Hayatım boyunca biri bana sahip çıksın istedim

Güncelleme Tarihi:

Hayatım boyunca biri bana sahip çıksın istedim
Oluşturulma Tarihi: Haziran 26, 2010 00:00

Anne-babası o daha 7 yaşındayken ayrılmış. Babası ölene kadar hep annesi ile babasını bir araya getirmeye çabalamış. Biri ona sahip çıksın, sevsin, saçını okşasın istemiş; ilk evliliğini de o düşüncelerle yapmış. şimdiki ilişkisinde çok güçlü, ayakları yere basıyor, seviyor ve seviliyor ama yine de “Boşanmış ailelerin çocuklarının bir yanı hep eksik kalır” demekten vazgeçmiyor. Burcu Güneş, hayatının bilinmeyenlerini Seninle dergisine anlattı.

Haberin Devamı

Burcu Güneş dışarıdan bakıldığında çok güçlü ve biraz da soğuk bir kadın... Peki gerçekte nasıldır?      

- Gerçekte çok daha sakin, sessiz bir kadınım... Kenarda köşede durmayı ve kendimi dinlemeyi çok seviyorum.

Yalnızlık çektiğiniz olmuyor mu? 

- Geçmişte oluyordu tabii, ama şimdi hissetmiyorum. Bir ilişkim var, yalnız değilim ki...

Özel hayatınızda nasıl bir kadınsınız? 

- İılişki bittiğinde hemen gidip başka biriyle beraber olamam. Çünkü orada ne öğrendiğimi görebilmem için bir kenara çekilmem, bakmam lazım. Ne yaşadım, ne oldu diye sormalıyım. ınsanların kendilerine seçme şansı tanımaları gerek. Ben işimden dolayı çok duygusalım mesela, hayatımın bütününe bakıp buna göre birini seçmeliyim.

Kadın seçer mi seçilir mi?

- Kişiye bağlı ama genelde kadınların seçtiklerini düşünüyorum.

ANNE-BABAMIN BOŞANMASI ÇOK DERİN BİR DUYGUYDU

Evliliğe inanıyor musunuz? Yoksa olmasa da olur diyenlerden misiniz?

- İlişki başlıyor ve siz bir süre sonra “Acaba katlanıyor muyum bu kişiye, yoksa çok sevdiğim ve devam etmesini istediğim için mi birlikteyim” diye düşünmeye başlıyorsunuz. Bence insan o noktaya geldiğinde kendini kendi yapan özelliklerden asla vazgeçmemeli. Herkes birbirini olduğu gibi kabul etmeli, ona göre evliliğe karar vermeli. Güven, saygı, sevgi gibi temel özellikleri bir insanda bulmanız da yetmiyor, sonrasında gelen başka özellikler var. Kişinin kendi gelişim süreçleri oluyor mesela, bunları da gözden geçirmek gerekiyor.

Bu noktaya gelmenizi sağlayan yaşadığınız ilişkiler mi, yoksa anne-babanızın ayrılığı mı?

- Anne-babamın boşanması çok derin bir şeydi... Çocuktum. Ama onların evliliğinde gördüğüm en net şey şuydu; daha kendilerini bile tanımadan, hayattan ne istediklerini hiç bilmeden evlenmişler. Dolayısıyla onlardan öğrenebileceğim pek bir şey olmadı.

Ayrılmaları hakkında ne düşünüyorsunuz?

- 7 yaşındaydım ayrıldıklarında. Babamın yanında kaldım. Annemin çalışmaya başlaması, kendini toparlaması iki yılı buldu. Babasının yanında kalıyordu ve benimle ilgilenebilecek, bana bakabilecek bir hayat oluşturamamıştı. Zaten onunki çok zor bir evlilik olmuş. Annesini 11 yaşındayken kaybetmiş. Birileri tarafından sahiplenilmesi gereken yaştayken, babaannem ve dedemin de olduğu eve gelin gelmiş. Babam 18’indeymiş annemle evlendiğinde.

BANA “SESSİZ AĞLAYAN”ADINI TAKMIŞLARDI

Aşka, evliliğe mesafeli olmanıza sebep anne-babanızın ayrılması mı?


- Ben bir evlilik yaptım zaten. Ama bence anne-babası ayrılan her çocuğun yüreğinde çok derin bir yara açılır. Hayatları boyunca anne-babalarını bir araya getirmeye çalışırlar. Ben de çok çabaladım onları bir araya getirmeye. Ama olmadı.

Bir yanınız eksik gibi mi?

- Evet, bir tarafımız hep eksik... Yakın çevremdekiler bendeki bu durumu “Gözlerinde hep bir hüzün var” diye ifade ederlerdi. Çok eğlendiğim zamanlarda bile aniden gözlerime hüzün çökerdi. Hatta bir seminere katılmıştım, orada adımı “Sessiz Ağlayan” koymuşlardı. Geçmişle ilgili çok ruhsal çalışmalar yaptım.

Size neler kazandırdı bu acılar?

- Üretmemi, yaratmamı sağladı, boşa kürek çekmemeyi öğretti.

Peki sizin evliliğinizdeki hata neydi?

- Belirgin bir hatam yoktu.

YENİDEN EVLENMEM ÇILGINLIK OLMAYACAK

Hangi duygularla evlenmiştiniz?


- Benimkisi daha çok sahiplenilme ihtiyacıydı. Çünkü babamın yeni evliliği, aile içinde yaşadığım şeyler beni korkutuyordu. Babamla bir iş ilişkisi içindeydik aynı zamanda. Ciddi sorunlar yaşanmaya başlamıştı. Babam, annemin yanına taşınmamı da istemiyordu, paylaşamıyordu beni. şimdi rahmetli oldu babam, neler hissederek böyle yapmıştı bilemiyorum. Neyse... Çalıştığım yerin sahibiydi evlendiğim kişi. Yakınlaşma oldu, dertleşmeye başladık. Hem karşı cins olarak bir çekim doğunca hem de koruma kollama duyguları işin içine girince sanki aradığım kişi oymuş gibi hissettim. Hoşuma gitti ilgi görmek. O anda kendi adıma en doğru kararı verdiğimi düşünüyordum.

Sonra?

- Eşimin işiyle ilgili çok sıkıntılar oldu. Bunlara katlanamadım. Sonunda ilişkimiz bitti. Bence erkek, bulunduğu yeri, hayatı, konumu çok iyi hazmetmeli. Hayatı bir rekabet alanı olarak değil, işbirliği olarak görmek lazım.

Şimdiki ilişkinizde durum ne?

- O benim her şeyim olmaya çalışan, her eksiğimi kapatmaya çalışan, işini gayet iyi sürdüren, bana da kariyerimde destek veren biri. şu anda her şey çok güzel gidiyor. Nikah defterine bir kez daha imza atmaya karar verirsem, bu çılgınlık olmayacak. Temelleri doğru atılan bir evlilik yapacağım.

Çocuk?

- Temelleri doğru atılan evliliklerde mutlaka çocuk da olur... Ama çocuk için evlenmeye inanmıyorum.

Çoğu kadının yaşadığı “aman çocuk yapma zamanım geçiyor” paniği sizde yok mu?

- Bazen... Ama tanrının doğru zamanını bekliyorum. O hissettirecektir bana.

Haberin Devamı

BİR ASTROLOG GRAMMY ALABİLECEĞİMİ SÖYLEDİ

Reenkarnasyona inandığınızı söylemiştiniz? Geçmiş yaşamınıza dair araştırma yaptınız mı?


- Çok araştırdım ama tam anlamıyla öğrenemedim. Yüzde 70 sanatçıymışım, o kadarını biliyorum. Bir astrolog da “Sen çok çabalayacaksın, ama günün birinde Grammy ve Oscar alabilirsin. O yetenekte dünyaya gelmişsin” demişti. şimdilik öyle bir şey hissetmiyorum, bekleyip göreceğiz.

Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!