Güncelleme Tarihi:
Taksim’de bir binanın altıncı katı. 20-25 kişilik gruptaki herkes üstüne beyaz giymiş. Aralarında tek tük erkekler de var ama çoğunluk 30-50 yaş arası hanımlar. Derin nefes almaları, rahatlamaları, isterlerse yanlarında getirdikleri bandana ya da eşarplarla gözlerini kapatabilecekleri söyleniyor.
Birazdan, dünyanın başka başka yerlerindeki benzer gruplarla aynı anda, aynı merkezle eşzamanlı olarak meditasyona başlayacaklar. Bağlanacakları merkez, Taksim’den 10 bin 192 kilometre uzaklıkta, Brezilya’nın başkenti Brasilia’ya arabayla bir buçuk saat uzaklıktaki Abadiania.
İYİLEŞENLERİN KOL DEĞNEKLERİNDEN MÜZE
İnananlarının deyişiyle, ‘John of God’ yani Tanrı’nın John’unun, görmeyen gözlere fer, kötürüm bacaklara derman, kanserli bünyelere ücretsiz şifa dağıttığı iddia edilen kasaba.
Bu kasabada ‘Casa’ (Portekizce ev) denilen bir tür ‘şifa-çiftliği’ kurmuş ve aradan geçen 30 yılda milyonlarca ziyaretçiyi ağırlamış. Kimisini kristal odalarda tedavi ederek, kimisine merkeze yakın kutsal bir şelalede yıkanmasını salık vererek, bazen sadece bakarak (hatta sadece uzaktan fotoğrafına bakarak), bazen de basit bir makasla burundan beyin tümörü çekerek!
Şifa bulacağım diye bir haftalığına giden de var, dizinin dibinde ev tutup yerleşen de. Bilimsel tıp vurdukça; takipçileri, iyileşen kötürümlerin kol değnekleri ve tekerlekli sandalyelerinden oluşturulmuş müzesinden dem vuruyor.
Doktorlar “Sakın ha” dedikçe, tedavi sırasında içine giren hekim ruhlarla birlikte yüzünün ifadesinin, sesinin tonunun ve gözünün renginin nasıl değiştiği anlatılıyor.
ACISIZ-KANSIZ AMELİYATLARIN VİDEOLARI
Modern tıpçılar ve bilim insanları zavallı hastaların umutlarını sömürdüğü gerekçesiyle onu topa tutuyor ama onu bir ‘aziz’ mertebesinde gören inananları, bu tüyler ürperten ameliyatların videolarını internette paylaştıkça ünlüsü-ünsüzü soluğu Abadiania’da alıyor.
TÜRKİYE'DEN HANGİ POPÇULAR GİDİYOR?
Boş verin Naomi Campbell’i falan... Son örnek bizden/içimizden gelsin: Geçen hafta Hande Yener, MS hastası arkadaşı Serdar Ortaç’ı şifacıya götürmek istediğini açıkladı: “Bir şifacı buldum. Serdar bu konuda bana güveniyor.
Şifacının videosunu da gördü. Belki klibi çektikten sonra atlar bir haftalığına Brezilya’ya gideriz.”
Brezilya mı? Yahu sakın bu, bizim John of God olmasın? Hemen Yener’e sordum...Bingo: “İnternetten buldum. Bir arkadaşımı tur düzenleyen Türkiye temsilcisiyle görüştürdüm.”
BEN BİR ÇİFTÇİYİM
Gerçek adı Joao Teixeira de Faria. 74 yaşında. Tıp eğitimi yok. Dünyada ‘John of God’, Brezilya’da ‘Joao de Deus’ olarak biliniyor. Rivayet o ki ilk kez 16 yaşında kehanetlerde bulunmaya başlamış. Ama mesleği sorulduğunda “Çiftçiyim” diye cevap veriyor.
TÜRKİYE'DEN TURLAR DÜZENLENİYOR
John of God’ın kasabasını her hafta üç-dört bin kişi ziyaret ediyor. Zengin, fakir, yaşlı ya da genç... Felçli, siroz, sağır ya da kör... Amerikalı, İranlı, Hintli ya da Türk... Evet Türk! Kimi merak, kimi spiritüel konularda kendini geliştirmek, kimi de şifa bulmak umuduyla. Bunlardan biri de Can Aydoğmuş...
Abadiania’ya kaç kere gittiniz?
Yedi kere.
Bu gezileri organize eden şirketler mi var?
İsteyen çantasını alır gider. Ama transfer, rehberlik, konaklama organizasyonu yapan şirketler de var.
Ne kadar ücret alınıyor?
Kalınacak süreye göre. Bir hafta 1290 dolar. Uçak bileti hariç. Kimi milleriyle alıyor, kimi ucuza, kimi son anda daha pahalıya.
Kaç kişiyle gidiliyor turlara?
Değişiyor; bazen 10, bazen 20. En son ağustos ayında 11 kişi gittik.
Bugüne kadar toplam kaç kişi gitti?
Başka yollarla gidenler de var tabii. Benim bildiğim 60-70 kişi kadar.
Oraya götürdüğünüz insanlardan, bilimsel yöntemler dışında şifa bulana hiç tanık oldunuz mu?
Fotoğraftan bile! Bir hanım arkadaşımızın annesinin sirozu iyileşti.
GEZİLERE KATILANLARIN ANLATTIĞI İNANILMAZ ŞEYLER
Nur Eresin (kırmızı çember): 2013’te John of God’dan bahsedildiğini duydum. 20 yaşındaki oğlumla birlikte gitmeye karar verdik. John of God’ı bir kez operasyon yaparken izledim. Bedenine bir başka ruhun girişini ve ondaki değişimi izledim. Bakışları, duruşu her şeyiyle değişti.
Ayhan Kızılırmak (mavi çember): Bir doktor olarak gördüğüm şeyleri kesinlikle mantıklı bir şekilde açıklayamayacağım. Uyguladığı operasyonlarda kan bile akmıyor. Yaptığı şeyler bir insanın yapabileceği şeyler değil. Ben kendi adıma birçok mucizeyle ve deneyimle döndüm oradan.
HABERCİ ŞÜPHECİLİĞİYLE GİTTİM
‘Casa’ yani John of God’ın evini ziyaret edenlerden biri de gazeteci Ayşegül Ekinci: “Bana ondan ilk kez genel cerrah olan abim bahsetmişti. Haberci şüpheciliğiyle gittim. Yaptığı ameliyatları gördüm. ‘Koltuk değneklerini fırlatıp koşarak gitti’ demeyeceğim ama yürüme kabiliyetlerinde artış olan insanlar tanıdım. Tabii plasebo etkisi de olabilir ama orası spiritüel bir hastane gibi.”