrar çeken, oyuncu olarak göremediğiniz ayrıntıları yakalayan, çok zeki bir yönetmen. O nedenle onunla çalışmak müthiş keyifli.
* Bu sezon dizi dışında projeleriniz olacak mı? Film ya da tiyatro?
- Tiyatrodan emin değilim, çünkü yeterli zamanım olup olmayacağını bilemiyorum. Ama tiyatronun içinde kalmaya devam edeceğim. Yazar olarak belki. Böyle bir niyetim var. Sinemaya gelince... Önümüzdeki yaz için görünen bir proje var.
* Sezon başında çok sayıda dizi başlıyor ama birçoğu sezon bitmeden ekrana veda ediyor. Siz, projeleri değerlendirirken hangi dizinin tutup tutmayacağını kestirebiliyor musunuz?
- İnanın, bunun bir formülü varsa ben bilmiyorum. Ben yaptığım işleri seçerken, bana oyuncu olarak neler katabileceğine bakıyorum.
ÇOCUKLARIN GERÇEKLİĞİNE ULAŞMAK İÇİN ÇABALIYORUM
* Çocuk oyuncularla aranız nasıl? Çocuklarla iyi anlaşır mısınız?
- Ben ilk defa çocuklarla çalışıyorum. İnanılmaz rahatmış. Çocukların oyun oynama güdüsü, biz kariyer sahibi oyuncuların hepsi için referans aslında. Ben onlarla çalışırken onların samimiyetine ve gerçekliğine ulaşmak için çaba sarf ediyorum.
POLİSİYE DEĞİL PSİKOLOJİK AKSİYON
* “Kayıp”ın türü için ‘polisiye’ demek doğru mu?
- Polisiyeden ziyade psikolojik-aksiyon demek daha doğru olur. Tek bir sınıfın işi değil.