Güncelleme Tarihi:
-İlk kez bir Güney Kore filmini hiç sardırmadan sonuna kadar izlemeyi başardım.
*
-İlk kez Amerikan futbolu denilen zıkkımın kurallarını ve mantığını öğrenmeye çalıştım. (Zırnık başaramadım ama.)
*
-İlk kez siyasi muarızlarıma güldüm. (Bütün bir yıl ama... Hepsine ama...)
*
-İlk kez bilgisayar oyunlarına merak sardım. (İkinci Dünya Savaşı dönemini konu alanlara ama.)
*
-İlk kez Boşnak mutfağıyla müşerref oldum ve pek memnun oldum... (Etiler Nispetiye Caddesi’ndeki “Bosnjak” restoran... Hararetle öneririm.)
*
-İlk kez hiç üşenmeden Tuğçe Kazaz’ın inanç dünyasında sörf yaptım.
*
-İlk kez inceden ve hafiften boksa başladım.
*
-İlk kez bir WhatsApp grubuna dahil olup bol gıybet yaptım. (Üstelik fotoğraflı falan gıybet.)
*
-İlk kez Çince birkaç kelime öğrenmeye kalkıştım. (“Yaşamak mı zor Çince mi?” diyen şair Osman Konuk’a bin selam.)
*
-İlk kez Nuri Pakdil’le tanıştım... (Hâlâ pek mes’udum.)
*
-İlk kez bütün bir yıl cumartesi akşamları dışarı çıkmadım... (Kendimi azıcık ezik hissetmedim desem yalan olur.)
*
-İlk kez bir sinema festivalinde kırmızı halıda yürüdüm... (Venedik’te... Altın bilmem ne festivalinde...)
*
-İlk kez “Çok yoğunum çok” dedim. (Üstelik yüzlerce kere dedim bunu.)
*
-İlk kez mülkiyet endişesine kapıldım.
*
-İlk kez Twitter’ı boşladım ve aldattım.
*
-İlk kez Türkiye’de meydana gelen hiçbir hadise karşısında en küçük bir şaşkınlık göstermedim. (Alıştık ve de şerbetlendik galiba.)
*
-İlk kez gazlı içeceklerden hiçbirini içmedim. (Büyük zafer.)
*
-İlk kez “Bir daha fantastik film izlemeyeceğim” diye karar aldım.