Hayatımdan alkış hiç gitmesin

Güncelleme Tarihi:

Hayatımdan alkış hiç gitmesin
Oluşturulma Tarihi: Mart 02, 2006 00:00

Şu sıralar Kanal D’nin "Kırık Kanatlar" dizisinde, başrolde oynuyor Özge Özberk. Önceki rollerinde olduğu gibi yine geçmişten bir karaktere; Nazlı’ya hayat veriyor. Gülümsemeyle cennetin kapılarının açılacağını düşünen oyuncu, Elele dergisinin Mart sayısındaki röportajında, hayalinin hayatından alkışların hiç gitmemesi olduğunu söyledi.

Aynaya baktığınızda kendiniz hakkında ne düşünürsünüz?

Aynaya hangi zaman aralığında baktığımla alakalı olarak değişebilir düşüncem. Fakat uzun süredir çok çalıştığımdan dolayı, uyku için yaşıyorum ve sürekli düşüncem; biraz daha uyusam bu surat ne güzel olur!

- Kendinizi en çok hangi halinizle feminen buluyorsunuz?

Alışık olmadığımdan dolayı herhangi bir topuklu ayakkabı beni anında feminen yapmaya ve hissettirmeye yetebilir.

- Vücudunuzda en çok beğendiğiniz yeriniz neresi ve neden?

Anlam yükleyebildiğim tek yer olan gözlerim.

- Kadınsı kaprisleriniz var mıdır?

Kapris mi? O ne? Bir tatlı çeşidi mi?

- Güzelliğinizi korumak adına sihirli ya da etkili tüyolarınız?

Daima pozitif düşünmek, küçük olayları çözülemeyecek kadar büyük görmemek ve sevmek... Temiz ve bakımlı olmak zaten işimizin gereği ama bu saydıklarım güzelliğin önde gelen şartları.

- Diyet yapmaya karar verdiğinizde ruh haliniz nasıl olur?

Hayatımda hiç diyet yapmadım ama yapmaya karar verseydim eminim o meşhur pazartesi hiç gelmezdi.

- İşinizle ilgili prensibiniz?

Önüme gelen her işe atlamamak, seçici olmak ve seçtiğim işlerin sonuna kadar hakkını vermek.

- Başucunuza yazdığınız/yazmayı düşündüğünüz felsefeniz?

Sadece gülümsemekle açılır kapıları cennetin ve sadece çok istemekle dönüşür gerçeğe isteklerin.

- Aşkta acı çekmek gerekiyor mu?

"Aşkın kanununu yazsam yeniden, içinde acı olmaz, çekmedim diyemem" adlı kısa şiirimizle bu soruya cevap vermek istiyorum.

- Sevgiliniz size hiç acı çektirdi mi?

Belki ben çektirmişimdir, kim bilir.

- Onunla yaşadığınız en unutulmaz an?

Amerika’da Times Square’de dijital fotoğraf çekip anında dev binanın cephesinde görüntülenebileceğiniz bir aktivite vardı. 10 saniye için kendimizi bu dev binanın üzerinde gördük. Çok eğlenceli ve ilginçti...

- Aşkınızı korumak için sakındığınız şey?

Karşılıklı saygı, sevgi ve güven olduktan sonra aşkın korunmaya ihtiyacı olduğunu sanmıyorum.

- Onların size aşıladığını düşündüğünüz en büyük değer?

Saygılı olmak. Kendime, çevremdekilere ve yaptığım işe duyduğum saygı hayatım boyunca bana çok şey katmıştır.

- Mesleğinizdeki idolleriniz?

Demet Akbağ ve Haluk Bilginer...

- İzleyip en çok etkilendiğiniz film, sahne?

Son zamanlarda hepimizin içinde büyük bir duygu fırtınası yaratmış olan "Babam ve Oğlum" filmi. Babanın kollarını açtığı, "Gitme diyeydim" dediği sahne...

- Çekerken en unutamadığınız sahne?

"Çemberimde Gül Oya" dizisinde; sadece düşen yapraklar, bir günlük ve klasik müzik eşliğinde Mehmet’e (Mehmet Ali Nuhoğlu’na) yazdığım mektup sahnesi... İzlerken bile, sahneyi çektiğim andan daha fazla gözyaşı döktüğümü hatırlıyorum.

- Hayatın hangi yönünü mizahi bulursunuz?

Hayatın cilvesi olarak adlandırılan her an.

- En rahatsız olduğunuz huyunuz?

İnsanlara çok çabuk güvenmek ve fazla tolerans göstermek.

- Size göre en romantik yer ve an?

Yer, mekan gözetmeksizin sevgilimin benimle olmaktan dolayı mutlu olduğunu gözlerinden okuduğum her an.

- Küçüklüğünüzde hep hayalini kurduğunuz şey?

Sağ elimde tuttuğum ödülle, sol elimdeki kağıttan sevdiğim insanlara ve emeği geçenlere teşekkür ettiğim bir ödül gecesi anı...

- Şimdi en büyük hayaliniz?

Hayatımdan alkış hiç gitmesin.

Sette rezil oldum

-En çok güldüğünüz olay?

Sette adam asmaca oynarken halterci Halil Mutlu’nun adını yanlış hatırlayıp Hasan Mutlucan yazmışım ve ısrarla ünlü bir halterci diye bilmelerini beklemem büyük fiyaskoydu.

- Rezil oldum dediğiniz bir an?

Yukarıdaki cevabım bunu anlatıyor!

- Çekimlerde yaşadığınız en komik hikaye?

"Çemberimde Gül Oya" dizisinde, bütün konak halkının gözü önünde Sultan (Şerif Sezer), kocası tarafından bıçaklanıyordu. Ama bizim neşemiz o kadar yerindeydi ki bir türlü gülmekten bu dramatik olaya giremiyorduk. Sonuçta hiçbirimizin çekimlerde ağlamak için gerek duymadığı mentolü kullandık. Bu sefer de uzun bir süre gözlerimizi açamadık ve çekim yapılamadı. Bu çok daha büyük eğlenceye sebep olmuştu.
Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!