Güncelleme Tarihi:
Sanatçı Safiye Soyman’ın, 24 yıldır MS (Multiple Skleroz) hastalığıyla mücadele eden oğlu Harun Akaröz, önceki gece fenalaşıp, hastaneye götürüldü.
Solunum yetmezliğine bağlı şikayetleri bulunan Akaröz, dün hastanede yaşamını yitirdi. Bodrum’da olan Soyman, ölüm haberinin ardından Akaröz’ün rahatsızlığına iyi geldiği için yaklaşık 3 yıldır yaz aylarının geçirdiği Yeşilbaşköy köyüne geldi.
Safiye Soyman’a, Faik Öztürk ile kızı Ümran Akaröz de eşlik etti.
MELEK OLDU BENİM OĞLUM!
Yeşilbaşköy muhtarı Ali Koçer ile çok sayıda seveni taziye için Safiye Soyman’ın evine geldi.
Evinin önünde gözyaşları döken Soyman, "Sana nasıl dayanacağım? Günde 15 kere görüntülü konuşuyorduk. Beni beklemiş yavrum. 45 gün çekimden sonra geldim ki beni beklemiş annem. Nasıl dayanayım? Allah bana sabır versin. Allah kimseye evlat acısı göstermesin. Her şeyler onun içindi, organik beslensin diye. Ağabeyi ekti, biçti, ev yaptırdı ona. 6 ay Bodrum’da, 6 ay burada yaşatıyordum. Nefes alsaydın yavrum. Nasıl dayanacağım sana? Bu nasıl bir sabır, nasıl sabredeceğim? Evlat acısı çok kötü. Nefes alsın diye köyde ev yaptırdık. O melek oldu, melek oldu benim oğlum. Dayanılacak gibi değil" diyerek ağladı.
Harun Akaröz’ün cenazesi, Ağlasun Devlet Hastanesi’ndeki işlemlerinin ardından Muğla’nın Bodrum ilçesine gönderildi. Cenazenin bugün ikindi vakti Gündoğdu beldesi mezarlığına toprağa verildi.
HER ŞEY BİR ANDA ALT ÜST OLDU
Safiye Soyman'ın sağlıklı bir yaşam süren oğlu Harun Akaröz'ün hayatı, yaklaşık 1999'da bir kas ve sinir hastalığı olan Multiple Skleroz (MS) teşhisiyle altüst oldu.
Hızla hastalığı ilerleyen ve yatağa mahkum kalan Akaröz'e annesi Soyman, bir bebek gibi bakmaya başladı.
Bütün mücadelesini çocukları için veren ünlü şarkıcı bir röportajında 'Harun'un geleceği garanti altında' sözleriyle oğluna güzel bir gelecek hazırladığını açıklamıştı.
Safiye Soyman, oğlunun hastalık sürecini yıllar önce Anadolu Ajansı'na verdiği röportajda anlatmıştı:
"O dönemde oğlum bana 'Anne ayağımda karıncalanma var' dedi, daha sonra ayakları birbirine dolanmaya başladı. Doktora gitti ancak 'Bir şey yok' demişler. Daha sonra gözünden anladım ve 'Oğlum bir göz doktoruna git' dedim. Orada da bir şey bulamadılar. 'MR çektirelim' dedim hastalık MR'dan sonra tespit edildi."
"Doktorlara 'Bu ölümcül bir hastalık mıdır?' diye sordum. 'Kanser, tümör değil' dediler. Ben de 'Şükürler olsun' dedim. Ne olduğunu bilmiyordum. O zamanlar bir gazinoda çalışıyordum. Bu hastalığı biz üzerimize bir gömlek gibi giydik ve taşıyoruz. Oğlum yine de nefes alıyor, ona şükrediyorum."
"Oğlum turizm bölümünü bitirdi. Hastalandı, eve kapatmadık, dışarıdan uluslararası işletme bölümünü de okudu ve mezun olma aşamasına geldi. İkinci diplomasını çok hastalandığı için daha alamadı ama çok yönlü bir çocuktu. Benim oğluma nazar değdi."
'Ben hep gülmek zorundayım'
Bir anne ve sanatçı olarak çok zor günler geçirdiğini ifade eden Safiye Soyman, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Sahneye çıkıyorum, gülmek zorundayım, şarkı söylüyorum, gülmek zorundayım, ben de bir anneyim. Bu yaşadıklarımı hiç kimseye belli etmedim. Herkese moral vermek zorundayım. Hele hele oğlumun benim üzüldüğümü görmesini asla istemiyorum. Bu anlatılmayacak bir şey. Oğlum da benim gibiydi, neşeliydi. Oğlumun sosyal hayatını hiçbir şekilde ihmal etmedim. Biz hep Harun için yaşam mücadelesi verdik. Çoğu zaman gırgır şamata yapıyoruz, gülmek zorunda kalıyoruz ama işte gerçek Safiye Soyman."
"Bir ayağımız İstanbul, bir ayağımız da Bodrum'da. Oğluma Bodrum havası, oksijeni çok iyi geldi. 3 yıldır doktora bile gitmiyoruz. Oğlumu kapalı yerlere götürmemeye çalışıyorum. Oğlumu hiçbir şeyden mahrum etmemeye çalışıyorum. Elimden ne geliyorsa yapıyorum. Bütün kazancım, çalıştığım oğlum için. Oğluma her şey feda olsun."
'Benim oğlum da iyi olacak'
Teknolojinin çok ilerlediğini ve kanser hastalığına bile çare bulunmaya başlandığına dikkati çeken Safiye Soyman, "Benim oğlum da iyi olacak. MS hastalığına da çare bulunmaya başlandı. Dünyada ne çıktıysa onu araştırıyorum. Bakmayın benim güldüğüme. Her zaman bir umut vardır, hiçbir zaman umudumu kesmeyeceğim." ifadesini kullandı.
Oğlunun Bodrum'da yaşadığını ve onu güzel ortamlardan hiç ayırmadığını, işi gereği sürekli Ankara, İstanbul ve Bodrum arası gidip geldiğini belirten sanatçı, "Oğlum benim dünyam. Oğluma bir şey olursa ben yaşayamam." diye konuştu.
Soyman, en çok oğlunun kendisine "anne" demesini özlediğini ve bir gün bunun yaşanacağını düşündüğünü sözlerine ekledi.
GÜNDE 30 KEZ ARIYORUM
Safiye Soyman, konuk olduğu programda oğlu Harun'u anlatmıştı...
“Yardımcım Bekir oğlumu Burdur’a götürdü. Orada Harun’uma bir hareket geldi. Hemen bir ev yaptırdım, ‘oğlum rahat etsin’ diye yazın Bodrum sıcak oluyor Burdur’un havası daha iyi geldi. 24 yıldır sadece işim ve oğlum var. Hep bir aradayız, iş olduğu zamanlarda günde 30 kez arıyorum.”
OĞLUMLA AMERİKA'DA!
Safiye Soyman yıllar önce oğlu Harun ile gittiği Amerika günlerinden bir fotoğrafını sosyal medya hesabından paylaşmış, geçmişi yâd eden Soyman paylaşımının altına şu notu yazmıştı:
"Hastalanmadan önce oğlum Harun'la konsere gitmiştik Amerika Dallas Teksas'ta hatıra fotoğrafı çektirmiştik"