Güncelleme Tarihi:
Türkiye’de 2010 yılı verilerine göre diyabet sıklığı, yüzde 13.7, prediyabet (diyabet olma riski yüksek) sıklığı ise yüzde 13.9 düzeyindeydi. Halbuki 2000 yılında diyabet sıklığı yüzde 7.2 ve prediyabet sıklığı ise yüzde 6.7. Sadece 10 yılda diyabetik hasta oranı yaklaşık 2 kat arttı.
ÇOCUKLARI BİLGİSAYAR BAŞINDAN KALDIRIN
Dokuz Eylül Üniversitesi’nden endokrinoloji ve metabolizma hastalıkları uzmanı Prof. Dr. Fırat Bayraktar, “Çocuk obezitesindeki artışlar, diyabet yönünden gelecekteki en büyük tehdit. Bu yönden bakıldığında, obezite ile mücadele, dolaylı olarak diyabetle mücadele anlamına geliyor” diyor. Anne babalara büyük görevler düştüğünü vurgulayan Prof. Dr. Bayraktar, çocukların bilgisayar başında geçirdikleri sürenin kısıtlanması ve sokak oyunlarına daha çok zaman ayırmaları konusunda teşvik edilmesi gerektiğini söylüyor. “Çocuk beslenmesinde fast-food’dan uzak durulmalı ve aşırı kalori yüklenmesinden özenle kaçınılmalı. Çocuklar yemek yemeye zorlanmamalı. Ayrıca ailesinde diyabet hastası bulunan, kilo fazlalığı, fiziksel aktivite düzeyi düşük, daha önce sınırda kan şekeri düzeyi saptanmış olan ya da gebeliğinde diyabet gelişenler düzenli yıllık kontrollerde diyabet gelişimi yönünden değerlendirilmeli. Aile hekimlerine bu yönde büyük sorumluluk düşüyor” diyor.
PREDİYABETLİLER GELECEĞİN DİYABETLİLERİ
Diyabet zaman içinde yavaş gelişen bir hastalık. Prediyabet, glukoz düzenlemesindeki bozukluğun, aşikar diyabet gelişmeden önceki aşaması. Kısacası prediyabet, diyabete öncülük eden bir durum. Prof. Dr. Bayraktar, “Bu aşamadaki bireyde gelecekte diyabet gelişme riski toplumdaki normal bireylere göre 3-5 kat fazla. Prediyabet tanısının konması, gelişmesi muhtemel diyabetin önlenmesi açısından çok önemli. Çünkü bu aşamadaki birey eğer ciddi yaşam tarzı düzenlemeleri (beslenme ve egzersiz düzenlenmesi) yaparsa diyabetin gelişmesini önleyebilir ya da geciktirebilir. Ülkemizde prediyabetik hasta sıklığı yüzde 13.9’dur ve toplumumuzda obezitenin giderek artıyor olması bu sayıyı gelecekte çok daha fazla artıracağını gösteriyor” diyor.
WHO: DİYABET SALGIN HASTALIK
WHO (Dünya Sağlık Örgütü) Türkiye’de diyabet sıklığının 1995’de yüzde 5.2, 2025’de ise yüzde 7.4 olacağını tahmin ediyordu. Ancak Türkiye’de diyabet sıklığı tahminlerin kat kat üstüne çıktı. Daha 2000 yılında sıklık yüzde 7.6’ya ulaştı. 2010’a gelindiğinde ise yüzde 13.4’e ulaştı bile. Türkiye Diyabet Vakfı Başkanı Prof. Dr. Temel Yılmaz, “WHO diyabet için ‘salgın bir hastalık’ tanımını kullanıyor” diyor.
Prof. Dr. Yılmaz, enfeksiyonlar dışında en sık görülen hastalıklar içinde diyabetin kalp ve damar hastalıkları, kanser, inme ve KOAH’dan sonra beşinci sırada yer aldığını söylüyor. Yine diyabetin kalp ve damar hastalıkları, felç, böbrek yetersizliği, 65 yaş altı körlük, trafık kazaları dışında bacak kesilmelerine yol açan en büyük faktör olduğunu belirten Prof. Dr. Yılmaz, “Türkiye’de 10 milyon diyabetli var. Ancak tedavi altındakilerin sayısı sadece 4 milyon. Hızla artan diyabetle etkili mücadele bilinçle olur” diyor.