Güncelleme Tarihi:
1- KALABALIK
Eski zamanları bir hayal edin, bomboş ovalarda istediğiniz gibi bağırıp çağırıp koşabilirdiniz. Ne güzel değil mi? Sonra ne oldu biliyorsunuz. Ovanın en güzel yerine kapkara bir fabrika dikildi. Bu fabrikanın çalışanları yanlarına akrabalarını da alıp, sizin oyun alanlarınızın üzerine kat kat binalar diktiler ki fabrikaya daha erken ve daha çabuk gidebilsinler. Sonra ovanın kalan yerlerine uzun yollar, köprüler yaptılar. Vızır vızır işleyen bir trafik ve gürültü yarattılar. Sadece koşmanın bile mutluluk verdiği bu ovada insanlar artık işten eve 5 dakika erken gelebilirlerse mutlu olabiliyorlardı.
2- ASGARİ ÜCRET
Ne alakası var şimdi diyebilirsiniz ama hızlı ilerleme sonucu ortaya çıkan gelir adaletsizliği her zaman bir sorundu. Eşit miktarda para kazanamayan insanların bir kısmı sefalet ile boğuşmak zorundaydı. Bu durumu engellemek için 1772 yılında bazı düzenlemeler yapılmak istendiyse de iş verenler ve toprak sahipleri bu tasarıları reddetti. Reddedilen tasarının ana konusunun asgari ücret olduğunu söylersek, 300 yıldır aslında bir adım yol gitmemiş gibi hisseder misiniz?
3- ÇOCUK İŞÇİLER
Zenginleşen ve gözü dönen işveren sınıfının bir garip isteği de ucuz iş gücüdür. Niye böyle bir takıntıları olduğunu asla anlayamayacağımız bu insanlar, bu isteklerini köylerinden göçüp fabrikalarda iş bulmak isteyen yeni şehirli ailelerin çocuklarıyla karşılamışlardır. Bu gariban aileler de eve bir ekmek daha girebilmesi için çocuklarının berbat koşullarda çalışmalarına göz yummuştur. Bu konuyla ilgili de bir yasa tasarısı sunulmuş ve ‘kabul edilmemiştir.’ Hayret! Sanki bunu kabul edeceklermiş gibi gelmişti.
4- FAST FOOD
Bunu zaten biliyoruz diyebilirsiniz ama durum tam da öyle değil. Ortaya çıkan işçi sınıfı iyi beslenemiyor ve güçsüzleşiyordu. Üretime negatif etkisi olduğunu düşünen aklı evvel iş sahipleri, un ağırlıklı bir beslenme yöntemi geliştirerek bu insanlara enerji pompalamayı uygun gördüler. Bunu da bir sanayiye çevirme fikri geç kalmadı tabii ki. Düzenlenen yeni sağlık kanunlarıyla bu abur cubur yeme kültürü bütün ovaya yayıldı. Eskiden sadece saray eşrafında görülen aşırı kilo problemleri artık işçi ailelerinin de sorunuydu. Kilo da insanı zengin gösteriyor ama.
5- DÜNYA EKONOMİSİ
Ortaya bu kadar para ve kazanç çıkınca eski toprak sahipleri ve aristokratlar, yeni zenginler ve bürokratlarla oturup bir anlaşmaya vardılar. Bu anlaşmaya bizler genelde ‘batsın bu dünya’ sözleriyle yaklaşırız. Ama dünya batmıyor daha da gelişiyordu. Bütün ülkeler sanki tek bir ülkeymiş gibi davranıyor, uluslararası dev şirketler kuruluyordu ve hepimiz 1800lerin İngiliz köylüleri gibi davranıyorduk. Nasıl mı? Fabrikaya en yakın evi tutmak için yarışarak.
Not: Bu yazıda cep telefonlarından bahsedilmemektedir.