Güncelleme Tarihi:
Güzellik onda, yetenek onda, iyi bir kalp onda...
Son yıllarda en sevdiğimiz isimlerden biri olan Selena Gomez, henüz 23 yaşında olmasına rağmen bu ay içinde toplamda beşinci, solo olaraksa ikinci albümüyle karşımıza çıkacak. “Revival” adını taşıyan bu albüm sebebiyle sayfalarımızda yer verdiğimiz Sel’in kariyerine şöyle bir bakalım...
Maddi açıdan sıkıntılı bir çocukluk geçiren Selena’nın küçüklüğüne dair en net hatırladığı şeyler; annesiyle, benzin parası bulmak için araba koltuğunun altında bozuk para aradıkları ve sürekli makarna yemek zorunda kaldıkları günler. Yine de annesinin onu çok iyi yetiştirdiğini ve güzel bir çocukluk geçirdiğini söylüyor. Selena’nın eğlence dünyasına ilgi duymaya başlaması da annesi sayesinde gerçekleşiyor. Sahne sanatlarıyla ilgilenen annesini prova yaparken görmek, Sel’in oyunculuk ve şarkıcılığa yönelmesinde hayli etkili olmuş.
10 yaşından beri Disney’le çalışan fıstık, 2007’de “Waverly Büyücüleri” dizisinin başrolüne seçilince yükselişi hızlanmış, tüm dünyanın en popüler oyuncularından birine dönüşmüştü. Selena, dizisiyle bizi kendine hayran bıraktığı yetmezmiş gibi 2009 yılında bir de albüm yayımlayarak ekranlardan sonra müzik listelerinin de yıldızı olmayı başardı. İstediğinde tatlı, istediğinde hırçın kullanabildiği sesiyle ve yetenekli grubu The Scene’le birkaç yıl içinde ‘Naturally’, ‘Falling Down’, ‘A Year without Rain’, ‘Who Says’ ve ‘Love You Like a Love Song’ gibi bir sürü hite imza attı. 2011’de Disney’deki dizisinin sona ermesi, ilk uzun süreli ilişkisini yaşamaya başlaması ve artık çocuk değil, bir yetişkin olması ise Selena’nın hayatında bir sürü yeniliği beraberinde getirdi.
YENİ ÇAĞ
Disney Channel’da başrol oyuncusu olmak, Selena için bir dönüm noktası olmuş olabilir ama dizinin sona ermesi ve onun, dönemin en popüler ismi Justin Bieber’la yaşadığı ilişki de bu fıstığın hayatını bambaşka bir yöne sürükleyen şeyler oldu. Selena, Disney dönemlerinde sürekli etrafında onu yönlendirenler olduğu için dizisi sona erdiğinde bir süre boşluğa düştüğünü ve aslında kim olduğunu sorgulamak zorunda kaldığını söylemekten çekinmiyor. 2011’de Justin Bieber ile yaşamaya başladığı çalkantılı ilişki de Sel’in kendisi tanımasında, ne istediğine ve ne istemediğine karar vermesinde oldukça etkiliydi. Selena, Justin’le olan ilişkisi boyunca aşka ve hayata dair çok şey öğrendiğini söylüyor.
YAKIN ÇAĞ
2013 yılında hem Justin Bieber’la olan iki yıllık ilişkisini bitiren, hem de ilk solo albümü “Stars Dance”i yayımlayan Selena, işte asıl o yıl tam bir idole dönüştü desek haksızlık etmiş olmayız. Yanlış anlaşılmasın, Justin’den ayrılmak Selena’ya iyi geldi şeklinde bir iddiamız yok. Demek istediğimiz; kendini tamamen işine vermenin Sel’e iyi geldiği aslında... Başarılı şarkıları, “Spring Breakers” (2013) gibi iddialı filmleri, ünlü markalar için hem modellik hem tasarımcılık yapması, birçok yardım kampanyasında yer alması derken her yerde karşımıza çıkan yıldız, o sene herkese artık kendine yeni bir yol çizdiğini ve güzel yüzlü bir Disney yıldızından fazlası olduğunu kanıtlamayı başararak, arkasına güçlü bir Selenator ordusu almıştı.
YENİ BİR SELENA
“Revival”ın bir diğer önemi de şu: Daha önce hep başkaları tarafından yazılan şarkıları seslendiren Selena, bu albümde ilk defa kendi yazdığı şarkıları da söyledi. Şöyle diyor: “Dört albümden sonra artık eskisinden daha fazla kendim gibi hissediyorum. Artık kendime güveniyorum. Hayatım boyunca söylediğim hiçbir şeyden bu kadar emin olmamıştım. Hayatımın; arkadaşlık, ilişkiler ve yeni keşiflerle dolu olduğu bir dönemdeyim. Bunlar albümüme de yansıdı.” Yeni Selena’yı keşfetmek isteyenler, albüm çıkar çıkmaz edinip defalarca dinlesinler:) Bakalım bizi nasıl bir Selena bekliyor? :)