Oluşturulma Tarihi: Mayıs 11, 2005 00:00
Yılın En Başarılı Kadın Oyuncusu olarak 2005 Afife Tiyatro Ödülü’nü kazanan Dolunay Soysert, dizilerin vazgeçilmez kadın oyuncuları arasında. ‘Buluşma’ adlı tiyatro oyunundaki Marilyn Monroe rolüyle bu ödülü kazanan Soysert ‘Hayatımın dersini Marilyn’den aldım’ diyor.- Bir İstanbul Masalı’nda Selim ile Esma’nın arasına giren kadın oldun. Bu konuda çok tepki alıyor musun?Bana ‘Aralarından çık’ diyenler de var, Esma karşıtı olup, ondan yorulup, ‘Harika oldu, onun böyle bir şeye ihtiyacı vardı’ diyenler de var... Ben bir rolün reaksiyon almasının doğru olduğunu düşünüyorum. O zaman doğru bir şeyler yapıyorsunuz anlamına geliyor. Dizide son üç bölümde benim bölümlerim yok. Herkes olması gerektiği yere doğru, hızla gidiyor. - Dizide tutkulu bir kadınsın. Peki özel hayatında nasıl bir kadınsın?Bu sene şurada oynayacağım ya da şu insanla çalışacağım dedim mi, üç beş ay içinde o insanı bulurum. Düşünce gücüne inanıyorum. Kurarım ve bir şekilde o insanları çağırırım... Başarısızlıklarım da oldu, ama bir şeyi tutkuyla istiyorsam sonuna kadar onu elde etmek için uğraşırım. Beğendiğim biri için de geçerlidir bu! Onu bir şekilde bulurum ama şeytanca oyunlarım da olmaz! YUNAN RESTORANINDA ÇİÇEK KIZ BİLE OLDUM - Başarısızlıklar da yaşadığını söylüyorsun. Anlatır mısın?Şehir Tiyatrosu’nda çalışırken, ‘Benim istediğim bu değildi’ diyerek ani bir kararla, kurulu düzenimi bozup Amerika’ya gittim. Dört senedir Şehir Tiyatrosu’ndaydım, dizilerden teklif geliyordu, Cumhuriyet filminde oynamıştım. ‘Bu ne kadar böyle sürecek’ diye sorgulayınca gittim. Orada alabileceğim her şeyin eğitimin aldım. Oyuncu koçluğunun bile! Hiçbir zaman çalışmayacak duruma gelmem ve mutlaka bir şey yaratırım kendime. Çaresiz bir şekilde oturmam bunu biliyorum. - Amerika’da eğitim almak ve yaşamak kolay değildir. Yaşamını nasıl sürdürdün?Gündüzleri okula gidip akşamları çeşitli işlerde çalışıyordum. İlk sene butik işlettim, sonra garsonluk, bebek bakıcılığı yaptım. Hatta Yunan restoranında çiçek kızlık bile yaptım. - Amerika’da oyunculuğa devam etsen daha şanslı olmaz mıydın?Aslında orada da şanslıydım. İyi bir ajansla anlaşabildim. Hatta sadece ajansın adını söylemem bile, birilerini seçmede geride bırakmamı sağlıyordu. Onların da beni yönlendirdiği bir dönemde, tatil için İstanbul’a geldim. Bir anda bana Sultan Makamı’nın senaryosu geldi ve çok hoşuma gitti. Derken dizi uzadı, zaten sözleşme imzalamıştım ve kaldım. Dört sene boyunca Amerika’da sadece seçmelere gitmiştim ve alkışa alışmış bir insan olarak alkışları özlemiştim. Şimdi burada kredi toplayıp, bir iki dizide daha oynayayım istiyorum. Bunlar çok güzel demo olur elimde. Süremi tamamladıktan sonra tekrar gidip orada bakacağım.- Kendini orada bir yerlere gelmek adına başarılı görüyor musun?Benim dil problemim yok ve farklı bir yüz olmamın avantajı var orada. Ben gözlerimin büyük olduğunu orada fark ettim. Herkes bana ‘Koca gözlü kız’ diyordu. Daha kumraldım, benimle birlikte çalışan danışmanım ‘Senin çillerin var kızıl yapalım seni’ dedi. O zamandan beri kızıl saçlıyım ve değiştirmedim! Kızıl saçtan sonra çok daha fazla işe çağrıldım. - Marilyn Monroe’yu canlandırdığınız ‘Buluşma’ adlı oyuna nasıl hazırlandınız?Genco Erkal, inanılmaz çok doküman ve
film getirdi bana. Ben hep benim Marilyn’im nasıl olacak diye düşündüm. Çünkü onun zaten yeterince taklidi var. Taklitin taklitini yapmak istemedim. Ben her kadının içinde Marilyn Monroe olduÄŸunu düşünmeye baÅŸladım.- Onun hayatında seni en çok ne etkiledi?Aklını ispat etme çabası çok hüzünlü bir çaba bence. Aptal bir kadın deÄŸil akıllı bir kadın aslında. Kendini geliÅŸtirmek için muazzam bir çabası var. Vitrinle içerideki malın tutmaması gibi bir sorunu var Marilyn Monroe’nun. Pek çok yerde konuÅŸma hakkı bile yok. Ondan sadece salaklık ve aptal bir ÅŸey söylemesi bekleniyor ama o öyle deÄŸil. Ä°ÅŸte bu çatışma beni çok hüzünlerdirdi ve üzdü. Ölümüne götüren nedenin bu olduÄŸunu düşünüyorum. - Büyük dersler aldın sanırım?Hayatımın dersi oldu. Çok doÄŸru bir zamanda geldi bu rol bana. İçin, dışın, kafan bir olsun. Yoksa öbür türlü mutsuz olursun! Güzellik geçici, bunu kabul etmek lazım. Yüzün deÄŸiÅŸirken kafayı da deÄŸiÅŸip güzelleÅŸtirmek gerekiyor. Bunlar Marilyn’in bana verdiÄŸi hediye. Bir de Afife Jale adına verilen Afife Tiyatro Ödülüm var! Åžimdiye kadar canlandırdığım karakterler sonrasında uÄŸur getirdi bana. Latife Hanım’ın da uÄŸuru vardır.... Beklenmedik ÅŸekilde insanların saygısını kazandım. - Ödülü de sen mi çağırdın yoksa! Hayır... Ödüllendirilmek benim için çok önemsediÄŸim insanların sözleri de oldu. Işık Yenersu ve Macide Tanır hiçbir ÅŸey söylemeden beni alnımdan öptüler. Bana hayatım boyunca yetecek ÅŸeylerden bir tanesiydi bu!Sahnedeyken hiçbir ÅŸeyden utanmıyorum - Tiyatro sanırım en büyük tutkun?Aslında utangacımdır. Ama sahnede hiçbir ÅŸey yapmaktan utanmıyorum. Oradaki kimliklere çok inanıyorum ve evcilik oyunu gibi bir ÅŸey olarak görüyorum. - Ailen oyunculuk yapmanı destekledi mi? Aslında kabul etmeleri zor oldu. Farklı bir ÅŸekilde kariyer yapmamı istediler. Özellikle babamla çok mücadele ettim. Ama yapım gereÄŸi zaten bazı ÅŸeyleri fazla yapamıyordum... - Ödülünle gurur duymuÅŸlardır?Ä°nanılmaz mutlu oldular ve telefonda aÄŸladılar. Benimle gurur duydular. Bu da daha çok otokontrol saÄŸlıyor. Onları asla üzmek istemem. - Televizyonun getirdiÄŸi şöhret de küçümsenecek gibi deÄŸil. Şöhretin sizi yok etmesi gibi bir tehlikesi de var. Yeterince büyüyüp olgunlaÅŸmadıysanız ve kendinizi yetiÅŸtirmediyseniz şöhretin korkunç kurbanı olabilirsiniz. Mutlaka çocuk büyütmek istiyorumÇocukları çok seviyorum ama her ÅŸeyi tamamlamadan çocuk olayına girmenin doÄŸru bir karar olduÄŸunu düşünmüyorum. Kedim var ve onun için bile muhakkak eve gitmem gerektiÄŸini düşünüyorum. Çocuk olursa evden çıkmak istemem. Bir ÅŸeyleri noktaladığım zaman çocuÄŸum olmalı. Noktalamazsam kimseye bir bedel ödetmek istemiyorum. Olmazsa, yaşım da uymazsa evlat edinirim. Mutlaka çocuk büyütmek istiyorum. Ben aile olarak da çok ÅŸanslıydım. Ve onların bana verdiklerini ben de çocuÄŸuma vermek istiyorum. Â
button