Güncelleme Tarihi:
Güneş gözlüğü seçmek bir işkencedir.
Yüzünüze yakışan güneş gözlüğünü seçmek zaten başlı başına zor bir şeydir. Bir de üstüne gözlüklerinizle bunu yapmak durumu iyice zorlaştırır. Gözlüklerinizi çıkarıp güneş gözlüğü takarsınız ve ayna karşısında kendinizi görebilmek için bin bir takla atarsınız. En son çare, gözlüğününüz üstüne takılır o güneş gözlüğü ve hayal edilmeye çalışılır.
Yatarak kitap okuyabilsek keÅŸke...
Ne kadar basit ve keyifli bir an değil mi yatarak kitap okumak? Ancak gelin bir de gözlüklülere sorun. Kolunuz kitabı tutmaktan ağrırken kafanızı biraz yana çevirmek istersiniz ama o gözlük gözünüzde yamulur. İdare etmeye çalışırsınız, istifinizi bozmazsınız ancak bir süre sonra gözünüz ağrımaya başlar. Hüzün.
Sıcak bir şeyler içelim mi tatlı kız?
Sıcak bir şeyler mi içmek istiyorsunuz? Çok normal, milyonlar her gün rahatça sıcak bir şeyler içiyor. Gözlüklüler hariç. Fincanı yüzünüze her getirdiğiniz de gözlüklerinizin buğulanması ve indirdiğinizde o buğunun yavaşça yok olmasını izlemek zorunda kalmak dışında bir sorun yok aslında.
Gerçekten hiç bir şey görmüyorsun!
Gözlüklüler olarak yaşadığımız klişe anlar vardır. Gözlüksüzler daima gözünüzdeki gözlüğü denemek isterler ve gözlerine taktıktan sonra da ‘İnanmıyorum gerçekten hiç bir şey görmüyorsun!’ diye haykırırlar. ‘Hadi ya gerçekten mi? Yoo ben sadece aksesuar olarak kullanıyorum bu aptal şeyi!’ diye siz de onların yüzlerine haykırmak isterken sadece gülümsersiniz.
Â
3D film izleyebilecek teknolojiye sahip misin?
3D teknolojisinin atladığı bir şey vardır: Gözlüklüler. Sevgili bilim insanları biz zaten gözlüklüyüz. Nasıl yararlanmamızı bekliyorsunuz bu teknolojiden. ‘Üzerine takın gözlüğünüzün!’ diyorsunuz. Peki...
Gözlüksüz bambaşka insanlara dönüşürüz.
Gözlüklerimizi çıkardığımızda bambaşka insanlara dönüştüğümüz doğrudur. Bunun en büyük kanıtı da Süperman’dir. Ancak kimimiz gözlüklüyken Clark Kent, kimimiz gözlüksüzken o ayrı.