Güncelleme Tarihi:
25 yılı aşkın süredir Türkiye’deki hayranlarıyla buluşan ve repertuvarlarında “Aşkım Bahardı”dan “Üsküdar’a Gider İken”e kadar Türkçe şarkılara da yer veren Pink Martini, 26 Temmuz’da Harbiye Cemil Topuzlu Açıkhava Tiyatrosu’nda dinleyicileriyle buluşmaya hazırlanıyor. Türkiye’de büyük bir hayran kitlesine sahip olan grubun iki ana solisti China Forbes ve Storm Large’ın ilk kez aynı sahnede buluşacağı konser öncesi, Pink Martini’nin kurucusu ve piyanisti Thomas Lauderdale ile keyifli bir söyleşi yaptık.
◊ Harvard’da tarih ve edebiyat okurken dünyanın en çok takip edilen gruplarından birini kurdunuz. Bu başarılı kariyerin arkasında nasıl bir öykü yatıyor?
- Harvard’da okurken tamamen başka hayallerim vardı. Hatta belki politikayla ilgilenir ve bambaşka bir hayata doğru gidebilirdim. Tabii o zaman Pink Martini de olmazdı. Konservatuvara gitmedim ama küçük yaşlardan beri piyano çalar, kendimi mutlu ve tamamlanmış hissederdim. Müzik yapmaya başladıktan ve bu alana yoğunlaştıktan sonra her şey kendiliğinden gelişti. Türkiye ile bağımız nerdeyse grubun kurulduğu ilk yıllara dayanıyor. Daha Amerika’da bile yeni yeni tanınmaya başlamışken bir gün Türkiye’den bir konser teklifi geldi. Hatta biri bizimle dalga mı geçiyor diye düşündük. Ama sonra öğrendik ki “Je Ne Veux Pas Travailler” şarkımızı dinleyen ve o zamandan beri menajerliğimizi yapan Pasion Turca’nın CEO’su Sinan Ufuk Nergis bizi çok beğenmiş. O zamandan bu yana da bizi en çok destekleyen Türkiye’deki dinleyicilerimiz oldu.
◊ China Forbes ve Storm Large İstanbul konserinde aynı sahnede olacak. Birlikte sahneye çıkmalarıyla ortaya çıkan sinerji hakkında ne söylersiniz?
- Hem China hem de Storm’un birlikte sahnede olması çok nadir gerçekleşiyor. Ama her ikisinin aynı sahnede olmasının yanı sıra Jimmie Herrod ve Edna Vazquez ile de birlikte bu yaz Stuttgart, Münih, Monte Carlo, Budapeşte, Tel Aviv, Madrid, Perelada, Atina ve İstanbul konserinde sahnede hep birlikte olacağız. Pink Martini’nin müziği birlikte olduğumuzda güzel.
◊ Gruplar genellikle uzun soluklu olmaz ve herkes bir süre sonra kendi bireysel çalışmalarını yapmak için farklı yollara gider. Siz ilk günden beri aynı istikrar ile devam ediyorsunuz. Kalıcı olmanızın sırrı nedir?
- Zaman geçtikçe artık konuşmadan anlaşabilir hale geldik ve kocaman bir aile gibi olduk. Konserler dışında da birlikte zaman geçiriyoruz. En sevdiğim zamanlar konser sonrası hep beraber yediğimiz yemekler. Bizi müzik ve birlikte geçirdiğimiz zamanlar daha çok birbirimize yakınlaştırıyor. Aslında yola çıktığımızda sadece içimizden gelen müziği yapmak istemiştik. Ama yaptığımız müzikle bir tarz yaratmış olduk. Özgürce müzik yapmak, araştırmak, sevdiği müziğin peşinden gitmek hevesinizi her zaman diri tutuyor ve bu ortaya çıkan işlere yansıyor. Başarının bir sırrı varsa sanırım işimizi ilk günden bu yana tutkuyla yapmak.
◊ Son İstanbul konserinizde dinleyiciler sahneye geldi ve kalabalık bir dinleyici korosu oluştu. Dinleyicilerinize sahnenizin kapısı her zaman açık. Dinleyici ile sahne üzerindeki bu buluşmalar devam edecek mi?
- Dinleyicimizle sadece sahne üzerinden değil yan yana beraber şarkılar söyleyerek iletişim kurmayı seviyoruz. İlk konserlerde biz davet etmeye başladık, onlar da çekinmeden sahneye gelip bizlerle birlikte söylediler. Gördük ki bu durum sahnenin enerjisini de artırıyor. Sanırım bu yıllardır aramızda oluşan enerji ile alakalı. Müziğimizi sadece dinlemiyorlar bizimle paylaşıyorlar, dinleyicilerimiz yeri geldiğinde sahnede dans edecek kadar samimi ve sıcak. Bu enerji de bizim için çok önemli.
MEST OLMUŞ, ÂŞIK VE GÖZ KAMAŞTIRAN
◊ Dinleyiciler klasikleşmiş şarkıları sizin yorumunuzla dinlemeyi çok seviyor. Peki Pink Martini için baş ucu şarkıları hangileri?
- Yaptığımız tüm şarkıları çok seviyorum. Başından beri hayalini kurduğumuz müzikleri yapmak bize büyük bir tatmin duygusu yaşatıyor. Biz onları çok sevmeseydik eminim dinleyici de bizden dinlemek istemezdi. “Amado Mio”dan, “Je Ne Veux Pas Travailler”ye, “Aşkım Bahardı”dan “Hey Eugene”ne birçoğu hiç sıkılmadan söylediğimiz şarkılar.
◊ Pink Martini’yi 3 kelime ile nasıl tanımlarsınız?
-Mest olmuş, âşık ve göz kamaştıran…
ÜNLÜ OLMAYI BEKLEMEYİN SADECE MÜZİK YAPIN
◊ Amatör müzisyenlere tavsiye edeceğiniz en önemli şey nedir?
- Sizden daha iyi müzisyenlerle çalışın. Size ilham veren insanları bulun. Zengin veya ünlü olmayı beklemeyin. Sadece müzik yapın ve bunun tadını çıkarın. Cömert olun, bu işe sizden önce başlayan insanların değerini bilin. İş birliği yapmayı ve yeni insanlardan bir şeyler öğrenmeyi ihmal etmeyin. Kibar ve nazik olun ve en önemlisi perde arkasındaki insanlara minnettar olmayı unutmayın.