Güncelleme Tarihi:
◊ Aşkın Nur Yengi’nin 1991 yılında söylediği Sezen Aksu şarkısı “Hadi Git”i yeniden seslendirdiniz. Eski şarkıların tadını yenilerde bulamayanlardan mısınız?
- Kesinlikle, yeni üretim şarkıları beğenmiyorum. Bana mesela bu single’dan sonra çok ara vermeden bir şarkı daha yap diyorlar. Yapayım ama içime sinmiyor. Yapmış olmak için herhangi bir şey sunmak istemem.
◊ Yeni şarkıların nesini beğenmiyorsunuz?
- Eski şarkıların hem aranjeleri, hem sözleri, hem melodileri, hepsini seviyorum. Birçok konuştuğum kişi de benim gibi 90’ları ayrı tutuyor. Daha sıcak, daha profesyonel yapılmış işler. Şimdiki yapılanların dijitale döndükten sonra biraz duygusunu kaybettiğini düşünüyorum.
◊ Geçmiş yıllarda sevilen birçok şarkı var. Neden tercihiniz “Hadi Git” oldu?
- Bu şarkı benim ilk sahneye çıktığım yıllarda çok popülerdi. Sahnede söylediğimde çok reaksiyon alan bir şarkıydı. Ankara’da Maksim Gazinosu’nda ilk sahneye çıktığım şarkıydı benim. O yüzden yeri ayrıdır. Zaten Sezen Aksu sevgimi bilmeyen yok. Sezen Aksu şarkısı olması, daha önce hiç klip çekilmemiş olması da beni cezbeden tarafları oldu. Düzenlemesini Mustafa Ceceli yaptı, bambaşka bir forma dönüştü. O tabii çok uzun yıllar Sezen Aksu ile çalıştığı için Sezen Aksu duygusuna çok hakim. Şarkının duygusunu kaybetmeden günümüze uyarladı. Ben de çok mutlu oldum. Daha sadeleştiğim bir single oldu. Az insan, az eşya, az kaygı dönemime girdim. Hayatımdaki tüm fazlalıklarımdan kurtuldum. Bu da yaptığım işe yansıdı.
◊ Mustafa Ceceli ile daha önce hiç çalışmış mıydınız?
- İlk kez çalıştık. Ben DMC’ye transfer oldum. Müzik şirketimden Ceceli ile çalışmam için öneri geldi. Çok da güzel oldu. Kendisiyle çalıştığım için çok mutluyum. İşinin kalitesi ve insan olarak muhteşem biri, çok pozitif, başarılı ve profesyonel. Onunla çalışmak çok büyük bir konfor.
‘HADİ GİT’ DEMEYİ ÖĞRENDİM
◊ Gelelim şarkının ana fikrine. Siz birisine “hadi git” diyebilenlerden misiniz?
- Eskiden değildim ama artık öyleyim. “Hadi git” demeyi öğrendim. Yaşadıklarım beni biraz katılaştırdı. Eskiden hiç git diyemezdim ama artık söylüyorum.
Size bunu öğreten geçenlerde bir röportajınızda bahsettiğiniz, biten 8 yıllık ilişkiniz mi?
- Hayır, özel hayat değil, her türlü ikili ilişkide artık diyebiliyorum.
◊ Bir olay yaşadınız ve onun üzerine mi bu anlamda kabuğunuzu kırdınız?
- Evet, o tarz bir olay yaşadım ama bana kalsın.
◊ Çok sık şarkı yapmıyorsunuz. Sebebi nedir?
- Çok sık yapmamamın sebebi çok seçici olmam. 2-3 ay sonra hemen yenisini yapamıyorum. Çok seçiciyim. Çıkaracağım iş çok içime sinmeli. Çok mutlu olmalıyım, iyi hissetmeliyim ki dinleyenler de aynı hislere kapılsın. Çok ince eleyip sık dokuyorum. Unutulurum kaygısıyla panikleyip yanlış işler yapmamaya çalışıyorum.
YAZAR DEĞİLİM İYİ BİR GÖZLEMCİYİM
◊ Roman da yazıyorsunuz. En son “Sonbahar” adlı bir kitap yazıyordunuz. Ne durumda şu anda?
- Yazma kısmı bitti ama henüz yayımlanmadı. Yazar değilim ama iyi bir gözlemciyim ben. Kendimi yazarak çok daha rahat anlatabiliyorum. Detaylara çok takılan bir insanım. O detaylar hayatın aslında bütününü oluşturuyor ve ortaya bu romanlar çıkıyor.
◊ “Sonbahar” kitabınızda aşk hikâyesi var. Hayatınızda aşk mı ön plandadır?
- Hayatımda hep iş ön plandadır.
◊ Duygusal mısınız peki?
- Evet, çok duygusalım. Kitaptaki hikâyeler farklı zamanda, farklı yerde, farklı kişilerin ya da benim yaşadığım olayların gerçek olması.
Her şey gerçek, ben onları birleştirip tek hikâye haline getiriyorum.
◊ Bunu hobi olarak mı yapıyorsunuz?
- Kesinlikle hobi olarak yapıyorum. Benim işim müzik ama okumayı ve yazmayı çok seviyorum. Beni rahatlatıyor, meditasyon gibi geliyor.
◊ Müziğe dönersek, bu işin en sevdiğiniz yanı konser vermek mi?
- Konser vermeye bayılıyorum. En sevdiğim an güzel geçen bir konserin bitiminde kulise gelip “oh” demek. O an benim için dünyanın en huzurlu anı...
◊ Sahne öncesindeki stresi bastırmak için ne yapıyorsunuz?
- Sahnede çok rahatım ama işle ilgili aksilikler ister istemez oluyor. Geçen hatta bir çocukluk arkadaşım kulise geldi. Çok gergin bir andı. Sahnede belli olmuyor ama arkada aksilikler olabiliyor.
Arkadaşım “ben hiç böyle hayal etmemiştim” dedi. Ben panik halde oluyorum çünkü. Sahneye çıkınca ise çok rahat ve ait hissediyorum kendimi.
VEFASIZ VE MERHAMETSİZ İNSANLARA TAHAMMÜLÜM YOK
◊ Hayattaki en büyük korkunuz nedir?
- Sevdiklerimi kaybetmek.
◊ En büyük motivasyon kaynağınız?
- İşim, yaptığım iş başarılı olduğunda inanılmaz motive ediyor beni.
◊ İş dışında bilmediğimiz bir yönünüz?
- Özel bir şey yok ama çok stresli ya da gergin olduğumda gece 12 bile olsa yürürüm. Bu beni çok sakinleştiriyor.
◊ Aşkta en ön plana çıkan özelliğiniz?
- Herkes gibi daha pozitif ve mutlu oluyorum açık olunca. Normalde de pozitifim ama çarpı 10 oluyor.
◊ Bir aşkı, ilişkiyi kolay kestirip atabiliyor musunuz?
- Evet çünkü çok beklerim, sabrederim ama öyle bir an gelir ki anında keserim. Bir şey olduğunda karşıdaki kırılacak diye içime atıyorum, sonra birikim patlaması yaşıyorum. Bu durum karşı tarafı da beni de çok üzüyor. Artık biriktirmemeyi öğrendim.
◊ Neye tahammül edemezsiniz bir ilişkide?
- Her türlü ilişkide yaptıklarının göz ardı edilmesi, yapılan ilginin, sevginin, iyiliğin görülmemesi beni kırar. Yani vefasızlığa ve merhametsiz insanlara tahammülüm yoktur.