Oluşturulma Tarihi: Haziran 02, 2004 00:00
Merhaba Güzin abla! Sana çok önemli ve çok acil bir konuda yazıyorum.Bunu hemen yayınlamalısın çünkü yayınlamazsan daha sonra yayınlamanın hiçbir anlamı kalmayacak. Çevre Bakanlığının hazırladığı ‘Hayvanları Koruma Kanunu Tasarısı’ çevre komisyonunca onaylandı ve meclisten geçti. Bu yasa çıkmadı ama çok yakında çıkacak! Milletvekilleri, yasa tasarısını genel kurulda onaylayıp yasayı çıkarmadan önce, hayvanseverlerden ve derneklerden gelen yazıları, faksları dikkate alacaklarını söylemişler. Yani hayvanseverlerin, tasarı henüz yasalaştırılmamışken, şu anki hali üzerinde değiştirmek istedikleri maddeleri belirtmeleri için çok az zaman kaldı! Kısaca hayvanseverler, çok kısa bir süre içinde milletvekillerini ve ilgili yerleri yeterli faks ve e-mail yağmuruna tutmazlarsa, korkarım ki bu yasa tasarısı, bu hali ile yasalaşacak! Biliyorsunuz, bu yasa hayvan severler tarafından yıllardır umutla bekleniyor! Ve ne yazık ki bu yasa tasarısında, daha önceki yasada da olduğu gibi, itlafı gizlice yasalaştıran 6. maddedeki 3285 sayılı ‘Hayvan sağlığı zabıtasındaki öngörülen durumlar’ hala var. Eski yasada da bu ‘3285’ vardı ve bu yüzden belediyeler bu maddeye dayanarak yıllardır itlaf yapabiliyorlardı. 3285 sayılı zabıta kanunu da aynen şöyle: ‘Belediyeler, herhangi bir kuduz şüphesi durumunda sınırları içerisindeki tüm sokak hayvanlarını itlaf etmeye yetkilidir.’ Kuduz şüphesi bile belediyelerin binlerce köpeği itlaf etmesi için yeterli! İstanbul- Ankara- İzmir- Adana gibi büyükşehirlerde sınırlar çok geniş ve belli olmadığından da, bu büyük çapta itlafa dönüşebilir. Belediyeler 3285 sayılı zabıta kanunundaki öngörülen maddeler nedeniyle, kuduz köpekleri öldürme adı altında hasta olmayan, sahipli köpekleri de bu yasaya dayanarak itlaf edebiliyorlar. Bu itlafları durdurmanın tek yolu,yasada 3285 sayılı maddenin değiştirilmesidir. Kuduz problemi zaten bu yeni yasa tasarısına göre ‘Her belediye,sokak hayvanlarını aşılamak zorundadır’ maddesi sayesinde çözülmüş olacak! Çünkü çıkacak bu yeni yasaya göre zaten tüm sokak hayvanları belediyeler tarafından aşılanmak zorundalar! Hayvanseverler hemen gereken yerleri faks ve e-mail yağmuruna tutmalı bu maddenin değişmesini istemeli. Bu yüzden Cumhurbaşkanlığı başta olmak üzere, gerekli bakanlıklara, özellikle de tarım ve köy işleri bakanlığına, çevre bakanlığına, içişleri bakanlığına faks ve mail gönderilmeli. Bu nedenle size gerekli faks numaralarını ve adresleri de gönderiyorum.cumhurbaskanligi@tccb.gov.tr - M. Kemal YALINKILIÇ Ve Orman Bakanlığı Doğayı Koruma Ve Milli Parklar Genel Müdürlüğü, Faks: 0312 222 51 40 - T.C. Tarım Köy işleri Bakanlığı, Fax: 0 312 417 71 68 - Çevre Komisyonu, Fax: 0 312 420 53 26 - Çevre ve Orman Bakanlığı Av ve Yaban Hayatı Koruma, Fax: 0312 212 28 04RUMUZ: HAMERASana teşekkür ediyor ve dileğini yerine getiriyor, tüm hayvanseverlere buradan sesleniyorum, sevgili okurum. Ben de bakanlıklara faks çekerek, bu maddenin değiştirilmesi için ricada bulunacağım. Bunca yıldır umutla beklediğimiz bu yasa, mutlaka AB normlarına uygun şekilde çıkarılmalı. Umarım, yetkililere sesimizi duyurabiliriz.Eşim her fırsatta dövüyor, en ufak bahaneyle el kaldırıyorSevgili ablacığım, ben ailemi dinlemeyip, genç yaşta gizlice sevdiğimle evlendim. Ailem benim üzerime titrerdi. Bu yüzden yine de beni affettiler. Eşim, flört sırasında benim için beyaz atlı prensti. Ama evlendikten sonra çok değişti. Prens, canavara dönüştü. Evlenmeden de beni kıskanırdı, şimdi daha çok kıskanıyor, her bahaneyle bana el kaldırıyor, dövüyor. Lise mezunuyum, sekreterlik ve ön muhasebe görevi yapıyorum işyerimde. Bütün paramı, eşimin kredi kartı borçlarına yatırıyorum. Yine de yaranamıyorum. Yakın çevremizin yanında sürekli beni küçük düşürüyor. Herkes benim pozitif bir insan olmama katlanamadığını söylüyor. Ruhen çökmüş durumdayım, üstelik alay edip, ‘Seni Bakırköy’e yatırayım’ diyor. Yuva yıkmak kolay ama, ortada küçük bir çocuk var. Yoksa, bir dakika bile durmazdım. RUMUZ: MUTSUZ KADINSevgili kızım, çocuğun da olsa, yine dayanmamalı, bu muameleye katlanmamalısın. Hele anlayışlı ve sana düşkün bir ailen olduğuna göre, çalışıp çocuğuna bakabileceğine göre, neden çekiniyorsun? Sakın sevgiden söz etme! Hangi kadın dayak yiye yiye, eşini sevmeye devam edebilir? Bu arada seninkine benzeyen birkaç mektup daha aldım. İçlerinden ‘İstanbul’dan gelin’ rumuzuyla yazan okurum, yalnız kocasından değil, kocasının ağabeylerinden, kayınvalidesinden de dayak yediğini yazıyor, hatta birinde sağ kulağı patlamış! Bu nasıl şey böyle, insanlar canavarlaştı mı? Erkekler fiziksel güçlerini kullanınca, kendilerini üstün mü hissediyorlar? Ya siz hanımlar, neden katlanıyorsunuz? Sığınacak bir aileniz, yakınınız yok mu? Kuzum bu şiddeti neden çekiyorsunuz, aklım almıyor. Büyük bir üzüntü duyuyorum ve çaresiz kalıyorum mektupları okuyunca.
button