Oluşturulma Tarihi: Temmuz 17, 1997 00:00
Aşk mı dediniz... İz bırakan aşklar yaşamadım. Ve kesinlikle aramın aşkla iyi olmamasını anlayamıyorum. Bir problemim mi var acaba? Aşkın bana fazla bir şey veremeyeceğini düşündüm. Aşka düşmedim ben! Kendimi hep tuttum. Aşk benim için mutsuzluk. Bir tarafım kolay güveniyor. Bir tarafım hiç teslim olmuyor. Tuhaf bir insanım ben...BEN Mİ? 25 yaşındayım. Boyum 1.80. Topuklularla, 1.86. Kilom 63. Ayak numaram 39. Burcum
Boğa. Göğüs ölçüm mü? Değişir. Çünkü bir silikon taktırırım, bir onu çıkarttırırım. Hakkımda herşey söylenir. Mesleğim yok. Ama azmim çok! Başka ne anlatayım? Kelimelerle ifade edemeyeceğim duyguları, maskeyle size anlatsam...AİLEM Dört beş evlilik yapmış bir babam var. Bir sürü de kardeşlerim. Uluslararası kardeşler! Biri Amerika'da yaşar. Pek Türk sayılmaz, zaten annesi de Alman. Babamın bir başka Alman karısından da yine iki tane Alman abim var. Ben de uzun süre Almanya'da yaşadım. Babam bir kadından boşanınca diğeriyle evlenmiş. Sonra benim annemden de ayrılıp, bir başkasıyla. Benim annemden bir de erkek çocuğu var, yani bir kardeşim mevcut. Annem İstanbul'da, babam Bodrum'da yaşar. İkisini de çok severim. Enteresan aile hikayelerim yok. Biraz hüzünlü o kadar.EĞİTİMİM İşte o karışık. Lise 2'ye kadar Almanya'da okudum. Sonra Türkiye'ye geldim. İzmir Özel Türk Koleji'ni girdim, olmadı. Tekrar Almanya'ya gittim. İnsanların yardımıyla orada liseyi bitirdim. Üniversite sınavlarına girdim. Tekrar tekrar girdim, olmadı. İş arayışına girdim. Tercüman olmak istemiştim. Almanca ve İngilizcem iyidir. En azından Türkçemden daha iyi! Ama işte, bu piyasaya girince, o büyüye kapılıyorsunuz. Belki, kötü bir büyü, ama yine de kapılıyorsunuz. Ben kapıldım!BENİ MEDYA TARATTIŞimdilerde sekiz
film, iki dizi, dört kaset, bir de tiyatro teklifi alan Sevda Demirel mesleği olmadığını söylüyor ve itiraf ediyor:BEN DE ONLARI KULLANDIMİnsan kendini kanıtlarsa, üretken olursa, belki de bir zaman sonra, medyada yer almasına gerek kalmadan da var olabilir. Ama evet, beni medya var etti. Onlar beni kullandı, ben de onları kullandım.KIRMIZI BAŞLIKLI KIZ‘‘Kırmızı Başlıklı Kız'' gibi görünmek için tutup da, ameliyat masasına yatıp, göğüslerimi küçültüp, popomu kestirecek halim yok! Bir insanın görüntüsünün böyle olması, demek değildir ki, o herkesin kolay elde edebileceği bir kadındır.BEN BUYUM!Şimdi, iyi kız olmam isteniyor, öyle değil mi? Hazır aklanmışken, evimde oturayım değil mi? Ama anlamıyorlar ki, insan ne ise o! Ben buyum. Ben değişmiyorum ki. Onların benim hakkımda yazdıkları çizdikleri, konuştukları, söyledikleri değişiyor.Neden siz? Başka bir fotomodel, manken, sunucu değil de, Sevda Demirel?- Niye beni tercih ettiklerini, bana değil, bu işi bana yapanlara sormak lazım. Vamp kadın imajıma rağmen, savunmasız olduğumun hissetmeleri, belki de itiraz etmeye fazla gücümün olmadığını düşünmeleri... Bilmiyorum.Şu meşhur, ‘‘Bana komplo kuruldu!'' lafına dönelim, yine aynı soru: Neden size? Yoksa, birilerinin size garezi mi var?- Komplo kelimesini sevmiyorum. Çünkü fuhuş yapan da yapmayan da bu kelimeyi kullanıyor. Ben ‘‘yanlış operasyon yapıldı'' demeyi tercih ediyorum. ‘‘Neden ben?'' sorularını, ben de sordum. Hem kendime, hem de başkalarına. TGRT'de sunucu olsaydım, herhalde bu yakıştırmalar yapılmazdı. O zaman ‘‘cici kız'' imajına sahip olacaktım. Cici kızsanız, cici kızsınızdır, böyle şeyler yapma şansınız yoktur!Ama siz hiç ‘‘cici kız'' olamadınız!- Olamadım değil! Olmak istemedim. Cici filan değilim, ben neysem oyum...Hayattaki duruşunuz, bugüne kadar verdiğiniz pozlar, hakkınızda çıkan yazılar, patlayan silikonlar, cinsel çağrışımlar uyandırmanız...- Evet bunu yapıyorum. Kendimi böyle ortaya çıkarıyorum. İstediğim için. Özel bir çaba sarfetmiyorum, böyle görünüyorum. Başıma bela açıyor, ama böyle görünmeye devam edeceğim. ‘‘Kırmızı Başlıklı Kız'' gibi görünmek için tutup da, ameliyat masasına yatıp, göğüslerimi küçültüp, popomu kestirecek halim yok! Bir insanın görüntüsünün böyle olması, demek değildir ki, o herkesin kolay elde edebileceği bir kadındır.Elalemde bu kadar cinsel çağrışımlar uyandırmak, sizi hiç mi rahatsız etmiyor!- Bunlar sadece fotoğraf. Ben sokaklarda bikiniyle dolaşmıyorum. Üstelik böyle pozları veren, ne ilk kadınım ne da son olacağım. Üstelik, pornografik değil, erotik olduklarını düşünüyorum. Yani bu pozları vermek istediğim için veriyorum. Bunu anlamak bu kadar zor mu?MESLEĞİM FALAN YOKBu fotoğraflar mesleğinizin bir parçasıydı, öyle mi?- Zaten öyle pozlar vermekten başka bir şansım yoktu ki! Ben akademi mezunu değilim ki, sanatçı olayım. Doktor ya da avukat olayım. Ne yapacaktım? Dişlerimi mi kullanacaktım? Tabii ki insanların dikkatini çeken şeyler yapmak istedim. Evet, resimlerimi büyük kullanmalarını istedim. Ona uygun pozlar verdim. Onlar da kullandı.Ayıptır sorması, sizin mesleğiniz ne?- Mesleğim filan yok. Şov dünyasının içindeyim. Şov dünyası içinde herşeyi yapabilen bir insanım. İyi, kötü film çekiyorum, oyuncuyum. Dans edebiliyorum. Ama kendimi ne şarkıcı, ne aktrist, ne de model diye tanımlıyorum. Hep benim yerime başkaları tanımladılar beni...Hayatınızda medyanın rolü ne? Siz, medyada yer aldıkça mı var olursunuz?- O yaptığınız işlere bağlı. Bu soru sadece bana değil, başkalarına da sorulmalı. Birtakım politikacılar da, medya var oldukça var. İnsan kendini kanıtlarsa, üretken olursa, belki de bir zaman sonra, medyada yer almasına gerek kalmadan da var olabilir. Ama evet, beni medya var etti. Onlar beni kullandı, ben de onları kullandım. Şu anda da medya benim için önemli, ama ileride... Bilmiyorum.‘‘İleride'' diyorsunuz. Kendinize nasıl bir gelecek kuruyorsunuz?- Kurmuyorum. Kurgularla yaşamıyorum. Manası da yok. Çünkü hayat size, hep onun size dokunmasını istediğiniz gibi dokunmuyor. Bazen canınız çok acıyor. Oturup hüngür hüngür ağlıyorsunuz. Artık çok para kazanmak değil, huzur istiyorum...İnsan hem para hem huzur isteyebilir. Hepimiz istiyoruz...- Ben de herşeyi istiyorum hem de hemen diyordum. Artık istemiyorum kalsın! Bu halime, hayret etmiyor da değilim. 25 sene böyle düşünen insan 25 günde değişti. Çok çok zengin bir insan olsaydım belki, bu durumu yaşamamak için bütün o paraları verebilirdim. Kendime dair bir dolu yeni şey keşfettim: Onuruma çok düşkünmüşüm. Çekip gidebilirdim. Gitmedim. Ve Allah yardım etti, tarifi imkansız bir mucize gerçekleşti. Cidden o akşam fuhuş yapacak olsaydım, kalkıp beni temize çıkarmazlardı. Onların prestiji benimkinden daha önemli!Acımasız bir toplumBaşınıza gelen olaylarda ‘‘sırlar'' var mı? Hala, kendinize sakladığınız, ‘‘Gerisi de özel hayatım, kime ne dediğiniz şeyler''?- Böyle savunmalar yapmak için geç. ‘‘Bu benim özel hayatım'' deme zamanları geçti artık. Bu işe bunu bilerek başlıyorsunuz. Ben zaten, özel hayatımı onlara hediye çoktan etmiştim. Geçmişte, ‘‘alın sizin olsun'' demiştim. İsteyen istediği gibi kullandı. Bir şikayetim yok, çünkü ben bunu istedim. Hayat böyle, herşeyin bir bedeli var!Uzun süre yurtdışında yaşamış biri olarak, Türk toplumunun ikiyüzlü olduğunu düşünüyor musunuz!- İkiyüzlülükten çok acımasız bir toplum olduğumuzu düşünüyorum. Bana da acımasız davranıldı, sorgu, sual olmadan, damga basıldı!Önce kötü kadın ilan edildiniz...- Şimdi de iyi kadın ilan ediliyorum. Ne diyeyim? Bu memlekette insanın başına herşey gelebiliyor. Sadece bu konuda değil, her konuda öyle. Şimdi, iyi kız olmam isteniyor, öyle değil mi? Hazır aklanmışken, evimde oturayım değil mi? Ama anlamıyorlar ki, insan ne ise o! Ben buyum. Ben değişmiyorum ki. Onların benim hakkımda yazdıkları çizdikleri, konuştukları, söyledikleri değişiyor. Ama mutlu olmalısınız! Tempo Dergisi'ne ‘‘Türkiye'nin gündemi olmak istiyorum'' demiştiniz, oldunuz...- Medyumlarla içiçe olmaktan bir haller oldu bana, geleceği bile görür olmuşum! Öylesine demiştim. Ben ne bileyim başıma bunların geleceğini...
button