Güncelleme Tarihi:
◊ 6 yıllık uzun bir aradan sonra albüm yaptınız. Neden bu kadar beklediniz?
- Hazır olmadığın zaman olmuyor. Eskiden senede bir albüm çıkarırdık. Kaset zamanlarıydı. Keyifle hazırlardık. Şimdi dijitale döndü, biraz o da hızımızı kesti. Bir de ben öyle tek veya 2-3 şarkı çıkaran biri de değilim. Yeni modaya uymadım. Eski kafalıyız. 12-13 şarkılık bir albüm yaptım. Ondan dolayı da zaman alıyor.
◊ Yeni albümü hazırlamaya ne zaman başladınız?
- Son 6 ayda hazırlıklarımız hızlandı. Piyasada gençler hangi müzik akımlarına döndüler, neler dinliyorlar, türküler acaba biraz geri mi düştü gibi yazılar yazılıyor. Bu durum da beni biraz frenledi. Ama çıktığımız konserlerde insanların türkülere eşlik ettiğini görünce umudumu kaybetmiyorum. Dünyada gelip geçici bazı müzik akımları var. Onlara biraz ayak uyduruyor bizim genç nesil. Biraz bunlar da hızımızı kesti. Yoksa ben eskiden senede bir albüm çıkarırdım. Bir de bazen böyle durumlarda bizim gibi müzisyenlerin kaygısı artıyor. Acaba gençlerin de dinleyebileceği bir modele mi dönsek, yeni besteler yapıp başka aranjmanlar mı sunsak diye düşünüyor insan. Sonra duruyorsun “Senin bir tarzın var, o tarzını bozma” diyorsun.
◊ Öyle farklı bir çalışma da ilgi çekebilir aslında ama siz bu konuda daha geleneksele bağlı kalmayı seviyorsunuz sanırım.
- Öyle de denebilir ama çok keyifli bir albüm oldu. Benim 14’üncü solo albümüm. 5 grup albümüm var, rahmetli annemle de 3-4 albümüm... Aslında 40 yılda 20 küsur albüm yapmışım.
◊ Albümün genel duygusunu nasıl tarif edersiniz?
- 2022’de annemi kaybettim. Bu albümü anneme ithaf ettim. Biraz duygusal bir dönem geçirdim. Annemin yokluğu büyük boşluk oluşturdu bende. Ozan, beni yetiştiren, elimize sazımızı veren üstadımız, annemiz. Annemin ölüm yıldönümüne özel bir tribute albüm hazırlığındayım. 25 sanatçı, annemin 25 türküsünü okuyacak. Şu anda stüdyo çalışmaları devam ediyor. Bir yandan da onun üzerine çalışıyorum. Türkü dinleyicisinin keyifle dinleyeceği bir albüm yaptım. 20 yıl sonra yeni fotoğraf çekimi gerçekleşti. 2-3 bin adet de plak çıkarıyorum.
◊ 20 yıl önceki Yavuz Bingöl ile 20 yıl sonraki arasında ne gibi fark var?
- Fiziki olarak var ama zihnen yok. Anne karnından itibaren yetiştirilme tarzı mezara kadar gidiyor. Değişme diye bir şey olmuyor. Mesela ben hiç prensipleri olan biri olmadım. Prensibi biraz bencillik, despotluk gibi görüyorum. Çok genişimdir, hiç ‘hayır’ım yoktur. O tip şeyleri törpüleyemedim. Hep vericiyimdir. Keskin sınırlarım, tabularım yoktur.
◊ Bir yandan kurduğunuz Sanat Hayattır Derneği ile çalışmalar yapıyorsunuz. İşin o tarafı nasıl gidiyor?
- Uluslararası Halk Müzikleri Festivali yapıyorum. Uluslararası boyutta böyle bir festival yoktu, onu gerçekleştirdik. Geçen sene Âşık Veysel’in ölümünün 50’nci yıldönümüydü. Veysel’i anma konserleri yaptım. 10 tanesi deprem bölgesindeydi. O konteyner kentlerde verdiğim konserler inanılmazdı. İnsanların acısı, türkülerle buluşması bambaşka bir his yarattı. O bölgeye biraz da erken gittim. İnsanlarla temas ettim, fotoğraflar çektirdik. Sonra Gazze olayı oldu. Gazze’ye ilişkin hem İstanbul’da hem Mardin’de 2 konser yaptım. Bu tip sosyal sorumluluklar anne ve babadan gelen bir şey. Sonuçta müzik iyileştiren, birleştiren bir şey. Hayatımızı sanatla, müzikle ördük, öyle devam ediyoruz.
Fotoğraflar: Ayhan Arca
PİŞMANLIKLARI OLAN BİRİ DEĞİLİM
◊ Halk müziğine sizce yeni neslin bakışı nasıl?
- 4-5 ay önce Erzurum’da bir konser verdim. 60 bin kişilik bir alanda gençlerin birinci türküden itibaren eşlik etmesi umudumu artırdı. Şimdi birçok genç hiphop ve rap dinliyor. Teknoloji çok hızlı ilerliyor. Çocuklar her şeye her saniye ulaşabiliyorlar. Çabuk ulaştıkları için de çabuk tüketiyorlar. Ama türküler öyle değil. 700 yıl evveli 500 yıl evvel yazılmış bir türkü hâlâ bugün gençler tarafından söyleniyor. Kuşaktan kuşağa sürdüğü için hiçbir zaman ölmez.
◊ Kariyer hayatınıza dönüp baktığınızda yaşadığınız en büyük pişmanlık nedir?
- Pişmanlıkları olan biri değilim. Ama annemin vefatının ardından elime kalem aldım bir şey yazamadım. Bağlamayı aldım bir şey çalamadım. Piyanoya oturdum bir şey üretemedim. O beni biraz üzmüştü. Her şeyin bir zamanı var. Bu albümde annem için yazdığım yazı, çıkıverdi.
◊ Müzik sektöründe en çok eleştirdiğiniz şey nedir?
- Tek lisanslamaya dönülürse belki ileride telif geliri müzik emekçileri için daha uygun yerlere gelir. Bizde en büyük sorun emek hırsızlığı. İddia ediyorum; ben Amerikalı ya da İngiliz bir müzisyen olsaydım herhalde yıllık telif gelirim 10-15 milyon doları bulurdu. Benim 30 filmim, 15 dizim, 20’nin üzerinde albümüm var. Bu kadar işten gelen gelir çok az.
◊ Bu sorun nasıl çözülür sizce?
- Telif yasası bir şirket gibi yönetilmeli. Profesyonel bir şekilde şirket yönetir gibi yönetilmesi lazım bu işlerin. Çünkü dünyada öyle. Teknik konuda tabii ki müzisyen olacak. Ama yönetimde daha profesyonel insanlara ihtiyaç var.
KUTUPLAŞMAYI TÜRKÜLER ÇÖZECEK
◊ TRT’de müzik programı da yapıyorsunuz…
- O programla ilgili sosyal medyada çok yazıldı çizildi. Açıklık getirmek istiyorum, biz TRT’den öyle yüksek ücretler almıyoruz. Aksine düşük ücretler alıyoruz. Her şeyi siyasete döküyorlar. Hiç doğru değil. Çok fazla kutuplaştık. Bu ayrışmayı da yine müzik ve türküler çözecek. Türküler birleştiren, iyileştiren bir şey. Sanata emek vermiş bu ülkenin ozanları, sanatçıları akılda kalıyor. Kimse siyasetçileri hatırlamıyor. O yüzden siyaset üzerinden insanların sosyal medyada birbirlerini kırmalarına üzülüyorum.
KENDİ HAYATIMIN FİLMİNİ ÇEKME HAZIRLIĞINDAYIM
◊ Şu an hayatınızın nasıl bir dönemindesiniz?
- Kız kardeşim ve annemi yakın aralıklarla kaybettim. Keşke kayıplarım olmasaydı ama sonuçta hayat bu. Üretken bir dönemdeyim. Kendi hayatımla ilgili film projem var.
◊ Nasıl bir film geliyor?
- Annemin dikiş makasından yola çıkarak yazdığım bir hikaye. 1974 yılında geçen bir dönem işi. Gerçek bir hikaye. Ona biraz yoğunlaştık. Belki önümüzdeki sene motor deriz. Senaryo çalışması içindeyim. Annemin dikiş makası bizim bütün kaderimizi çizdi. Annem üç çocuğuna da dikiş dikerek bakmıştı. O makas duruyor hatta filmin adı da “Makas” olacak. 2025’te gösterime girecek.
ROMANTİZM İŞİ BENLİK DEĞİL
◊ Nilşah Ağaoğlu ile uzun süredir birliktesiniz. Nasıl gidiyor ilişkiniz?
- Nilşah’ın çok katkısı oldu bana. Albümün adını, “Evvel”i o koydu. Kapağı da kendisi yaptı.
◊ 2 yıl önce evlilik sorularına “kısmet” diye yanıt vermişsiniz. 2 yıldan bu zamana bir değişiklik var mı?
- Kısmet. Olur inşallah bir gün.
◊ Türkü söylerken olduğu gibi ilişkide de duygusal mısınız?
- Yok, romantizm işi çok benlik değil. Benim kuşağım bence öyle değil. Kendi içimde yaşamayı seviyorum.