Oluşturulma Tarihi: Haziran 01, 2005 00:00
Güzin Abla, ben Londra’da yaşıyorum. 22 yaşıma basıyorum ama yüreğim 44 yaşında. Babam ben küçükken buraya geldi. Ondan altı yıl uzak kaldıktan sonra o istemese de, ağabeyim bizi buraya aldırdı.Babam sadece birkaç yıl bizimle yaşadı ve sonunda annemle ayrıldılar. Onlar ayrılalı dört yıl oldu ama bana 44 yıl gibi geldi. Babam bizi hiç sevmedi. Sağda solda dedikodumuzu yaptı. Zaten ben de onu sadece para makinesi olarak gördüm hep! Ama sevgi diye bir şey yoktu aramızda. Arkadaşlarım babalarından bahsedince susmalarını isterdim, çünkü içim acırdı ve halen de öyle. Bir yıl önce biriyle tanıştım ve çıkmaya başladık. Belki de ondan babamın veremediği sevgiyi bekledim, yürümedi, bitti. Şu an sana bu mektubu ağlayarak yazıyorum. Anne ve babalardan tek isteğim, yalvarırım yavrularınızı çok sevin! Para her şey değildir, önce sevgi gelir. Babamın sevgisi için her şeyimi verirdim. Ama geçmişim içimde daima yaradır. Artık hiçbir şeye inanmıyorum, ne kardeşliğe, ne arkadaşlığa, hiçbir şeye! Hayatta tek tutunacak dalım annem. Okulu bile bırakmak istedim, sonra vazgeçtim. Yine de pes etmeyeceğim, hayata inat yaşayacağım ve savaşacağım. Ve kazanacağım bu savaşı. Güzin abla ne olur bu yazımı yayınla ki aileler çocuklarını anlayabilsinler. RUMUZ: FATOŞÇok sevgili kızım, seni o kadar iyi anlıyorum ki... Hele arkadaşlarının babalarından söz ederken, içindeki o burukluğu benden iyi kim anlayabilir? Üç yaşındayken babası bir başka kadın için annesini ve kendisini terk etmiş bir insanım ben. Hep bir baba özlemi çekmişimdir, babasının elinden tutmuş giden bir kız çocuğu gördüğümde, içim hala bir tuhaf olur.İşte ne yazık ki böyle babalar da olabiliyor. Ama annene güven, annenin sevgisine sığın. Sen de benim gibi ayaklarının üzerinde durmayı öğreneceksin. Eğitimini tamamlayacaksın ve hayatın sana getirdiği tüm acılara rağmen yaşayacak ve başarılı olacaksın. Belki psikolojide sözü edildiği gibi, babanın yokluğu nedeniyle, hayata karşı biraz güvensiz, erkeklere karşı biraz kuşkulu olacaksın ama, en önemlisi nedir biliyor musun? Kendine güvenmek kızım. Senden esirgenen sevgiyi, sen bol bol dağıt çevrene. Sevmek de, en az sevilmek kadar mutlu eder insanı. ‘Yağmur mu yağıyor!Bana ördek mi dedin?’Biliyor musunuz sevgili okurlarım, bu ‘Ördek mi dedin’ deyimi gerçek bir öyküden gelir. Bu deyimin, nasıl doğduğunu size anlatayım, çünkü sanırım şimdi tam sırası. Biliyorsunuz, bugünden itibaren YTCK yürürlüğe giriyor, gazetecilerin ağzı dili bağlanıyor. Öykü şöyle: ‘Padişahın biri çok alınganmış. Alıngan olmakla kalsa iyi, alındığı zaman da hiç düşünmeden adamın kafasını uçurturmuş. Bu nedenle çevresindekiler onunla sözlerini tarta tarta konuşurlar, hiç konuşmazlarmış hatta. Yağmurlu bir gün, maiyetinden biri, laf olsun diye, ‘Hava da bugün pek iyi değil padişahım, yağmur yağıyor’ demiş. Padişah hışımla adama dönmüş ‘Ne yani, sen bana ne demek istedin şimdi? Yağmur yağınca, su birikir, göl olur, gölde ise ördekler yüzer. Sen bana ördek mi, demek istedin...’ demiş ve muhafızlarını çağırtıp, adamın boynunu vurdurtmuş.’İşte şimdi biz de büyüklerimizin sözlerimizden alınmaması için yağmur yağsa bile, yağıyor dememeye özen göstereceğiz anlaşılan. Sevdiğim kızın hatası boşanmakMerhaba Güzin abla, birkaç hafta önce bir kızla tanıştım, benden küçük. Fakat genç yaşta büyük bir hata yapmış, evlenmiş ve çocuğu olmuş. Üç yıl önce ayrılmış. Kız da şimdilik benimle sadece arkadaşlık yapmak istiyor, daha fazlasını istemiyor. Bunu da her seferinde tekrarlıyor. Ona tabii ki hak veriyorum. Benim maksadım bu kızı nasıl mutlu edebilir, nasıl güldürebilirim? O kırılmış kalbini biraz da olsa tamir etmek istiyorum, onun dünyaya bakış açısını da değiştirmek istiyorum. Kızların bu durumda karşısındaki erkekten ne gibi beklentileri olabilir? Düşündüm taşındım, aklıma hiçbir şey gelmeyince, sizi düşündüm. Bana yardım edebilirseniz çok ama çok bahtiyar olurum. Şunu da söylemeliyim ki ben biraz çekingen ve sessiz bir erkeğim. RUMUZ: FLASHSevgili oğlum, onun kırık kalbini iyileştirmek ve mutlu etmek istiyorsan, ona çok sevgi ve şefkat göstermelisin. Evlenmiş ayrılmış gencecik bir kadın olduğu için, bu durumundan faydalanmak istediğini düşündürecek bir şey yapma. Ona minik, çok pahalı olmayan ama, onu düşündüğünü hissettiren hediyeler al. Küçük çocuğu için oyuncaklar al. Yeter ki sende, daha önce arayıp da bulamadığı şefkati bulsun. İlerde belki onunla ciddi bir beraberlik düşünebilirsin, ama buna karar vermeden, aileni ve çevreni hazırlamadan ona umut verme. Sonuçta evlenmek ve çocuğuna babalık edecek bir eş istemek onun da hakkı. Başından kötü bir evlilik geçmişse, bu onun suçu değil elbette! Bunu hata olarak görmeni yadırgadığımı söylemeden geçemeyeceğim.
button