Sana Facebook’un like’larıbana kurşunlar

ALAATTİN ÇAKICI
SON KABADAYI

Takipçi sayısı Facebook’ta 13 ayrı hesapta 43 bin 470

Sekiz gün önce...

Saat 08.48...

Facebook’ta Alaattin Çakıcı adlı hesaptan duyuruldu:

“Kırıkkale F Tipi Yüksek Güvenlikli Kapalı Ceza İnfaz Kurumu’nda bulunan Alaattin Çakıcı için gerekli güvenlik önlemleri altında Gültepe/İstanbul adresinde bulunduğunu bildirdiği annesini, yol hariç 6 saat süreyle ziyaret etmesi uygun görülmüştür...”

(Biz adresi burada açık açık yazmıyoruz ancak sayfada daire numarası ve annesinin adına kadar yazılıydı.)

Aynı gün... Saat 12.50...

1998 yılından bu yana cezaevinde olan 1980’li ve 1990’lı yılların ‘ülkücü baba’sı Alaattin Çakıcı, Atatürk Havalimanı’nda uçaktan indi. Elleri kelepçeliydi.

Mahallesinde tüm çatılara keskin nişancılar yerleştirildi.

Polis kamerası kayıttaydı.

Çakıcı, Nuri Ergin’den ve üvey oğlu Onur Özbizerdik’ten korunuyordu. Çünkü yıllar önce eşini, yani Uğur Çakıcı’yı oğlu Onur Özbizerdik’in gözlerinin önünde öldürtmüştü.
Alaattin Çakıcı mahalleye girdi, yüzlerce kişi, “Türkiye seninle gurur duyuyor” diye slogan atıyordu. Adına açılmış Facebook sayfasından bu karşılamanın sinyalleri verilmişti.

Cezaevinden 6 saat izinli çıkan Alaattin Çakıcı, sağlık sorunları yaşayan annesini hem polis hem de kendi adamları tarafından geniş güvenlik önlemi altında ziyaret etti.

Facebook’ta Alaattin Çakıcı adıyla açılmış dört ayrı hesap var. Hayranları ve akrabaları tarafından yönetildiği iddia ediliyor. Paylaşımların birçoğunda onların deyişiyle birilerine sürekli ‘ayar’ veriliyor. Hedefteki isimler genellikle siyasetçi, özellikle de Cumhurbaşkanı oluyor. Cümlelerine “Recep Tayyip Erdoğan’ın makamına asla bir sözüm olamaz, o makam milletin namusudur” diye başlıyor ama hakarete ve tehdide varan cümlelerle bitiriyor.

Sayfada, Alaattin Çakıcı’nın “Yasaları çiğnediğim için üzgünüm. Fakat, o yasalar kabul edilirken bana sorulmadı”, “Benim adım Alaattin Çakıcı, Türkiye’de herkes beni tanır. Dünya devlerinin kriminal arşivlerinde biyografim mevcuttur” gibi özlü sözleri de yer alıyor. Yine bu hesaptan ona mafya diyenlere kızıyor, “Ben diyorum ki mafya değilim, kabadayıyım ve iddia ediyorum son kabadayıyım” diye bitiriyor cümlesini.

Alaattin Çakıcı’nın ziyareti sonrası annesiyle fotoğrafı yine sosyal medyada paylaşıldı.

Cezaevindeki Alaattin Çakıcı’nın bu gönderilerden ne kadar bilgisi olduğu ya da sözlerin ne kadar kendisine ait olduğunu bilemeyiz ama kimsenin kendi kendine bu tür yazılar yazacak cesarette olamayacağını tahmin edebiliriz. Çakıcı’nın 5 ayrı davadan 51 yıl 5 ay cezası bulunuyor.

SEDAT PEKER

BİR UMUTTUR YAŞAMAK

Takipçi sayısı: Facebook’ta resmi hesapta: 853 bin 551, adına açılmış hesaplarda 491 bin 65, Instagram: 38 bin, Twitter 72 bin 507

Sedat Peker için şunu rahatlıkla söyleyebiliriz: Adına fan’larının açtığı birçok hesap olsa da Instagram, Twitter ve Facebook’ta resmi hesabı mevcut.

2005’te Kelebek Operasyonu ile tutuklanıp, 14 yıl hapis cezasına çarptırılan ve son olarak 2013’te, Ergenekon davasından 10 yıl hapse mahkûm olan Sedat Peker paylaşımlarına cezaevindeyken başladı. ‘İçeri’den spor yaparken, avluda gezerken fotoğraflar paylaştı. 2014’te özel yetkili mahkemelerin kararlarına ilişkin yasa değişikliğiyle 5 yılı aşkın tutukluluk hali göz önünde bulundurularak tahliye edildi. Şimdi bir siyasetçi gibi davranıyor. Binlerce kişi onu adım adım takip ediyor. Özlü sözlerinde, “Benim şiddetle ilgili hesabım çok eski tarihlerde bitmiştir” diyor.

Antalya Belek’te Kurban Bayramı tatilinde golf oynarken...

Bazen Antalya’da golf oynarken fotoğraf koyuyor, bazen adamlarıyla antik kenti ziyaret ediyor. Uçakta ‘Başkanın Tüm Adamları’ gibi pozlar veriyor, şehir şehir dolaşıp, halkı bazen ülkücü, bazen Rabia selamıyla selamlıyor. Özel gecelere katılıyor, etrafı sanatçılar, spor adamları tarafından ‘saygıyla’ sarılıyor.

Bu yıl düzenlenen Mekân Oscarları ödül töreninde pek çok sanatçıyla çekilmiş fotoğraftan sadece biri. Sedat Peker, Orhan Gencebay ile sohbet ederken.

Programını bir gün önceden ilan ediyor, pek çok kişinin ona eşlik etmesini sağlıyor. Abdullah Çatlı’yı anma törenine de gidiyor, Muhsin Yazıcıoğlu’nun mezarını ziyarete de...

Gönüllerde Birlik Vakfı’nın ziyareti öncesi...

Sınır ötesine asker yollamayla ilgili düşüncelerini de MHP’ye öfkesini de buradan paylaşıyor. Yorumlarda hayranları “Sana karşı saldırı içine girecek cahil, ülkücü değil türkücü bile olamaz” diye destek veriyor. ‘Reis’, cümlesini hep aynı şekilde noktalıyor: “Bir umuttur yaşamak!”

SEDAT ŞAHİN

BAŞIM ZİNDANDAN ÇIKSIN GÖRÜŞÜRÜZ

Takipçi sayısı: Facebook’ta açılmış hesaplarda: 18 bin 848

İsmi ilk olarak 1993 yılında Hacı Çapan’ın öldürülmesiyle ortaya çıkan, haraç alma, sahtecilik ve Sarallar ile girdiği silahlı kavgadan yargılanan Sedat Şahin’in fan’ları çeşitli Facebook hesaplarını aralıklarla yürütüyor. Şahin’in tahliyesinden, katıldığı düğün törenlerinden, cenazelere kadar birçok fotoğrafı burada paylaşılıyor. Ve merak edenler için şöyle bir ibare var: ‘Soran olursa Sedat Şahin orijinal fan yayınladı dersiniz.’ Adına açılmış diğer sayfalar bu fotoları izinsiz kullandığında tepki veriyorlar. Sayfada, “Dalından düşen yaprak, rüzgârın oyuncağı olur”, “Bazen gitmek gerek. Nedeni, niçini, niyesi olmayan bir gidiş. Dönmek mi, nasip” türünden özlü sözler de yine Şahin’in fotoğraflarının üzerinde yer alıyor. Ancak Sedat Şahin adlı sayfa diğerlerininki kadar aktif değil.

KENAN YAYLA

HAYATIMIZ EKŞIN OLMUŞ BE!

Takipçi sayısı: Facebook’ta açılmış hesaplarda 81 bin 547, Instagram 331 bin, Twitter 159 bin 553

Kenan Yayla, namı diğer Bingöllü Kenan 30 yaşında. İstanbul Sultanbeyli’de adamlarıyla birlikte silah zoruyla esnaftan haraç topladığı iddia ediliyor. Sosyal medyada filizlenen ‘zamane mafyası’, kendini belinde silah, tespih, atkı ve Sedat Peker’e benzeyen fotoğraflarla tanıtıyor. Videolar yayımlıyor. ‘Bingöllü Kenan Kimdir’ başlığıyla tanıtım filmi bile var. Sadece Twitter’daki tek hesapta takipçi sayısı 159.797. ‘Senin kaybolan karakterini Müge Anlı bile bulamaz pileyboy çocuk’, ‘Kafasına acımadan sıkılacak adamlar adam olmuş bilader’, ‘Hayatımız olmuş ekşın be bilader’, ‘Senle fayili meçhul cinayetler işleyelim prenses’, ‘Beni tehdit etmek körebe oynamaya benzer, oyun bittiğinde ebe...... görürsün’ gibi tweet’ler atıyor, ne demek istediğini anlamak pek de mümkün olmuyor. Facebook’ta ise özlü sözlerini tespihli fotoğrafının altına iliştiriyor: “Tek bir yalan daha söyleme. Neden biliyor musun? Çünkü sıkarım.”

DÜNYANIN 'BABA'LARI

MEKSİNA'NIN KIM KARDASHIAN'I

Meksika’da yapılan operasyonlar sonucunda ‘mafya otoritesi’nde bir boşluk oluştu ve pazar yeni yıldızlarını yarattı. Son örneklerden birisi Claudia Ochoa Felix. Sinoloa karteline bağlı Antraks grubunun lideri olan Felix, sosyal medyada büyük bir fenomen. Bunun nedeni de şatafatlı hayatını Twitter ve Instagram üzerinden dünyaya duyurması. Felix için ‘Meksika’nın Kim Kardashian’ı yorumları yapılırken, o da ‘pembe’ tüfek, süslü silah ve lüks tüketimleriyle ‘görkemli’ hayatını yansıtıyor.

SAHTE İSİMLE PROPAGANDA

Mafyayla barışık ülkelerden İtalya’da yeni yeni gruplar ortaya çıkarken, propaganda yine sosyal medya üzerinden yapılıyor. 28 yaşındaki Palermolu Domenico Palazzotto, teknesinde güneşlenirken, lüks restoranlarda yediği yemekleri ‘hayranları’yla paylaşıyor. Çok sayıda da övgü alıyor. Bunların bir bölümü, onun örgütüne katılmak isteyenlerin mesajları.

GENÇLERİN TAKİBİ ÖNLENMELİ
Tanju Sürmeli, Uzman Psikiyatrist
İnsanlar, suç işleyen kişileri sosyal medyada takip ettiklerinde onların olumsuz geçmiş davranışlarının onaylandığı anlamında bir geri bildirim verdiklerini bilmeleri gerekiyor. Bu da suç işleyenlerin geçmişte yaptıkları davranışların tekrar etme olasılığını arttıracaktır. İnternet takipçilerinde de bazı psikolojik rahatsızlıklar olma olasılığı da ayrıca tartışılmalıdır. Gençlerin bu kişileri izlemesi önlenmeli.

UNUTULMAK İSTEMEZLER
Doğan Yurdakul / Abi kitabının yazarı

Sözünü ettiğiniz kişilerin sosyal medyayı kullanmalarını bir tür adlarını anımsatma olarak değerlendiriyorum. Kullanılan jargon ise eski kabadayıların jargonundan çok kutuplaştırılmaya çalışıldığımız günümüzde devlet adamlarının bile kullandığı nefret jargonuna benziyor. Yeraltı dünyası mensubu denilen kişiler her dönemde isimlerinin duyulmasına, unutturulmamaya çeşitli yollarla gayret ettiler. Onların deyimiyle ‘namlarının yürümesine’, moda deyişle ‘PR çalışmasına’ ihtiyaç duydular. Kabadayılar televizyon ve internetin olmadığı dönemlerde gazete röportajlarıyla gündeme gelirlerdi. Mario Puzzo’nun ‘Baba’ kitabının film olmasından sonra mafya diye anılmaya başladılar. Kabadayılar mafya sözcüğünü şiddetle reddederler. Sosyal medya her türlü manipülasyona açık ve bizim gibi ülkelerde devletin çok sıkı denetlediği bir ortam, bu bakımdan bir ‘tehlike’ söz konusu değil. Tehlikeli olan sosyal medyayı kullanmaları değil, bu kişilerin devletle, daha da kötüsü derin devletle olan ilişkileridir. Kabadayılığın esası düşmanları uzlaştırma demek olan ‘racon kesme’ye dayanır. Bu anlamda kabadayılık artık tarihe karışmıştır.

SUÇ ÖRGÜTLERİ YOK OLMAZ
Lube Ayar/ Firar Yargıtay-MİT-Alaattin Çakıcı kitabının yazarı

Geçmişte mafya babalarının en büyük sorunlarından biri, düşüncelerini kamuoyuna rahatça duyuramamaktı. Duruşmalarda dile getirdikleri ‘atarlı cümleler’ basının izin verdiği ölçüde gazetelere yansıyordu. Şimdiyse sosyal medya, onlara kendilerini diledikleri gibi ifade edebilecekleri denetimsiz bir ortam sunuyor. Alaattin Çakıcı’nın, başka bir cezaevine nakledilmesine tepki olarak yazdığı mektubun, aynı gün Facebook’ta yayımlanması en taze örnektir. Cezasını çekip tahliye olan Sedat Peker, mezarlıklarda düzenlediği ‘anma törenleri’ne gençleri açıkça davet etmekte, çekilen videolarsa internette yayınlanmaktadır. Kendisi, “Şiddetle hesabımı kapattım” dese de gençler için iyi bir örnek olmadığı kesindir. ‘Devletin artık bu suç örgütlerine pabuç bırakmayacağı’ yorumu da doğru değildir. Çünkü suç örgütleri yok olmaz, olsa olsa şekil değiştirir. Modası geçen eski tip suç örgütleri, artık yerini çok daha derin yapılara bırakmıştır. Eski tip suç örgütü liderlerinin, kendilerine meşruiyet yarattıkları sosyal medya üzerinden gençlere ulaşabilmeleri endişe vericidir. Belli ki bu durumun vahameti ancak bir delikanlının canı yanınca fark edilecektir.