Güncelleme Tarihi:
25 liranın çıkmaması
Çocukken zaten kısıtlı bir bütçen vardır. Kola alsan cips alamazsın, cips alsan kolaya paran çıkmaz. Dolayısıyla ince hesaplar ve matematik önce bakkal hesabından öğrenillir. Ancak paran ucu ucunaysa sen elinde kuruşları hesaplarken o davudi sesiyle bakkal amca seslenir: ‘ Tamam, tamam sonra verirsin.’ İşte o anda dünyalar senin olur, mutluluktan zıplayarak mahalleye dönersin.
Para üstünün sakızla ödenmesi
Bazen durum tam tersine dönebilir. Bir şey alırsın ve minik bir para üstü alman gerekir. Bu durumda ise jest yapma sırası size gelir. Bakkal amca para üstü yerine sakız uzatır, siz ise bu jesti büyük bir neşe içerisinde kabul edersiniz. Çünkü bakkala gönderilip bir şey alamayacakken en azından sakızla geri dönersiniz. Annenize ise üstü çıkmayınca sakız verdi bakkal amca der geçersiniz.
Veresiye defterine yazdırmak
Şimdilerde herkesin kredi kartı varken geçmişte veresiye defterleri vardı. Alış veriş karşılıklı güven üzerine kuruluydu. Dolayısıyla anneniz evde olmadığında ya da ihtiyacınız olduğunda bakkal amcaya gidip ihtiyacınız olan şeyi alabiliyordunuz. Bakkal amca zaten sizin kim olduğunuzu bilir, anne babanızı tanır ve aldığınızı fazlası olmadan bakkal defterine işlerdi.
Tezgah önü yenilikleri keşfetmek
Bakkala ne almaya giderseniz gidin en güzel şeyler şüphesiz tezgahın en önüne dizilmiş olurdu. Kendi çapında pazarlama teknikleri olan bakkal amca o dönemin çocukların aklına alan ürünlerini bu şekilde en öne dizerdi ki siz çocuk aklınız kalmadan oradan ayrılamayın diye. Leblebi tozları, üçgen kolonyalar, su fışkırtan yüzükler, hepsi en ön sırada bizi beklerdi.
Tek tek alış veriş yapmak
Bakkala gitmek eskiden bir çocuğun yapabileceği en güzel etkinliklerden biriydi. Dolayısıyla önce anneden koparılan parayla bakkala koşulur en sevilen şeyler alınırdı. Sonra ise para koparabileceğiniz diğer sevdiklerimizi yoklar aldığımız her kuruşu anında bakkal amcaya yatırırdık. Evde fazladan bir şey de stoklanmadığından gün içinde bol bol bakkala gidip gelirdik.