Güncelleme Tarihi:
Mezuniyetinizden beri Devlet Tiyatrosu oyuncusu olarak bu kurumda devam ediyorsunuz değil mi?
- Evet, konservatuvardan mezun olduğumdan beri 25 yıldır İstanbul Devlet Tiyatrosu’nda çalışıyorum. Dört yıl parasız yatılı okulunda okudum ve "İyi ki de yapmışım" diyorum şimdi. O dört yıl ne televizyon izledim ne gece hayatım oldu. Okulun içinde sadece mesleğimi düşündüm. Daha 16 yaşındaydım...
Tam ergenlik döneminde yatılı okulda okumayı seçmeniz ilginç...
- Çünkü sadece okumak istiyordum. Ergenliği orada yaşarken çok duygusal dönemlerden geçiyorduk elbette. Aslında yatılı okullar çocukların psikolojisine etkiliyor. Zaten konservatuvarda günlerimiz sahte intihar girişimleriyle geçiyordu. İntihar etmeye karar veren, "Ben intihar ediyorum" diyordu. Haftada bir günümüz arkadaki hastanede geçiyordu.
- Evet, o marjinal ve cesur bir filmdi. Aslında o filmde bayağı bir sıkıntı çektim. Neredeyse Haydar Dümen’e sorulacak bütün soruları bana sordular. Hatta yüzüm bana ait olmayan bir vücuda yerleştirilip yayınlandı. Dava açtım ve davayı kazandığım halde tekzip yayınlanmadı. Halbuki orada bana; "28 yaşında genç bir kadın, 70 yaşında kadar olan bir hayatı nasıl canlandırma cesareti buluyor?" sorusu sorulmadı. 18 yaşından başlayarak 70 yaşına kadar o karakterin ölümüne kadar olan süreyi oynadım. Ve filmin 10’ncu dakikasından itibaren olmadığım kare yok. "Bu nasıl bir cesarettir" diye sorsalardı keşke! Resmen tepki olarak da film yapmamaya karar verdim. Gerçekten o dönem haksızlığa uğradım.
"Sevgili Dünürüm" dizisindeki rolünüzden biraz bahseder misiniz?
- Dizide gayet mütevazı şartlar altında yetişmiş, kendini çok geliştirmiş emekli edebiyat öğretmeniyim. Fakat bu karakterin de komiğini çıkarıyoruz, çok idealize etmiyoruz. Sonuçta insan hayatını yansıtıyoruz. İki çocuk yetiştirmiş, kocasını 10 yıl önce kalp krizinden kaybetmiş, ayakları üzerinde durmaya çalışan, çocuklarını da bu mantaliteyle yetiştirmeye çalışan bir kadın. Bir gün kızı aşık olduğunu söylüyor annesine; "Kimdir, nedir?" derken paralı patronlardan birinin oğlu olduğu ortaya çıkıyor bu kişinin. Ve kadının dünyasıyla diğer dünürün dünyası arasındaki inanılmaz uçurum seyirciye komedi olarak yansıyor.
BÜTÜN ROLLERİM ANNEME
Evlisiniz hálá değil mi?
- Evet, evliyim. Mutluyum; köpeklerim, kocam ve babamla birlikte. Yalnız geçen hafta annemi kaybettim. Annem oynadığım bütün rollere ilham veren bir kadın oldu. Feride’yi, "Yabancı Damat"ta onun için oynamıştım. Şimdi bu rolde de "Annem oldum" diyorum. "Sevgili Dünürüm" dizisinde ilham kaynağım yine annem.