Güncelleme Tarihi:
- Kıbrıs’ta düzenlenen yarışmada 2’nci oldun. O andan sonra hayatında neler değişti?
Bir çok şey... Magazinde yer almaya başladım. Sokakta gördükleri zaman “Aaa Petek Dinçöz” demeye başladılar. Bu da benim için çok gurur vericiydi. Küçük yaşta bu yarışmaya katılmıştım. Bu renkli sektörü sevmeye başladım. Daha sonra oyunculuğa yöneldim. Oyunculuktan sonra, şarkı söylemeye başladım ve böyle devam etti.
Hayır mankenliği sevdim ama kendi kendime “Kendi kıyafetlerimi taşımalıyım” dedim. Kendi kıyafetlerimi de en güzel nerede taşıyabilirdim, tabi ki sahnede. Sahneye çıktım hem kıyafetlerimi taşıdım hem de şarkılarımı söyledim. Birbirinden ünlü modacılarla da çalışma fırsatım oldu.
- Senin için “Türkiye’de ‘Manken şarkıcı olmaz” tabusunu yıkan ilk isim desek yanlış söylemiş olmayız değil mi?
Evet ilk isimlerden birisiyim. Sevgili Gülben Ergen de mankenlikten geçiş yaptı, sevgili Hülya Avşar da... Güzellik kraliçesi seçildikten sonra sahnelere atıldı. Ben de o jenerasyondan biriyim..
- Öyle bir şarkıyla da parlayıp sönmedin. Hep zirvede kalmayı başardın.
Erdem Siyavuşgil’den şan dersleri aldım. Benim için en büyük ders sahneydi zaten. Maksim’de en son assolist bendim. Maksim’de sahne almam, o havayı solumam da büyük bir tecrübeydi. Hayatımın büyük bir bölümünde şan dersi vardır. Hep iyi isimlerle ve disiplinli çalıştım.
- Müziğe kim teşvik etti? İçindeki cevheri kim keşfetti?
Anneannem. Biz anneannemle oturur, fasulye ayıklardık. Ben ona şarkılar söylerdim. Onun çok güzel sesi vardır. Bana “Bir gün ünlü bir şarkıcı olacaksın” derdi hep… Biliyorsun, Yeşilçam filmlerinde Filiz Akın ya da Türkan Şoray bir anda merdivenlerden iner ve şarkı söylemeye başlar. Ben de aslında Yeşilçam filmini hayata geçirmiş birisiyim. Bir anda kendimi güzel bir filmin içinde buldum. Bir gün radyo programına konuk oldum. Oyuncuydum o zamanlar. Orada şarkı söylememi istediler. Söyledikten sonra büyük bir beğeni topladım ve müzik sektörüne girdim. Sevgili Cengiz İmren’den şarkı almıştım, ilk şarkımdı. Sevgili Orhan Gencebay yaptı ilk albümümü. O yüzden de çok şanslıyım. Baktığın zaman Türkiye’de Fahrettin Aslan olsun, Orhan Gencebay olsun, Türkiye’de büyük işlere imzasını atan kişilerle çalıştım. Ölsem de gam yemem artık.
- En özel şarkın, senin için anlamı farklı olan hangisi?
Hamileyken okuduğum, “Haydi şimdi gel”den önce çıkardığım şarkımdı. 4 aylık hamileydim. Oğlum karnımdayken girdiğim stüdyo çalışmaları benim için çok özeldi. Oğlum karnımda tekme atarken ben stüdyoda şarkımı söyledim. (Gülerek) Karnımda onunla düet yaptık.
- Assolist olmak kolay değil tabi ki... Bir dönem haftanın 5 günü konser verdin. Yorucu olmuyor muydu?
Müthiş yorucuydu. Ama ben bu adrenalini seviyorum. Hem haftanın 5 günü konser veriyordum, hem de sabah programı yapıyordum. (Gülerek) Bir tek ana haber sunmadım.
- Kazandığın paraları nasıl değerlendirdin? Ne gibi yatırım yaptın?
İşime yatırım yaptım. Aileme de baktım. Onların hayatını garantiye aldım çok şükür. Kendime de yatırım yaptım. İngilizce dersleri gibi. Okul hayatımı tam anlamıyla tamamlayamadım. Bunun eksikliğini de bir çok üniversite öğrencisini okutarak kapattım. Böyle şeyler söylenmez ama ben, yeni nesil sanatçı arkadaşlarımıza örnek olmak açısından söylemeyi tercih ediyorum. Üniversite bitiremedim ama üniversite okuttuğum çok genç arkadaşım var.
- Hangi sporu yapıyorsun? Fit kalmanın sırrı sadece spor yapmak mı?
Aletli jimnastik ve tekvando yaptım. Sonra bir dönem ara verdim. Boyun kemiğim ters olmasına rağmen bu sporları yaptım. Risk almaktan korkmayan bir kadınım. Oğlum 1,5 yaşına girdi. Kendimi anca toparladım. Şimdi eskrim ve tenise merak sardım. Türk Kalp Vakfı yararına bir kaç tane turnuva olmuştu onlara katılmıştım. Sağlıklı beslenmeye özen gösteriyorum ve elbette spora vakit ayırıyorum.
- Lakabınız?
“Pot” Petek. Yapmacık bir insan değilim. Hemen içimdekini hop diye söyleyebiliyorum. Bu yüzden de kimi zaman çok pot kırabiliyorum.
- Kırdığınız en büyük pot?
Oğluma söylediğimdi. “Recep İvedik gibi bir oğlum var” demiştim. Bir de “Hülya Avşar annem, Gülben Ergen teyzem” demiştim genç yaşımda. O benim için çok büyük bir pottu.
- Gelelim aile hayatınıza... Evlilik nasıl gidiyor?
Cillop gibi gidiyor. Çok keyifli gidiyor. İyi ki evlenmişim. İyi ki oğlum olmuş. İşime saygı duyan bir eşim var. Daha ne isterim?
- Çoğu kişi bilmiyor fakat felç kalma riskini göze alarak anne oldunuz?
Anneliği Allah herkese yaşatsın inşallah. Anne olmayı çok istiyordum. 4-5 çocuk daha dünyaya getirmeyi istiyorum. Felç kalırsam da artık evladım bana bakar.
- Oğlunuz İrfan Aslan’ı ilk kucağınıza aldığınızda neler hissettiniz?
“Bu benim mi” dedim. Bir de doğuma giderken makyaj yaptırdım. “Hep sahneye çıkarken hazırlanıyoruz, röportaja giderken makyaj yaptırıyoruz, saçlar yapılıyor. Eşime güzel görünmek için süsleniyorum. Oğluma da güzel görüneyim” dedim.
- Bu kadar yoğun programın içinde oğlunuza vakit ayırabiliyor musunuz?
Elbette. Onu hep koynumda tutuyorum. Kokusunu özlüyorum. 24 saat gözüm onun üzerinde. Eve kamera sistemi kurdurdum İrfan’ımı izliyorum.
MERAK EDİLEN 5 SORU
- Sürekli gittiğin, müdavimi olduğun bir yer var mı?
Genel de balık restoranlarını tercih ediyorum.
- Yemekle aran nasıl, yapar mısın?
Çok seviyorum yemek yapmayı. Deşarj oluyorum. O günün yorgunluğunu alıyor. Elimin lezzetli olduğu söylenir.
- Ne tarz giyimi seversin?
Spor, rahat ve şık.
- Burcun özelliklerini taşır mısın?
İkizler burcuyum. Yalan söylemeyi sevmeyen, geç kalmayı sevmeyen, çabuk sıkılan, dinleyen ama en kötü yanım da çok merhametli olmam.
- Kendinde en çok sevdiğin şey nedir?
Yardımsever olmam. Sağa sola sürekli ihtiyacı olanlara paramı dağıtırım.