Pucca
Oluşturulma Tarihi: Ocak 23, 2016 12:26
Uzun ilişkilerden çıkıp da birdenbire mutluluğu bulan, yüzü pırıl pırıl ışıldayan insanların sırrını merak ediyorsanız, açıklıyorum. Basit: Sadece enerji vampirlerinden kurtuluyorlar! Peki nedir, kimdir bu vampirler?
Magazin dünyası şu son iki yıl ilişkiler anlamında amma yıkım gördü yahu. Ayrılmaz dediğimiz çiftler sapır sapır döküldü. Bunlar birbirini bırakmaz dedik, bir daha birbirlerinin suratlarına bakmadılar. Ne büyük aşk diye başladılar, birbirlerini bıçaklama noktasına geldiler. Ya ben hâlâ “Jennifer Aniston, Brad Pitt ile barışacak” diye düşünen bir insanım. Onlardan çok ben üzülmüşümdür yemin ederim. Ama bir taraftan da bakıyorum, Sinem Kobal nasıl mutlu. Özge Özpirinççi kendini buldu. Serenay Sarıkaya’nın yanına daha ötesi olmaz derken, kız Kerem Bursin ile vurdu gol oldu! Üstelik hepsi pırıl pırıl.
Serenay Sarıkaya ve Çağatay Ulusoy Ayrıldıktan sonra artık mutlu mu oluyorlar, yoksa diğerine nispet mi bilemem. Ama nispet dediğin şey de böyle uzun sürmez herhalde. Bir yaparsın, iki yaparsın, üçüncüde kapısının önünde ağlarsın. Kendimden de biliyorum, bir de uzatıp sündürdükçe mevzudan kopuyorsun. İlişkine bağımlı hale geliyorsun. O bağımlılıktan kurtulduktan sonra sanırım, kendi değerini anlıyorsun.
Jennifer Aniston ve Brad Pitt Sözüm meclisten dışarı, benden içeri. Bazen bu uzun uzadıya süren ilişkilerin temeli aşk meşk değil de, enerji vampirliği olabiliyor. Nedir bu enerji vampirliği, bildiğimiz vampirlik aslında. Senin iliğini kemiğini sömürüyor karşındaki. Bütün hayat enerjini alıyor, seni kendine bağımlı hale getiriyor. Bildiğin senden besleniyor. Bazı insanlardan rahatsız olduğumuz halde hayatımızdan çıkartamayız. Ne yapsak olmaz yani. Bir şekilde o olmadan nefes alamaz hale gelmişizdir. Üstelik bize iyi geldiği falan da yoktur. Tam tersi dibe çeker, üzer, yıkar. Nasıl tanırız bu vampirleri, hatta belki biz bile olabiliriz. Farkında olmadan kaç sabi sübyanın ruhunu elektrikli süpürgeyle çekmişizdir kim bilir.
TEŞHİS ETME REHBERİÖzge Özpirinççi ve Engin Altan Düzyatan**
Bu insanları tanımak aslında çok basit. Etrafınızda sürekli sizi eleştiren, devamlı yaptığınız işi hor gören, sizi küçümseyen birileri varsa bilin ki olay bunlardır. Sizi sürekli aşağılarlar, kendinizi yetersiz hissetmenizi sağlarlar. Yaptığınız her işe bir kulp bulurlar.
**
Asla hata yaptıklarını kabul etmezler. Suçlu onlar değil, başkalarıdır. Ne kadar ona yakınsanız, o kadar sizin yüzünüzden olmuştur. Başarısızlıklarının tek nedeni sizsinizdir. Kurban olmaya bayılırlar.
**
Devamlı sinir harbi halinde yaşarlar. Yüksek sesle konuşurlar. Etraflarında uçuşan toz zerrecikleri bile onları sinirlendirmeye yeter. Hayatınız, ‘aman şimdi sinirlenmesin’ içinde geçer.
**
Anandan babandan o kadar izin almıyorsundur ondan aldığın kadar. Farkında olmadan üzerinde o kadar baskı kurar ki, tuvalete giderken bile ona
haber vermek zorunda kalırsın. Ama onun, nerede ne b.k yediğinden asla haberin olmaz. Sen kim köpeksin de sana haber verecekmiş.
Sinem Kobal ve Arda Turan**
En fazla kullandıkları cümle, “Ben demiştim” olur. Zaten mutsuzluktan canın çıkmıştır. Çıkar yol bulmaya uğraşıyorsundur. Ne bileyim hayatının en korkunç günüdür, karşına gelir, gevrek gevrek gülerek, “Eee ben demiştim!” Nereye demiştin ayı! Kendin dışında neyle ilgilendin acaba, bana demişmiş.
**
Hayır, bir de bu “Ben demiştim” diyen kişi, sen o sorunlar içinde uğraşırken bir kere bile seninle ilgilenmemiştir. Hatta dibe vuruşunu bile görmezden gelmiştir. Zaten en büyük acılar onun tekeli altındadır. Sen her zamanki gibi olayları büyütüyorsundur.
**
Kıskançlardır. Kendisinden daha yetenekli, daha iyi, daha üstün herkesi kıskanır. Bu kıskançlık zamanla kendini iftiraya bırakır. Başarılı insanlar asla kendi haklarıyla o yere gelmemişlerdir. Mutlaka altında bir pislik vardır.
**
Enerji emen insanlardan kurtul. Biliyorum çok zor ama inan daha rahatlayacaksın. Yaşanacak onca güzel gün varken, okunacak kitaplar, izlenecek
filmler, tanışacağın nice farklı insanlar. Bu insanlarla, neden hayatının duraklama dönemini yaşayasın ki. İlk bir ay, çok zorlanacaksın ama sonra bir bakacaksın, hayatının en mantıklı kararını vermişsin!