Güncelleme Tarihi:
Henüz 16 yaşında ama bu Melisa Akgül’ün ikinci sergisi. 2016 yılındaki ilk sergisinde Hatay’daki Suriyeli mültecilerin yaşamların anlattığı fotoğrafları sergilemiş; fotoğrafların satışından elde edilen geliri TEV’e bağışlamıştı. İkinci sergiyi açmasının sebebi olarak çocuklara kayıtsız kalamamasını anlatıyor: “Savaşın en masum kurbanı olan çocukların gözünden dünyayı göstermeyi amaçladım. Sergide elde edilen tüm gelir UNICEF’e bağışlanacak.”
Objektifinin Suriyeli mültecilere nasıl döndüğünü şöyle anlatıyor: “Sokakta dilenen Suriyeli çocukların günlük hayatlarını çekmek istedim. Onların yaşadıkları bölgelere gidip ihtiyaçlarını tespit edip, yardım toplayıp tek tek evlerine götürdük. Fotoğraflarını da çekmeye başladım. Yaşımın küçük olması çocuklarla olan iletişimimde benim için bir avantaj oldu.”
Sonra sadece fotoğraf çekmek yeterli gelmemiş Melisa’ya. Makinesini Suriyeli çocuklara uzatmış. “Belki hiç profesyonel bir makineye dokunmamışlardı ama ne yapacaklarını çok iyi biliyorlardı. ‘Nereye basılıyor’ diye sordular, gösterdim. Önce birbirlerini sonra etrafı çekmeye başladılar.”
Hatay, Iğdır ve İstanbul’da 50’den fazla çocuğun fotoğrafını çekmiş. Sergideki 20 fotoğraftan 9’u bu çocuklara ait. Her birinden üçer tane var. Şöyle anlatıyor: “Mülteci ailelerinin evlerine ilk girmeye başladığımda çocuklar hiç Türkçe konuşamıyorlardı. Ancak götürdüğümüz yardımları görünce sadece koşup bana sarılıyorlardı. ”
En zor zamanı ise oradaki savaş ile yüzleştiği an: “Yayladağı sınırından geçerken asker kordonu ve kimlik kontrolü vardı. Kendimi savaş alanına girmiş gibi hissettim. İnsanların çaresizliklerini gözlerinden okuyabilmek beni derinden etkileyen, daha önce hiç yaşamadığım bir tecrübeydi.”