Güncelleme Tarihi:
23 Nisan’da koltukları çocuklara devretme fikri kimden çıktı?
- Levent Kazak: Elif (Dağdeviren) ile birlikte karar verdik. Hatta sadece koltuğu bırakmakla kalmayalım, biz hiç karışmayalım, haberleri de onlar yazsın dedik. Yani 23 Nisan’da tamamen onların fikirleri ve heberlerinden oluşan bir bülten sunuyoruz izleyiciye.
Siz de onların yanında olacak mısınız?
- L.K: Hayır, hiçbirimiz yokuz. Tamamen yeni kadro olacak ekranda o gün... Korkum o ki, bizi yerlerimizden edecekler!
O kadar başarılılar yani...
- Evet, o kadar güzel işler çıkardılar ki, biz işimizden olabiliriz.
Yeni ekibi nasıl seçtiniz, nereden buldunuz?
- Mahir İpek: Çocukların çoğu Beşiktaş Koleji’nden. Levent’in (Kazak) kızı Mira hariç (o MEF’ten) hepsi oradan. Benim oğlum Söz de orada okuyor. Okulla bir bağlantı kuruldu ve orada seçme yaptık. Gerçekten inanılmaz başarılılar. Tedirginlik veriyorlar bize.
BU PROGRAM BİRAZ APOLİTİK OLACAK
Çocuklar gündemi belirlerken öncelikle hangi konulara ağırlık verdi?
- L.K: Büyüklerden beklentilerini ve sorunlarını yazdılar “heber” biçiminde. Mira ayrıca günün yorumunu da yazdı. Bu arada heberlerin yanı sıra bu kez programda skeçler de yer alacak.
- M.ı: Yazıya döken biziz ama emeğin büyük çoğunluğu onların.
- L.K: Bir de kimsenin onları dinlemediğini, ciddiye almadığını düşünüyorlar. Onları dinlerken fark ettiğimiz en önemli nokta bu. Bu program biraz daha apolitik olacak.
“Heberler”in formatını bazı internet sitelerine benzetenler oldu. Zamanla anladılar mı peki bunun başka bir format olduğunu?
- L.K: Evet, artık anladılar. Benzettikleri yayınlar farklı, biz farklı iş yapıyoruz. Öncelikle de internette değil, televizyondayız.
STÜDYOMUZDA SANSÜR YOK
Bu programı hazırlamak da dizi çekmek kadar zahmetli bir iş mi?
- L.K: Dizi hazırlamak gibi değil elbette ama biz de büyük bir ekiple, büyük emeklerle hazırlıyoruz her yeni bölümü.
Levent Bey, bu proje iki sene önce de hayata geçebilirdi. “Neden bu kadar bekledim?” diyor musunuz?
- L.K: Her şeyin bir zamanı vardır. Mesela yazdığım bir film senaryosu var, şu an bekliyor. Zamanı gelen de çıkıyor. Yıllar önce “Gülen Ayva Ağlayan Nar” diye bir iş yapmıştık, absürt komediydi, anlaşılmadı ve yayından kaldırdık. Ama sonraki yıllarda absürt komediler çoğaldı. Bu, bir işin zamanının gelmesiyle ilgili.
“Heberler” gerçekten iyi fikir. Neden hâlâ taklidi çıkmadı sizce?
- L.K: Bu formatı çok fazla yerde yapamazsınız. Hiciv programı bizimkisi, kolay yapılacak iş değil. Yumuşak bir iş yapamazsınız. Sert yorumlar da olmalı. Gerçi bizden sonra çıkacak olan bu tarz programlar da bizi taklit etmek zorunda değil, çünkü “news show” formatı herkes tarafından yapılabilir.
Dört tane ciddi adam, ciddi ciddi heber sunuyor. Amaç güldürmek mi?
- L.K: Hayır. Ne düşünüyorsak söylüyoruz. Çünkü bu stüdyoda sansür yok.
SÖZ ÇOCUKLARDA
* BARIŞ ALP DÖNMEZ (Memet Ali Alabora’nın yerine geçti): “Heberler’i birkaç kez izlemiştim ama buraya çıkmanın verdiği zevk bambaşka. Işıkların üzerinizde olmasının getirdiği bir heyecan var. Böyle bir şeyi hayal bile etmezdim. Memet Ali Alabora’yı ‘Maskeli Beşler’de izlediğimden beri seviyorum. Ama bu kadar benzediğimizi bilmiyordum. ıleride köşe yazarı olmayı düşünüyorum. Sesim güzel olduğu için şarkı da söyleyebilirim; şansım yaver giderse tabii.”
* DOĞUKAN DURMUŞ (Serhat Kılıç’ın yerine geçti): “Okulda tiyatro eğitimi alıyorum ve bu konuda yetenekli olduğumu düşünüyorum. Ben burada spor spikeriyim, tek fark küçük olmam. 23 Nisan’da yerine geçmek isteyeceğim kimse yok. Ama büyüyünce doktor olmak istiyorum. Babam, annem ve amcam da doktor.”
* TEOMAN TANER: (Mahir İpek’in yerine geçti): “Ben programda hava durumunu sunuyorum. Hava durumu biraz ağır gerçekten. Büyüyünce de şu anda olduğum gibi olmak istiyorum.”
* SÖZ İPEK (Mahir-Veda İpek’in oğlu): “Babam normalda beni işe getirmiyor. Buraya ilk gelişim. Seneye de burada bir koltuk isterim. ışi çok sevdim ama yine de oyuncu değil ressam olmayı düşünüyorum.”
* LAL BAŞBUĞ (İclal Aydın-Kemal Başbuğ’un kızı): “Ben yazarlık yapıyorum. Her yıl ödül alan şiirlerim oluyor. Kitabımı ben büyüdüğümde okursunuz. En çok istediğim şeyse tasarımcı olmak. Kıyafet ve ev ürünleri tasarlamak istiyorum.”
* MİRA KAZAK (Levent Kazak’ın kızı): “Programda metinleri biz çıkardık ama tabii bazıları büyüklerimizin katkısıyla tamamlandı. Günün yorumunu yazarken bunalıma girdim, stres oldum. Büyüyünce mimar ya da ressam olmak istiyorum. 23 Nisan günü ise okul müdürünün koltuğunda olmak isterdim. Okul müdürümüz çok iyi ama ben okula değişik bir sistem getirmek istiyorum.”
“HEBERLER”İN 23 NİSAN GÜNDEMİ
* 23 Nisan vesilesiyle Türk Psikiyatri Derneği başkanlık koltuğuna oturacak olan 8 yaşındaki Begüm Yılmaz, çocuklarla iletişim kurabilmek için çocuk sesiyle konuşmanın bir işe yaramadığı büyüklere uygun bir dille anlatacağını açıkladı.
* Yıllar yılı kullanılan “büyüklük göstermek” ve “çocukla çocuk olmak” deyimleri tarihe karışıyor. Geçen yıl bir günlüğüne Türk Dil Kurumu başkanlık koltuğuna oturan Berkecan Güngör’ün çocukları çocuk yerine koyduğu gerekçesiyle kaldırdığı deyimlerin yanına bu yıl yenilerinin de ekleneceği düşünülüyor.
* Türk aileler birliğinin belirlediği, harçlıklara yüzde 7’lik zam oranı, çocuklar tarafından büyük bir tepkiyle karşılandı. Türkiye küçük öğrenci birliği başkanı Caner Çelik, zammı protesto etmek adına ödev yavaşlatma hareketi başlatabileceklerini söyledi.
* Her yaz bedava dondurma kampanyası yapan hazır dondurma şirketlerinin bu yıl dondurma çubuklarından bedava çıkmayacağını açıklaması, çocuklarla bakkallar arasında gerginliğe neden oldu.
* 23 Nisan’da takımın başına bir çocuğu getirmek isteyen Galatasaray yönetimi, hiçbir çocukla anlaşamadı. Takımın durumunu göz önünde bulunduran çocuklar, bir günlüğüne bile olsa Galatasaray Başkanı olmak istemiyor.
* “Günün Yorumu”nda Levent Kazak’ın koltuğuna oturan Mira Kazak, öğretmen ve eğitimcilere sesleniyor: “Bence ev ödevi yerine okulda ödev dersi olabilir. Herkes o derste ödevlerini bitirip evde rahat edebilir.”