Güncelleme Tarihi:
Aslında uzun yıllardır rahat olduğu için hem kadınlar hem erkekler tarafından sayfiyelerde kullanılıyordu. Boyu kısaldı, darlaştı, birkaç rötuşla günümüz kadınının modası oldu çıktı. Şimdi en ciddi toplantılarda bile şortlu kadınlar çoğunlukta...” Bu sözler, 1972’de Hayat Mecmuası tarafından ‘yılın en şık kadını’ seçilen Filiz Akın’a ait. Dergiye bu demeci veren Akın, Fransa ve İngiltere’den aldığı tasarımlar içinde, şıklığı ve zarafetiyle jüriden tam puan almıştı.
Filiz Akın, mini-şort trendini ilk uygulayanlardan.
Yıl 2016... Ve ‘şort’, artık bir kıyafet olmanın ötesinde bir toplumsal mesele olarak karşımızda. Peki ne oldu da bu noktaya geldik? Türkiye’nin şortla ilişkisine bakalım.
İngiliz tasarımcı Mary Quant’in 1950’lerdeki icadı olan şortlar Marilyn Monroe, Rita Hayword gibi yıldızlar tarafından baş tacı edildi, böylelikle modayla aşkı başladı. Türk kadını da bu ilişkiye yavaş ama temkinli adımlarla girdi. Modacı Vural Gökçaylı, dönemi şöyle anlatıyor: “1944 doğumluyum. Çocukken, Moda’da deniz kenarında hanımlar şort giyerdi, özellikle fotoğrafçı İnci Moran’ın Amerika’dan getirdiği şortların şıklığını unutamam. Kimse karışmazdı, hatta tarzı alkış toplardı.”
TANITIM ELÇİSİ: AJDA
Ajda Pekkan 1971’de şortu ülkemize lanse etme görevini aldı.
70’lere gelindiğinde şortlar, imaj değiştirdi: Kısaldı ve seksileşti. Türkiye de bu değişime adapte olmakta hiç zorlanmadı. 1971’de SES dergisine ‘Türk sahnelerinin mini-şortlu yıldızı’ titriyle kapak olan Ajda Pekkan, verdiği röportajda kendini bu parçayı tanıtmaya nasıl adadığını anlattı: “Mini-şort, bazı bakımlardan mini etekten daha pratik. Üstelik insana küçük bir erkek çocuğu havası veriyor. Pek hoşlandım bu cazip kıyafetten. Hoşlandığım için de Türk sahnelerinde lanse etme görevini üstüme aldım.” Pekkan’ın hakkını vermek gerek, sözünü tuttu. Dergiye Paris’ten getirdiği mini-şortuyla poz verirken, 2000’lerde Canan Yaka imzalılarıyla sahnedeydi.
TÜRK ŞORTU ALMAN VOGUE’UNDA
Hülya Avşar’ın 1998’deki imajı sade ve şortlu.
Modada her ‘in’ olan parçanın kaderi, en temizinden 10 sene gözden düşmektir. Bu hazin kaderi, şort da paylaştı. 80’lerde piyasada görünmedi. Ancak 90’larda dönüşü muhteşem oldu. Mini formuyla değil, şu an kullandığımız haliyle... Türkiye’de bu trendi dönemin genç tasarımcısı Bahar Korçan yakaladı. 1992’de Korçan’ın tasarladığı makrome şort, Vogue dergisinin Almanya edisyonunda kapağa çıktı.
Son dönemin en popüler ismi Serenay Sarıkaya, bu parçanın tutkunlarından.
90’ların sonunda farklı renklerde jean kumaşından üretilen modeller, model ve solistlerin favorilerindendi: Hülya Avşar’dan model Deniz Pulaş’a muhtelif güzellerin jean şortlu resimleri dergileri süsledi. 2000’lere gelindiğinde günlük kullanımda şort giymek doğal yaşamın parçasıydı. Geceleriyse farklı sürümleriyle karşımıza çıktı. Şöyle anlatıyor Vural Gökçaylı: “Transparan şifon elbiselerin altına görünecek şekilde şortu yerleştirdik. İnanılmaz tuttu.”
Vural Gökçaylı
2010’lardaysa şort, günlük yaşamın da gece hayatının da ayrılmaz bir parçası oldu... Görünen o ki Türk kadının şortla 60 yılı aşkın ilişkisi son hafta hariç, gayet uyumlu geçmiş. Bundan sonrası nasıl şekillenecek, o da bize bağlı.
KİMSE ONUN KADAR KONUŞULMADI
70’lerde mini-şort trendi çok tutuldu: Şöhretler, farklı yorumlarını sergilemek için birbiriyle yarıştı. Fatma Girik, Hülya Koçyiğit, Gönül Yazar ve Emel Sayın... Sansasyon yaratma konusunda en başarılı olansa Zeki Müren’di. 1971’de mini şortuyla sahneye çıkan Müren, şöyle söylüyor: “Halkın tepkisinin ne olacağını hiç bilemiyordum... Ama halk çok tuttu. Görenin, o anda orada, o atmosferin içinde bulunanın fikri önemlidir efendim. O beğeniyor mu tutuyor mu, mesele yok..”