Güncelleme Tarihi:
1- CHRISTOPHER NOLAN VE ÖLÜ EŞLER
'Başlangıç (Inception)', 'Prestij (The Prestige)' ve 'Akıl Defteri (Memento)' gibi filmlerinden tanıdığımız Christopher Nolan, karmaşık senaryoları ve çekim stiliyle çoktan kült mertebesine erişmiş bir isim. Nolan’ın saplantısı ise, ölü eşler... Eşini kaybeden erkeklerin hikayesini anlatmayı çok seviyor. Aslında bu takıntı hiç de gizli değil. Örneğin 'Prestij'de, Hugh Jackman'ın canlandırdığı karakter, karısının ölümüne sebep olan bir sihirbazdan intikam alıyordu. 'Başlangıç'ta ise, yine ölü eşinin hayali hatıralarıyla mücadele eden bir hırsız vardı.
2- GUILLERMO DEL TORO VE SAAT MEKANİZMASI
2007'de verdiği bir röportajda saat mekanizmasına ilgi duyduğunu söyleyen yönetmen, aynı zamanda saatlerinin içini açıp incelemekten de keyif alıyor. Bu saplantısını filmlerinde motif olarak kullanmayı seviyor. 'Hellboy'u hatırlayın. Nazi yapımı kum saati seyircilerin dikkatinden kaçmamıştır...
3- QUANTIN TARANTINO VE KADIN AYAĞI
Şiddet içerikli ve bol kanlı sahneleriyle tanıdığımız Quentin Tarantino’nun takıntısı, kadın ayağı. Mesela, 'Ucuz Roman (Pulp Fiction)' filmindeki Samuel L. Jackson'ın replikleri ve Uma Thurman'ın ikonikleşmiş şampanyalı sahnesi Tarantino'nun kadın ayağı takıntısını gözler önüne seriyor. 'Kill Bill' serisinin ilk filmindeki gelin karakterinin "Baş parmağını oynat" repliği Tarantino'nun ayak fetiş sahnelerinin unutulmazlarından...
4- STEVEN SPIELBERG VE AİLEVİ SORUNLAR
Steven Spilberg'in saplantısı ise ailevi sorunlarından kaynaklanıyor. 2012 yılında verdiği bir röportajda babasının işkolikliği ve ilgisizliğinden bahseden Spielberg, bu sebeple babasını suçladığını söylemişti. Filmlerinde de boşanma veya ihmal sebebiyle baba figürü yoksunluğu sıkça vurgulanıyor. 'Sıkıysa Yakala (Catch Me If You Can) ve 'E.T' filmleri Spielberg'in çarpık baba-oğul ilişkisini ele alan filmlerinden birkaçı.
5- STANLEY KUBRICK VE PERSPEKTİF
Kubrick'in tek nokta perspektif takıntısını bilmeyen yoktur. Tek bir karaktere veya objeye odaklanmış sahneleri ile derinlik duygusu vererek seyirciyi ekrana kilitleyen usta yönetmenin bu takıntısı dikkatli izleyicilerinin gözünden kaçmıyor. Filmlerinde renkli bir palet kullanan Kubrick'in bir diğer saplantısı ise kırmızı. 'Otomatik Portakal (A Clockwork Orange)' filminde psikolojik ve fiziksel şideti temsil etmek için kullandığı kırmızı; 'Uzay Yolu Macerası (Space Odyssey)'de şeytani enerjiyi, 'Gözü Tamamen Kapalı (Eyes Wide Shut)' da ise cinselliği sembolize ediyordu.
6- WES ANDERSON VE SİMETRİ
'Büyük Budapeşte Oteli (Grand Budapest Hotel)', 'Yükselen Ay Krallığı (Moonrise Kingdoom)' gibi filmleriyle dikkatleri üzerinde çeken yönetmen; yarattığı karışık ve kesinlikle tuhaf karakterleri ile sektörde farkını ortaya koyuyor. Diğer başarılı yönetmenler gibi sinemaseverlerce beğenilmesinin bir nedeni ise simetri takıntısı olabilir.
7- COEN KARDEŞLER VE BAĞIRAN ŞİŞMAN ADAMLAR
'Fargo', 'Büyük Lebowski (Big Lebowski)' ve 'İhtiyarlara Yer Yok (No Country for Old Men)' gibi başarılı filmleriyle tanınan yönetmenlerin kendilerine has dilleri ve mizah anlayışları seviliyor. İki kardeşin, en büyük saplantıları ise bağıran şişman adamlar. Özellikle güç gösterileriyle ortaya çıkan şişman adam karakterlerini 'Barton Fink' ve 'Büyük Lebowski (Big Lebowski)'de görebilmek mümkün.