Ruh doktoru son eserini istiyor

Güncelleme Tarihi:

Ruh doktoru son eserini istiyor
Oluşturulma Tarihi: Temmuz 27, 2014 01:28

Kaybolmaya yüz tutmuş mesleklerden biri de ahşap oyma. Mardinli Kadri Başçı, 20 yıldır devam ettiği mesleğini iki çocuğuna da öğretti. “Kuvvetimiz olduğu sürece de devam edeceğiz” diyor.

Haberin Devamı

Kadri Başçı Mardinli bir ahşap oyma ustası. 1995 krizinde züccaciye dükkânını kapatmak zorunda kalmış. “Zaten iş güç yoktu” diyor. 20’nci yılına giren ahşap oyma ustalığı da o günlerde zuhur etmiş. Zuhur diyorum ama kendi anlatımıyla resim ve oymaya ilgisinin çocukluğuna kadar uzanan bir geçmişi var aslında. Esnaflık öncesi bir fabrikada tornacılık yapmışlığının da bu arka planda etkisi var kuşkusuz.

Şahmaran figürünün hediyelik eşya dükkânlarında en çok kullanıldığı tılsımlı bir Doğu şehri Mardin. Duvarlarında çoğunluğu Şahmaran figürlerinin yer aldığı, Atatürk’ten Che’ye, Şeyh Sait’ten Seyit Rıza’ya, Said Nursi’den Kürt tarihçi Şerefhan’a, Hz. İsa’ya her köşesi ilgi çekici ahşap çalışmalarla süslenmiş, havası kesif bir yonga aromasıyla tütsülenmiş küçük dükkânında sohbet ettik kendisiyle. Nasırlaşmış elleriyle her defasında yeni bir yolculuğa çıktığı ağaçla ilişkisini anlatıyor usta!

Haberin Devamı

AHIR KAPISINDAN YARADILIŞ TASVİRİ

Ruh doktoru son eserini istiyor

“Züccaciyecilik yapıyordum ama oyma aletleri satıyordum. Takımlardan birini saklayayım dedim. Okuldayken, hatta çok eski tarihlerde bile resme ilgim vardı. Ortaokulu bitirdikten sonra okumadım. Merakım buydu. O züccaciye işini istemiyordum zaten. (Ahşap işi) babadan oğula geçen bir şey değil, akrabalarımızda da böyle bir şey yok. Babam hastanede müstahdemdi. İlk olarak Kayseri pasajında bir dükkânım vardı. Hiç iş yoktu. Yavaş yavaş oyarak başladım. Bir deneme yaptım. Evde daha güzelleri var. Eski bir ahır kapısı getirdi birisi. O kapıyı tanıyordum. Yıllardır yağmur altında yıpranmıştı. Onu biraz zımparaladım, baktım bu figürler ortaya çıktı. İnsanların ilk üreyişini tasvir ettim. Yaradılış’tan sonra İsa figürünü de o kapıdan oydum. Ceviz ağacı. Ayanoğlu vardır, onlara ait bir han kapısıydı. Atların konakladığı han.”

AĞACI SEYREDİYORUM, BİR ŞEY GÖRÜYORUM

“Che var, Şeref Han var, Şeyh Sait var, Şeyh Rıza var, Atatürk var, Said Nursi var. Bunları niye böyle karıştırıyorum? Fitnenin olmaması için. Diyelim Atatürkçüsün, işte Atatürk oradadır. Ne olursan ol, hepsi oradadır. Böyle, keyfin ne istiyorsa.

Haberin Devamı

Hiç taciz olmadı. MHP’liler bile çok iyidir. Hiçbirisi rahatsız etmedi. Meslek iyidir. Vallahi bu işi savaşmak için yapıyorum. Nasıl savaşmak için; diyelim moralim bozuk, dışarıda milletle savaşacağıma gelip bu işi yapıyorum.”

Şekilsiz bir ağaç parçasını eline alan Kadri Usta, objeyi dalgın dalgın süzerken, “Bu köktür, önce bakıyorum ona, seyrediyorum, bir şey görüyorum” diyor ve devam ediyor:

RUH DOKTORU İSTEDİ

Ruh doktoru son eserini istiyor

“Ankara’da bir ruh ve sinir hastalıkları doktoru var, telefonu bende. İstedi bunu, bitirdim ama yine ona söylemedim bitirdiğimi. Belki anlıyor bir şey bu figürden. Hani İstanbul’daki ruh ve sinir hastalıkları hastanesinin bahçesinde bir heykel var. Belki onu düşündü doktor. Sanat için yapıyorum. Amerika’ya valilikle beraber bir sanatçı olarak gittim. Futbolcuyken sizin takımda oynuyorum mesela, yurtdışına gidiyorum oynamaya, sizin beni desteklemeniz lazım. Ama kültür müdürü istemiyordu başarımızı. Yakın zamanda Başkonsolos (ABD) geldi, o da beni tanımıyor ama televizyonda görmüş. Ben ustamın yanına gelmişim dedi, o müdürün yanına gitmedi.”

Haberin Devamı

ORMANIN RUHUNA DOKUNAN ELLER

Bu kez bitmek üzere olduğunu söylediği, karanlıktan çıkmaya çalışan, çığlık atan insan suretinde ruhları andıran figürlerin yer aldığı bir çalışmayı, ellerini ormanın ruhuna dokunurcasına, girintili çıkıntılı şekiller üzerinde hafiften gezdirerek anlatıyor Kadri Usta: “Çalışmalarımın ağırlığı yüzde 95 ceviz. Dut ağacı zordur, antika görünümü de vermiyor. Antikalar daha çok kavaktan yapılmıştır, çok eskidiği zaman daha güzel görünüyor. Bu kökler zeytin ağacının kökü. İki oğlum var. İkisini de tam profesyonel yaptım bu işte. Bazen ben bırakıyorum, onlar devam ediyor. Vallahi kuvvetimiz olduğu sürece devam edeceğim...”

BAKMADAN GEÇME!