Hedef 26 milyon turistin her birine bir porselen

Güncelleme Tarihi:

Hedef 26 milyon turistin her birine bir porselen
Oluşturulma Tarihi: Nisan 23, 2006 00:00

Önceki hafta İstanbul’da düzenlenen müzayedede 125 milyar liraya satılan nadide vazo, unutmak üzere olduğumuz bir kültür değerini yeniden hatırlattı. Sultan Abdülhamid’in isteği üzerine kurulan Yıldız Porselen önce sarayın, sonra Türkiye’nin nadide porselenlerini üretti. Uzun süre bir "müze-fabrika" olarak kaldı. Sadece özel üretimler yapıp siparişleri gerçekleştirdi.

Ancak başlatılan yeni projelerle, şimdi Türkiye’nin önde gelen ressamlarına kapılarını açmaya hazırlanan 114 yıllık kuruluş, üretim politikasını değiştirip tamamen yerel temalı, sanatsal ürünlere yöneliyor. Hedefleri, bu yıl Türkiye’ye gelmesi beklenen 26 milyon turistin her birine, bir Yıldız Porselen ürünü satmak.

1880’lerin sonunda bir gün Fransız elçisi, bir toplantı sırasında Padişah Abdülhamid’in yanına gelerek sohbete koyulur. Bu sırada masanın üstünde duran bir bardak elçinin dikkatini çeker ve Sultan’a bu bardağı çok beğendiğini söyler. Sultan da, bardağın Sevr ürünü olduğunu ve kendisinin de çok sevdiğini söyler. Bunun üzerine elçi bir öneride bulunur: "Öyleyse Sevr’deki fabrikanın benzerini burada kuralım." Padişah, hiç tereddüt etmeden, "Neden olmasın" diye yanıt verir. Ertesi gün çalışmaları başlatır. "Sarayımın bahçesine kurun" diyerek fabrikanın yerini de gösterir.

Prof. Önder Küçükerman’ın "Yıldız Çini Fabrikası" adlı eserinde anlattığına göre, inşaat hemen başlar. Fransa’dan
/images/100/0x0/55eafa45f018fbb8f8a2fca4
çini fabrikası kurma konusunda tecrübeli mimarlar ve ustalar gelir. Fırınların kurulmasında Fransız ve İznikli ustalar birlikte çalışır. Ve fabrika 1892’de ilk ürünlerini verir. Fakat 1894 depreminde fabrikanın bir bölümü yıkılınca iş yarıda kalır. Sultan Abdülhamid, çok sevdiği ve daha sonra da baş mimarı yaptığı Raimando d’Aranco’ya fabrikanın yeniden kurulmasını emreder. Bu sefer, sanat eseri denilebilecek bir bina ortaya çıkar.

İlk dönemlerinde sadece sarayın porselen ihtiyacı karşılanır. Üzeri resimli vazolar, padişah portreli fincan takımları, duvar tabakları, fabrikada ilk üretilen ilk objelerdir.

RESİMHANE ATÖLYESİNDE SULTAN BİLE ÇALIŞTI

Yıldız Porselen fabrikasının en önemli bölümü, "Resimhane" adı verilen atölye. Kurulduğunda Türk ve Fransız sanatçıların biraraya geldiği Resimhane’den kimler geçmemiş ki: Ressam Enver Bey, Ressam Mardinos Efendi, Heykeltıraş Behzat Bey, Enderunlu Nuri Bey, Zekai Paşa, Şeker Ahmet Paşa, hatta çok iyi bir marangoz ve mobilya tasarımcısı olan Sultan Abdülhamid.

Ressamlar, o dönem porselenlerin üzerine sadece padişah resimleri yapmaz. Şehzadeler de resmedilir. Ayrıca Bulgaristan Kralı I. Ferdinand, Karadağ Kralı I. Nicolas, Mısır Valisi Abbas Hilmi Paşa gibi o döneme damgasını vurmuş olan kral ve yöneticiler de porselenlerde yerini alır. Önceki hafta Antik AŞ’nin müzayedesinde 125 bin YTL’ye satılan vazo da o devrin eserlerinden biri.

Fabrika 1909’da Sultan Abdülhamid’in tahttan indirilmesinin ardından kapatılır, Temmuz 1911’e kadar açılmaz. İstanbul’un işgal edildiği zaman üretim yeniden durur. Cumhuriyet’ten sonra Sümerbank’a bağlanarak çalışmalarını sürdürür. 1994’te Milli Saraylar Daire Başkanlığı’na bağlanır. Ve günümüze kadar gelir.

KAPILAR ÜNLÜ RESSAMLARA AÇILACAK
/images/100/0x0/55eafa45f018fbb8f8a2fca6

Milli Saraylar Daire Başkanı Dr. Cemal Öztaş, bu fabrikanın geleneksel sanatların ve Türk zarafetinin simgelerinden biri olduğunu söylüyor: "Üretimin artırılması ve çağın teknolojilerinin fabrikaya getirilmesi için gereken altyapıyı oluşturuyoruz. Birkaç yıl içinde kára geçerek Milli Saraylar’a katkı sağlayacak hale geleceğiz."

Yıldız Porselen’i kára geçirecek projelerden biri şu: Fabrika yönetimi, Türkiye’nin yaşayan tüm önemli ressamlarını ve resim sanatında dünyanın önde gelen isimlerini Yıldız’a davet edecek. Konaklama giderleri Milli Saraylar tarafından karşılanacak. Sanatçılar fabrikanın atölyelerinde serbestçe ürettiklerini kuruma satacak. Bunlardan koleksiyonlar oluşturulacak. Ayrıca genç grafiker ve ressamlar için fabrika bünyesinde staj olanağı sağlanacak. Böylece, eski ustalarla genç sanatçılar biraraya gelebilecek.

MUTFAKTAN ÇIKACAK SANATA GEÇECEK

Şu anda fabrikada 120 kişi çalışıyor. Eskiden bu rakam 450-500 civarındaymış. Dışarıdan gelen sanatçılarla bu kapasite kadro alımına gidilmeden doldurulmuş ve fabrika tam kapasite çalışmaya başlamış olacak.

Yıldız Porselen ve Çini Fabrikası’nın 8 aylık müdürü Yekta Korca, önümüzdeki dönem kademe kademe mutfak ürünlerinden, sanat ağırlıklı objelere yöneleceklerini anlatıyor:" Çin rekabetine karşı Türkiye markasına yönelik işler yapmamız gerekiyor. Divriği Ulu Cami, İshak Paşa Sarayı, Ankara Kalesi, Selimiye Camii, Sultanahmet, Ayasofya, güzel bir Üsküdar sokağı gibi tarihi mekanların sembolik fotoğraflarını porselene işliyoruz. Anadolu belediyelerinden sipariş yağmaya başladı. Hedefimiz bu yıl gelecek 26 milyon turistten her birinin bir Yıldız Porselen ürünüyle ülkesine dönmesi."

GÜLBAHAR ŞEKERLİK, AŞİYAN KASE

Fabrikanın en kıymetli bölümü, onlarca sanatçının sükunetle çalıştığı "El Dekoru Atölyesi". Burada, bazı eserler 3-4 ay gibi bir zamanda ortaya çıkıyor. Bunlar arasında çini panolar, düz, yanaklı, çukur duvar tabakları, düz ve çukur lenger, İstanbul panoramalı duvar tabakları, duvar saatleri, ibrik ve leğenler, kulplu ve kulpsuz sürahiler, maşrapalar, kupa, matara ve testiler, büyük ve küçük karpuz şekerlikler, çemi bülbül, gülbahar ve demet şekerlikler, boza takımları, aşiyan kaseler, semaver takımları, sultan çay ve kahve takımları, abajurlar, aplikler, avizeler, küçük ve büyük gürz vazolar, burmalı, kavuk, kandil, şale, zülfüaruz, lale, küp, limoj ve saray vazolar yer alıyor. Her biri İstanbul Yıldız Parkı içinde yer alan Yıldız Porselen Fabrikası’nın satış bölümünde satılıyor.

1.1 MİLYON YTL’LİK SATIŞ REKORU

Yıldız Porselen’in bir ara özelleştirilmesi hedefleniyordu. TBMM Başkanı Bülent Arınç, geçtiğimiz yıllarda zarar eden fabrikanın kára geçmesi için yeni projeler üretilmesini istedi. 2003’ün sonunda yapılanma başlatıldı. Bu girişimin ardından 2004’ün ilk beş ayında 206 milyar lira olan zarar, sonraki beş aylık dilimde 90 milyara indi. Geçen yıl yapılan 1.1 milyon YTL’lik satışla, fabrika tarihinde bir rekor kırıldı. Bu gelir, Milli Saraylar ve TBMM’ye yapılan işlerle 1.5 milyon YTL’yi aştı.
Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!