Simla YERLİKAYA
Oluşturulma Tarihi: Ocak 28, 2008 00:00
Her yıl ocak ayının ilk haftasından nisan ortasına kadar, Batı Avrupa’nın çeşitli ülkelerinden 250 kadar kayak tutkunu, bir haftalığına Kaçkar Dağları’na geliyor. Kimsenin ayak basmadığı karlarda kaymak uğruna bir haftalık tatile yaklaşık beş bin Euro ödüyor.
Yollarını kaybettiklerinde, kaza geçirdiklerinde koruyucu melekleri, Zermatt’ın Ecureuil B2 ve B3 tipi helikopleri yardımlarına koşuyor. Kaçkarlar’da heliski yapma fikri, dört yıl önce, İsviçreli Nicolas Clerc (39) ve Thiery Gasser (47) tarafından geliştirildi. İlk başta hem gerekli izinleri almakta, hem de kayakseverleri Türkiye’ye gelmeye ikna etmekte zorlandılar. Şimdi ise sezon başlamadan rezervasyonlar doluyor. İki ortak, heliski’yi Türkiye’nin diğer bölgelerine de taşımayı hedefliyor.
Nicolas Clerc ve Thiery Gasser, 20 yıla yakın turizm sektöründe çalıştı. İsviçre Alpleri’nde dağ rehberliği yaptı. Kayak merkezlerinde sıradan turların yanı sıra, Kanada, Hindistan ve Rusya’ya heliski turları düzenlediler. 2003’te, Thiery Gasser Türkiye’ye geldiğinde, dağlarda heliski yapılabileceğini düşündü. Ardından Nicolas Clerc ile bir keşif turuna çıktı ve gerçekten Kaçkar Dağları’nın bu iş için çok uygun olduğuna karar verip "Turkey Heliski" şirketini kurdu.
KANADA’YA RAKİP OLABİLİR
Kaçkarlar’ın heliski için neden uygun olduğunu sorduğumuzda, Nicolas Clerc şu cevabı veriyor: "Birincisi, arazi harika. Doğal parkurlar hem çok geniş, hem çok uzun. Zirvelerin çoğu 3.500 metreden fazla. Eğimleri bu iş için çok uygun. Ne çok dik, ne çok düz. Denize yakınlığı dağlarda devamlı kar olmasını sağlıyor. Medeniyete uzak değil, Trabzon’un yanı başında. Kentteki hastaneler güvencemiz; bu çok önemli. Mesela Hindistan’da heliski çok ıssız yerlerde yapılıyor, yakında hastane yok. Dahası burası Avrupa’ya yakın. Dünyadaki en büyük heliski merkezi Kanada. Avrupa’dan Türkiye’ye ulaşmak daha kolay."
TÜRKİYE’YE KAYMAYA DEĞİL YÜZMEYE GİDİLİR
Nicolas bu işe ilk başladıklarında birçok zorluk yaşadıklarını söylüyor. "Tüm Avrupa’da önceleri hep aynı tepkiyi aldık: Ne diyorsunuz, Türkiye’ye kayak yapmaya gidilir mi! Türkiye’ye sadece yüzmeye gidileceğini düşünüyorlardı. Kayak altyapısının yetersiz, güvensiz olduğunu sanıyorlardı. Bu yüzden başlangıçta çok emek harcadık. Güvenlik konusunda bir sorun çıkmayacağını, altyapıyı hazırladığımızı anlattık. Helikopterlerimizin ve tıbbi durumuzun iyi olduğunu açıkladık. Ama ilk sezon İstanbul’daki terör saldırısı sonrasında, turu iptal etmemiz gerekti. Neyse ki şimdi bu sorun ortadan kalktı."
HELİSKİ KAYAĞIN KRALIDIR
Bu yıl Türkiye’de heliski’nin dördüncü sezonu ve talep o kadar iyi ki, nisan ortasına kadar hemen hemen hiç boş yer kalmamış. Avrupa’dan gelen kayak tutkunları bir haftalığına Rize’nin Ayder Yaylası’na yerleşiyor ve her gün 5-6 kişilik gruplar halinde, helikopterle havalanarak zirvelere gidiyor, kayak zevki yaşıyor. Her grubun başında bir dağ rehberi bulunuyor. Nicolas Clerc, heliski ile kayak yapmanın farkını şöyle anlatıyor, "Farz edin ki, Antalya’da bir sahile gitmişsiniz. Yüzlerce kişiyle birlikte yüzüyorsunuz. Tekneye atlayıp, kimsenin gitmediği bir koyda, turkuvaz renkli suda, tek başına yüzdüğünüzü düşünün. İşte fark bu... Heliski kayak sporlarının kralıdır. Helikopter sizi dağın tepesine bıraktığında, önce harika bir manzara görürsünüz. Sonra helikopter sizden uzaklaştığında muazzam bir sessizlik olur. Tamamen doğanın içinde, dağın zirvesinde kayarken, kendinizi kahraman gibi hissedersiniz. Adeta karların üstünde sörfçü gibi uçarsınız."
ÇIĞA KARŞI HAVA YASTIĞI
Heliski’de yaralanma riski, normal kayaktaki kadar. Fark heliski’de çığ tehlikesinin bulunması. Bunun engellenmesi için dağcılık, kayak ve heliski konusunda deneyimli dağ rehberleri ile çalışılıyor. Tabii bir de, dağın her yerine gidilmiyor, rüzgarın geliş yönü ve eğime göre minimum çığ riski olan yerler belirleniyor. Ayrıca kayak yapanlara, hava yastığı veriliyor. Ani bir çığ olursa, hava yastıkları şişiyor ve hafif olduğu için, sizi kaldırarak, kar altında kalmanızı engelliyor. Parlak turuncu rengiyle kazazedenin kolayca görünmesini sağlıyor.
Nicolas Clerc ve Thiery Gasser, şu an sadece Türkiye’ye odaklandıklarını ve buranın dünyadaki önemli heliski merkezlerinden biri olabileceğine inandıklarını söylüyor. Hatta uygun bir yer bulduklarında, Türkiye’nin başka şehirlerinde de heliski başlatmayı düşünüyorlar. Bu sporu yapabilmek için gerekli izinleri almakta biraz zorlandıklarını itiraf ediyorlar. Bu yıl bile izinlerde bir sorun çıktığı için, bir hafta geç başlamışlar. İlk grup rezervasyonu iptal etmek zorunda kalmışlar. Gelecek yıl izin işlerini daha erkenden halletmeye çalışacaklarını söylüyor ve ekliyorlar, "Biz yaptığımız işe güveniyoruz ve bize yardımcı olan birçok Türk dostumuz da var çünkü yaptığımız iş Türkiye’nin de yararına."