Oluşturulma Tarihi: Ekim 26, 2005 00:00
Kanada’da düzenlenecek Uluslararası Engelliler Film Festivali’nde Türkiye’yi beş engellinin başarı öyküsünü anlatan ‘Yaşadıkça’ adlı belgesel temsil edecek. Tempo dergisi bu haftaki sayısında, Dilek Sabancı’nın belgeselde yer alan hayata tutunuş öyküsüne yer verdi.
Dilek Sabancı, Melike Emre, Adem Saykın, Asuman Uras ve Emre Kılıç... Beşi de hayatın onlara yüklediği ‘engelli’ rolünü oynuyor... Ortak noktaları sadece engelli olmaları değil, hayata tutunmayı başarabilmeleri de onları bir araya getiriyor. Yönetmen Mehmet Kızıltaş bu beş yaşamı bir araya getirerek yaptığı belgeseli, ilk kez düzenlenen Uluslararası Engelliler
Film Festivali’ne gönderdi.
6-10 Şubat 2006 tarihleri arasında ‘As Long As We Live’ adıyla yarışacak olan film, engelli hayatlara ‘bakıyor.’ 36 dakikalık belgesel, gerçek başarı hikáyelerinden oluşuyor. Kanada’da yarışacak beş başarı öyküsünden biri de Dilek Sabancı’nın hayatı. Dilek Sabancı’nın hayatı belgeselde şöyle anlatılıyor:
HİÇBİR ZAMAN VAZGEÇMEYELİM
Onlarınki akraba evliliğiydi. Ancak yaşadıklarının tek sebebi anne ve babasının akrabalık bağı değildi. 6.5 aylıkken doğdu. Doğum esnasında oksijensiz kaldığı için vücudunda kalıcı hasarlar meydana geldi. yedi yaşına kadar hiç yürüyemedi. Dokuz yaşına geldiğinde babası Sakıp Sabancı, kızını ameliyat için yurtdışına götürdü. İlk ameliyat Dilek Sabancı’nın hareket kabiliyetini biraz olsun artırdı. Orta ve lise eğitimini yurtdışında tamamladı.
Dilek Sabancı çocukluğuna döndüğünde tarif edilemez bir burukluk içinde, ‘Biliyor musunuz, ben hayatımda hiç ip atlayamadım. Çocuklar dışarıda ip atlarken ben içeride oturmak zorunda kaldım’ diyor.
Dilek Sabancı, oturup durumuna ağlamak yerine kısıtlamalarla yaşamayı öğrendi. Son ameliyatını 33 yaşında New York’taki dünyanın sayılı ortopedi hastanelerinden birinde gerçekleştirdi. Ancak, hiçbir ameliyat onun sağlıklı bir vücuda kavuşmasına tam anlamıyla yardımcı olmadı.
O bugün bir turizm şirketinin yöneticisi, Türkiye Zihinsel Engelli Sporcular Federasyonu As Başkanlığı’nı yapıyor.
Bundan sonra sosyal ağırlıklı çalışmalar yapmak istediğini belirten Dilek Sabancı, ‘Metin Sabancı Spastik Çocuklar Vakfı’nda çalışmak, benim gibi ve benden daha kötü durumdaki insanlara yardımcı olmak istiyorum. Onların standartlarını yükseltip yaşadığım tecrübeleri onlara aktarabilirim diye düşünüyorum’ diyor.
Yapımcısı belgeseli anlattı Mehmet Kızıltaş’ın hazırladığı belgesele Mete Şirketler Grubu Yönetim Kurulu Başkanı Ali Rıza Mete sponsor oldu. Bu organizasyonda 10 milyon engelli temsil edilmiş olacak. Kendisi de bir engelli olan Kızıltaş, ‘Tüm engelleri birlikte aşacağız, sloganımızla engellilerimizin içlerindeki potansiyeli görmeleri ve daima kimseden beklemeden ilk adımı atlamalarını sağlamaya çalıştık’ diyor.
Beş engellinin hayata tutunuş öyküsü Kanada’da yarışacak olan belgesel filmde, talihsiz bir kaza sonrası sığ suya atlayarak boynunu kıran ama yıllarca verdiği mücadele ve tedavilerle kendine yetebilen, omurilik felçli ekonomist
Adem Saykın da var. Hızla ilerleyen kas hastalığına rağmen asla hayattan kopmayan, Türkiye’nin ilk tekerlekli sandalyeli tiyatro oyuncusu
Melike Emre’nin
hayata nasıl dört elle tutunduğunun öyküsü, ailesi ve kendi ağzından anlatılıyor.
Ilgaz Dağları’nda
trafik kazasında annesini kaybeden, bilinçsiz ilkyardımla omurilik felci olan, ancak yaşama sevincini yitirmeyen
Asuman Uras da engellerine rağmen yaşamla nasıl dans edebildiğini dile getiriyor.
Belgeselde 17 Ağustos depreminde göçük altında kalan, saatler sonra depremde bir kardeşini kaybeden, yürüyemeyen ve konuşamayan, hiçbir yardım almadan bilgisayara hükmeden ve kitap yazan spastik engelli
Ömer Kılıç’ın
yaşamından da önemli kesitler sunuluyor.