Güncelleme Tarihi:
Duvarda siyah zemin üzerine beyaz harflerle Arapça yazılar yazılmış. Hemen altında Türkçe “İşte davamız” yazıyor. Diğer duvarda hilafetin simgesi olan tevhid bayrağı... Kütüphanede İslam ansiklopedileri, dini külliyat... Dizüstü bilgisayarın ekranında peçeli bir kadının konuşma yaptığı bir video var, duraklatılmış...
Daha eve girmeden, arabamızı dikkatle incelemiş, kimliklerimize bakmıştı: “Gerçi polis olsanız ne yazar? Bizim alnımız ak.”
Burası, Türkiye’nin üçüncü büyük ilçesi Karatay, Konya. Altı çocuklu ailenin yaşadığı derme çatma evin babası Karslı bir inşaatçı. Karatay’a yedi yıl önce göçmüşler. İlk sözü, “Ben Müslümanım” oluyor: “Nasıl ki her mahallenin bekçisi, çobanı, muhtarı, kaymakamı, valisi olur; Allah’ın izniyle bizim de öyle bir düzenimiz var. Aradığınız kişi zaten konuşmamalı. Herkes bildiklerini dökse bu işin gizliliği nerede kalır?”
HENÜZ 16'SINDAYDI
‘Aradığınız kişi’ dediği, mahallenin meşhur simalarından M.B... Geçen hafta çıkan çatışmada Kürtlerin iş yerlerini basanlar arasında adı geçiyor. İki kardeşi Suriye’de IŞİD saflarında savaşırken ölmüş. Biri henüz 16 yaşındaymış. Diğer iki kardeşiyse halen orada. Bizimle konuşmayı reddediyor.
Altı çocuklu evine misafir olduğumuz ve irtibatı kuran inşaatçı bize onun ret cevabını ilettikten sonra “Bizim davamız Allah için. Şehitler oluyor ama Allah insana o sabrı veriyor. Çünkü bu, herkesin ulaşacağı bir mertebe değil. Orada Allah’ın dini için savaş, İslam adına savaş var. Suriye’ye şehit olmaya gidenlerin sayısı çok, bunu bil yeter” diyor.
DEVRİYE EKİPLER BEKLİYOR
Karatay ve özellikle Saraçoğlu Mahallesi, IŞİD’in Türkiye’de en etkili olduğu yerlerden biri. İsminin yazılmasını istemeyen bir devlet görevlisi sohbet sırasında “Burada yaygınlar. Özellikle çarşı esnafı hep onlardan. En çok oradan adam topluyorlar. Para karşılığı ikna ediyorlar Epey kalabalıklar. Azılılar da...” diye anlatıyor.
Eskiden tarlalar arasındaki metruk binalarda toplanırlarmış. Sayıları artınca bodrum katlarına sığmamaya başlamışlar. Bunlar işin rivayet kısmı. Kesin olansa, bu mahallede Kürtler ve IŞİD’liler arasında sık sık çatışma çıkıyor olması. En sonuncusu geçen hafta yaşandı. Tam da bu nedenle ana cadde başında devriye ekipler bekliyor. Sivil polisler de cabası. Mahallelinin karşılaştığı yabancılara ilk sorduğu da bu oluyor zaten: “Sivil polis misin?” Bilmem ki. Olsam acaba söyler miyim?
İLACA, AŞIYA KARŞILAR
Yoğun göç alan mahallede çok sayıda inşaat göze çarpıyor.
Saraçoğlu, yoksul bir mahalle. Yedi bin nüfusu var. Geçim kaynağı tarım ve hayvancılık. Adana ve Maraş’a buradan sebze-meyve gidiyor. Van’dan epey göç almış, hâlâ da almaya devam ediyor. Polislerin “Bizi de Allah koruyor” dediği bu yerde, aynı köyden iki Vanlı’nın kavgası (Biri Kürt, biri IŞİD’li), çatışmaya bağışıklığı olan mahalleliye bile ilginç gelmiş. Ama Muhtar Ramazan Durak’a göre sorunun kökü dışarıda. “Kavga edenler hep dışarıdan göçenler. Mahallemizin adını kötüye çıkarıyorlar” diyor.
Mahallenin bir kesimi, ilaca karşı. İlaç barındırıyor diye diş macunu kullanmayan, hatta çocuklara aşı bile yaptırmayanlar var. Dillerinde de hep bir oy meselesi: “Allah’ın izniyle biz oy kullanmayız, şirktir” diyorlar. Peki ya gençler? Onlar için de IŞİD’e sempatizan toplandığı söylenen o sohbetlerden başka bir alternatif yok gibi. Bir tanesi şöyle anlatıyor: “Gençler burada ne mi yapar? Hiçbir şey. Belki bazen futbol oynarlar. Oynarız yani. Ama çok nadiren. Bir de dövüş izleriz biz.”
MAHALLEDEN ARTIK GİDİN
Herkesin her şeyi bildiği, sessiz bir kontrolün hâkim olduğu bir mahalle Saraçoğlu. Zaten akşama doğru o altı çocuklu IŞİD’li de arayıp şöyle dedi: “Çok geziyorsunuz, haberinizi alıyorum. Artık gidin.”