Güncelleme Tarihi:
İşte 2. Sayfa'ya konuk olan Selen Görgüzel'in açıklamaları:
*Beni öyle bir yansıtıyorlar ki, sanki ben para yiyici kafa kopartan bir kadınım. Hayatım boyuna hiç erkek parası yememiş bir kadınım. İki eşimden de nafaka almadım. Nafaka nedir bilmiyorum.
*Birbirine jest yapmak imkanlar doğrultusunda çok doğal bir şey. Bu sadece kadın erkek ilişkisinde değil, arkadaşlık ilişkisinde de böyle. Çok yakın arkadaşıma, imkanlarım doğrultusunda onu mutlu etmek için elimden geleni yaparım. Bu sevdiğim insanı mutlu etme çabasıdır. Bunun kadını erkeği yok ayrıca... Günümüzdeki çalışma şartları, yaşam koşulları, birbirimizi tercih ettiği yaşantıların sonlanmasından sonraki bu yemeci kadınların erkeklerin üzerine atlaması beni çok irite ediyor.
*Nafaka ve tazminat anlamında... Bir kadın olarak bu benim işime gelen bir şey olması lazım ama rahatsız ediyor. Çok adaletsizce geliyor. Benim bir oğlum olsa; yıllarca çalışsın çabalasın, emek etsin. Sonra bir kıza aşık olsun. 2-3 ay evli kalsın, boşandıktan sonra bütün mal varlığını kadınla paylaşmak zorunda kalsın... Çok adaletsizce bir şey.
*Kadın çalışmıyordur, yapabilecek bir iş gücü yoktur... Yada fiziki şartları el vermiyordur, ya da eşi onu çalıştırmamıştır... Ozaman tabi ki erkeğin sorumluluğu var.
*Bir çocuk sadece babaya aitmiş gibi, bakıyorum her şeyi babalar hallediyor kadın da geziyor. Ne bu taşıyıcı annelik mi? Bu kadın hakları, kadın eşitliği değil bu bir canlıyı enayi yerine koymak.
*Eski eşinden hala para almaya çalışıyorsun ama hayatında başka biri var... Bana çok adaletsiz ve saçma geliyor. Tabii ki baba yapması gerekeni yapmalı ama bu yapması gerekenin üzerine çıkan şey saçmalık.
*Kadın erkek dengesi şaştı. Eskiden erkekler yemeğe çıkmak için uğraşırlardı.
*Sevgilim yemeğin hesabını bana ödetirse, öderim ama ondan sonra eteğimi ona giydiririm. Adamdan etkilemişim, date'e çıkmışız, hali vakti yerinde... Bana hesap uzatacak, bu hakaret. 'Kartı arabada unutmuşum, şunu halleder misin...' Tabii ki ama bunu anlarsın zaten.
*Ben değerliyim. Bu feminizim kadınları değersizleştirdi. Ruhumuzun okşandığı bir yaşam tarzına geçmeliyiz.
*Yemeğe gidersin, erkek sandalyeyi çeker... Bebek olur kadın emzirir... Olmak zorunda olduğu için değil, yakışık olduğu için...
*Kadın her şeyi yapar; lastik de değiştirir. Matkapla duvar da deler... Yapamayacağı bir şey yok. Elbette yapar ama yaptıça kadın erkekleşti, erkekleştikçe de 'sana ihtiyacım yok' moduna geçildi. Erkekler de değişti. Kadınlar her şeyi yapmaya başladıkça değerli olduğunu unuttu.