Nuran ÇAKMAKÇI
Oluşturulma Tarihi: Şubat 28, 2004 01:37
Kapıda köpek, koridorda iguana, onlarca çeşit balık, kaplumbağa, bahçede sülün, ponponlu ördek karşılıyor sizi. Yanlış anlamayın burası hayvanat bahçesi değil, okul.
Kapıdan içeri adımınızı attığınızda sizi dört yaşındaki Golden Retriever cinsi Pamuk karşılıyor. Göz göze geldiğinizde hemen yanınıza koşup, bacaklarınıza sürtünüyor. Ellerinizle, tüylerinin buluşmaması imkansız. Siz okşadıkça, o daha da yakınlaşıyor. İstanbul’daki Bilfen Acıbadem Anaokulu’nun kapısını her açtığınızda bununla sık sık karşılaşırsınız. Hayvanat bahçesi içinde anaokulu mu yoksa anaokuldan bozma hayvanat bahçesi mi bir türlü karar veremedim.
Çoğunluğu kümse hayvanı toplam 24 hayvanın bulunduğu okul daha çok bir hayvanat bahçesi gibi.
3-6 yaş arası minikler okulda bulundukları süre içinde her an hayvanlarla göz göze.
Bu aralar çizgi
film kahramanları ile özdeşleşen isimleri olan hayvanlar daha bir revaçta: Nemo adını verdikleri palyaço balığı. Hareketli olduğu için Spiderman, siyah olduğu için Batman, güçlü olduğuna inandıkları için He-Man adını verdikleri okul girişindeki hamsterler.
Okulun yeni misafiri iguana, büyük deniz kaplumbağalarının eski mekanında kendisi için özel satın alınan sıcak taş üzerinde özgürce dolaşırken onu seyreden miniklerin bakışlarına pek de tepkisiz kalmıyor.
Hele baharda öpüşen cennet papağanı, paçalı tavuk, yaban ördekleri çocukların en fazla ilgisini çeken hayvanlardan birkaçı.
Anaokulunun en sorunlu hayvanları tavuskuşlarının okuldan uzaklaştırılması ise çalışanların dilinde. Geçen yıl anaokulu bahçesinde bulunan iki tavuskuşunun zamansız ötüşleri çevre sakinlerini rahatsız edince, okul yönetimi çareyi onları kurumlarının başka bir okuluna göndermekte bulmuş.
Sülünler ise sabah namazı ezanını izleyen saatlerde ve akşam üstleri seslerinin tonunu yükseltince sonunda okul sahibinin çiftliğini boylamışlar.
BUKALEMUNLAR STRESTEN TELEF OLDU
Okulun yine geçtiğimiz yıl sevilen hayvanlarından bukalemunlar öğrencilerin ve fotoğraf makinelerinin ısrarlı ışıkları karşısında strese girip, telef olunca bu hassas hayvanlardan okul yönetimi bir daha getirmeme kararı almış.
Her ay bulundukları mekanları temizlenen, aşı ve bakım için düzenli veteriner kontrolünden geçen hayvanların maliyetleri de oldukça yüklü. Özel şampuanla yıkanan, mamalarla beslenen bu hayvanlar için okul ayda 600-650 milyon lira harcıyor.
Sülün, paçalı tavuk, tavşan, yaban ördeği, ponponlu ördek, Karolin ördeği, su kaplumbağası, kara kaplumbağası, hamster, iguana, cennet papağanı, muhabbet kuşu gibi türlerin bulunduğu 24 hayvanın okulda yaşamasını Müdür Psikolog Sibel Dayıoğlu, bakın nasıl açıklıyor: ‘Aktif öğrenme sistemini benimsiyoruz. Çocuk, yaşayarak, görerek, yaparak öğreniyor. Günümüz şartlarında metropol içinde köpek ve kedi dışında hayvanları görmesi pek mümkün değil. Hayvan sevgisini çocuklara aşılamak istiyoruz. Hayvanların da hayatın içinde, yaşamın bir parçası olduğunu anlasınlar istiyoruz.
Hayvan sevmeyen aileler de bu uygulamamız ve çocukların isteği ile evlerine hayvan almaya başladı.’