Güncelleme Tarihi:
Ünlü oyuncunun ailesi, çocukluğu, şöhret yolculuğundaki ilk günlerine dair anlattıkları;
ŞÖHRETİN ÇİLESİ ÇOK
Şöhret çok büyük bir ateşten gömlek. Ben aklımı nasıl yitirmeden, sağ salim buralara kadar gelebildim, geçtiğim yolları düşündükçe şaşırıyorum.
Ortalama bir Türk ailesinin çocuğuyum. Babam benim şöhretimle çok eziyet çekti, o elalem ne dercilerle çok uğraştık. Diyemedim ki ben gayet namusumla işimi gücümü yapıyorum. Üzerime atılan her şeyin tortusu kalırdı, hep yanlış mı yapıyorum derdim.
VİZONTELE TUUBA
Vizontele Tuuba'nın içinde olmak muazzam bir şey. Bir şeyler yapıyordum ama yılmıştım, azıcık para kazanıyordum. Kocaman İstanbul'da otobüslerleydim, üç vasıta değiştiriyordum. Ailemin benim yanımda benim paramla kalma parası yok, kazandığım parayla idame ettiremiyorum hiçbir şeyi. Vazgeçiyordum, dönüyordum! Yılmaz Erdoğan "sen dur ben film yapıyorum" dedi. Neredeyse asistanlıklarını yapıyordum, Demet Ablalara çaylarını götürüyordum. Necati Abim film öncesinde bana avans verip, harçlık vermişti. BKM Ailesi onlardan çok lazım dünyamıza...
ÇOCUKLARIM İKİNCE EL KIYAFETLE BÜYÜDÜLER
Çok yokluk gören insanlarda çocuğunu şımartma durumu oluyor ya, ben göremedim o görsün diye... Ben onu yapmıyorum! Benim gibi zorlanarak bir şeyleri elde etmek durumunu yaşasın ikisi de. İkisinin de bir oyuncak için tutturduğunu görmedim. Sare bir kıyafetini satmadan diğerini almıyor, ikinci el kıyafetle büyüdüler.