Güncelleme Tarihi:
İşte o zorlu kaçışı başarmış, bir şekilde eline düştüğü tarikattan, kendi deyimiyle ‘ABD’nin en nefret edilen ailesinden’ kaçmayı başaranlardan biri de internet modeli ve yıldız fenomen Lauren Drain.
Şimdilerde ününün tadını çıkaran 36 yaşındaki bir çocuk annesi kadın geçmişteki o günleri büyük bir ürpertiyle hatırladığını anlatıyor.
Genç kadın, kendini esir eden bu insanlardan kaçmayı başarmakla kalmamış aynı zamanda büyük bir fitness imparatorluğu kurmayı başarmış. Üstelik bir de hemşire olma hayalinin peşinden gitmiş gerçek bir savaşçı.
Lauren Drain, Westboro Baptist Kilisesi'nde yedi yıl geçirdi.
Lauren'in babası Steve, tarikat benzeri bu grup hakkında bir belgesel çektikten sonra ailesini de onlarla tanıştırdı. Sonrasında ise bu kilisenin bir parçası oldu, onlara inandı ve belgesel bitmiş olsa da aralarında kalmaya devam etti. Lauren de elbette bu süreçte babasının yanındaydı.
Aile yedi yıl boyunca Westboro’nun protestolarına katıldı. Ellerinde pankartlarla sokağa çıkan kilise üyeleri sokaklarda gördükleri insanları, daha doğrusu ‘günahkarları’, tövbe etmeye çağırıyorlardı. Tövbe etmeyen kişilerin doğrudan cehenneme gideceğini haykıran kilisenin eylemleri sürekli olarak basında konu oluyor; tarikat bir yandan taraftar bir yandan da kendilerinden nefret eden insanları etrafına topluyordu.
21 YAŞINDA TOPLULUKTAN ATILDI
Lauren Drain, 21 yaşına geldiğinde kilise üyesi olmayan bir gençle duygusal yakınlaşma yaşadığı için topluluktan kovuldu. Sevgili kız kardeşi Taylor, erkek kardeşi Bo ve artık konuşmasına izin verilmeyen en küçük kız kardeşi Faith de dahil olmak üzere ailesini geride bıraktı.
Lauren, ailesi tarafından sürgün edilmenin 'yaşadığı en yıkıcı an' olduğunu söylese de, kendine yeni bir yol çizdi ve hayatını yeniden kurmayı başardı.
Yaşadıklarıyla ve geçmişiyle yıllarca savaştıktan sonra Lauren bir modelle evlendi, bir fitness imparatorluğu kurdu ve Instagram'da dört milyon takipçisi var. Çektiği selfie’ler internette milyonlara ulaştı ve ona dünyanın en çekici hemşiresi unvanını kazandırdı.
İÇİNDEKİ ÇAĞRIYI DİNLEYİP HEMŞİRE OLDU
İnternet fenomeni Sun Online'a şunları söyledi ‘’İnsanlara yardım etmek için bir çağrı duydum içimde, hemşire olmanın hayalini kurdum ve bunu başardım.’’
Genç kadın kız kardeşi Taylor daha bir bebekken kansere yakalandığında bu mesleğe aşık olduğunu söylüyordu. Kardeşinin hayatını kurtaran kişi bir hemşire ve doktor olmak için staj yapan bir sağlık çalışanıydı.
‘’Hemşirelik’’ diyordu Lauren, ‘’hayat kurtarmaya ve ailelerin iyileşmesine yardımcı olduğunuzda oldukça ödüllendirici bir meslektir.’’
İŞİMİN ZORLUĞUNU SEVİYORUM
‘’İşimin zorluğunu seviyorum’’ diyen Lauren’a göre hemşireler ‘özel bir insan türü’ ve ünlü model bu topluluğa dahil olduğu için kendini gururlu hissediyor.
Westboro Baptist Kilisesi, 1955 yılında Kansas, Topeka'da Baptist papaz Fred Phelps tarafından kuruldu ve nefret dolu protestoları ve aşırı ‘değerleriyle’ ünlendi. Nefret grubu, ABD gazilerinin ve çocukların cenazelerinde gözcülük yapma sevgisi nedeniyle dünya çapında manşetlerde yer alırken, pankartlarına yazdıkları sloganların iticiliğiyle ün kazandı.
Lauren, artık Westboro Baptist Kilisesi ile olan eski hayatı hakkında konuşmakta daha az zorlandığını söylüyor. Sert tavırlarıyla tanınan, tarikat benzeri grubun katı kurallarıyla yıllarca mücadele ettiğini anlatıyor.
Günleri ev işleri ve katı kurallarla dolu olsa da Lauren orada en iyi arkadaşıyla birlikte öğrenmekten ve küçük kardeşlerine bakmaktan keyif aldığını söyledi. Ebeveynlerin e-postaları ve telefon mesajlarını bile kontrol ettiğini ve dışarıdaki herhangi biriyle etkileşimi sınırladığını aktardı.
Lauren, topluluktaki çok katı kültürü de özetledi. Saçımı kesmeme, tırnaklarımı boyamama, erkeklerle çıkmama, erkeklerle konuşmama ya da kilise dışından kimseyle gerçekten arkadaş olmama izin verilmedi dedi örneğin.
‘’Günlük gözcülük yapmak, kilise mülkünü temizlemek, ev ve mahallenin çim işleri ve ev işleri yapmak gibi kiliseyle ilgili birçok programımız vardı.’’
Ve eğer biri topluluktan atılırsa, ebeveynleri, kardeşleri veya diğer aile üyeleriyle bir daha konuşmaları yasaktı. Lauren ‘’Gençken bizim tarafımızdan sorulan sorular ve ihlal edilen kurallar için çok fazla korku temelli utandırma ve ceza uygulamaları vardı’’ diyerek içinde yaşadığı kâbusu tarif etti. Lauren da çok soru soran, neler olup bittiğini anlamaya çalışan bir genç kadındı. Başı bu yüzden sürekli belaya giriyordu.
Lauren’a göre kilise, üyelerini kontrol etmek ve onları katı kuralları ve yargılayıcı inançları doğrultusunda tutmak hedefindeydi ve herkesi ölümle ve cehennemle korkutuyordu.
‘’Yıllarca süren beyin yıkamaya rağmen, değerli çocuklarını aniden bir trajedide kaybeden ebeveynleri taciz edeceğimizi öğrendiğimde buna inanamadım’’ diyen başarılı hemşire ‘’Kalbim sızladı ve midem bulandı.’’ diyerek topluluktan vazgeçmeye yaklaştığını anlattı. Zaten sonrasında yaşananlar yüzünden aralarından atılacak ve böylece özlediği kurtuluşa kavuşacaktı.
‘’Yedi yılı aşkın bir süredir kilisedeyken her gün birlikte yaşadığım ve iletişim kurduğum değerli ailemden hemen koparıldım. Kilisenin sürgün edilen üyelerle iletişim kurmak için sıfır tolerans politikası vardı.’’
Lauren, Louis Theroux'un, 2007 tarihli ses getiren belgeseli The Most Hated Family in America'da ve devamı olan America's Most Hated Family in Crisis'te yer aldı ve o zamandan beri hayatını yeniden kurarak güçlendi.
Ancak internette bu kadar büyük bir takipçi kitlesine sahip olmasına rağmen hala trollerin nefret dolu yorumlarıyla boğuşuyor. Ama Lauren için hayatta nefrete yer yok: Westboro'dan ayrıldığımdan beri, kendime asla kasıtlı olarak birinin kalbini kırmayacağıma veya birinin hayatını mahvetmeyeceğime söz verdim.
Lauren, kurtuluşu zindelikte ve fitness’ta bulmuş. ‘'Fitness hayatımı ve hatta daha da fazlasını kurtardı’’ diyor.
Artık tüm dünyadaki müşterilerini altı haftalık fitness programı ile tam zamanlı olarak eğitiyor. Ünlü fenomen bir yandan sağlıklı yaşam ve yemek tarifleri de yayınlamaya devam ediyor ve başarılı hemşirelik kariyerini de sürdürüyor...