Güncelleme Tarihi:
80’ler ve 90’larda, adına “Clayderman Efekti” denen ve birçok çocuğun piyano çalması için ilham kaynağı olan Richard Clayderman, 21. Uluslararası Antalya Piyano Festivali Açılış Konseri ile bugün AKM Aspendos Salonu’nda dinleyicilerle buluşacak. Henüz 6 yaşındayken dedesinin ona hediye ettiği eski bir piyano ile müzik hayatına başlayan sanatçı, dünya çapında 340 platin ve altın albüme, bin 200’den fazla besteye ve 2 bin 800’den fazla konsere imza attı. Bugüne kadar albümleri 85 milyonluk satış rakamına ulaşan ve şov dünyasında en çok konser vermiş müzisyenler arasında olan Clayderman ile Antalya konseri öncesi yıllardır zirvede devam eden kariyeri ve müziğini konuştuk.
◊ Yıllardır hayranlarınızın zihninde beyaz takım elbiseniz ve piyanonuzdan yükselen melodilerle kült bir isimsiniz. Özellikle kadın hayranlarınız sizi “Piyano’nun Beyaz Atlı Prensi” olarak hatırlıyor. Beyaz giymenizin özel bir nedeni var mıydı?
- 80’lerde beyaz giyiyordum. Beyaz, sanatçılar için çok moda olduğundan çoğu sanatçı beyaz giyerdi. Ama bugün sahnede beyaz giymeyi pek de sevmiyorum. Siyah takım elbise, bazen kırmızı veya mavi renkli bir ceket beni daha çok ifade ediyor.
◊ Yılda 200’e yakın konserle dünyayı dolaşıyorsunuz. Bunca yıllık kariyerin ardından sizi piyano çalarken motive eden şey hala ne?
- Babam piyano öğretmeniydi ve ben doğduğumda evde bir piyano vardı. Yani 4 ya da 5 yaşlarındayken beyaz ve siyah tuşlardan oluşan bu ilginç enstrüman ilgimi çekmişti. Nasıl çalınacağını da babamdan öğrendim. O zamandan beri hep piyano ile yaşadım. Bir ülkeden diğerine uçtuğum zamanlar hariç piyano çalmadığım bir gün bile yok! Yani piyano gerçekten hayatımın bir parçası ve sanırım bu dünyadaki hayatımı da piyano ile bitireceğim.
◊ Klasik bir piyanist olarak dünya çapında tanınmanıza rağmen aslında bir rock’n roll hayranısınız. Klasik bir piyanist iken rock’n roll hayatınıza nasıl girdi?
- 60’ların sonlarında rock’n roll ve pop müzik çok modaydı ve tüm gençler gibi, konservatuvarda klasik müzik eğitimi almama rağmen bu müziğe çok ilgi duydum. Bu yüzden bazı genç müzisyen arkadaşlarla bir rock’n roll grubu oluşturmaya karar verdik ve rock’n roll repertuvarıyla performanslar yaptık. Uzun sürmedi ama bu benim için geçimimi sağlamanın ve çok eğlenmenin bir yoluydu.
İLK ALDIĞIM ÖDÜL
UNUTULMAZDI
Kariyeriniz ödüllerle dolu. Geriye dönüp baktığınızda hangi an sizin için unutulmaz oldu?
- Şüphesiz aldığım ilk ödül…. Bu, “Ballade pour Adeline” için İspanya’dan aldığım altın plaktı. Bu benim ilk altın plağımdı ve hatırladığım kadarıyla 1978’deydi.