Güncelleme Tarihi:
En son orduya ekmek, bisküvi, şekerleme üreten bir fabrikada görüldü. Şekerleme makinesi karşısında, şaşkınlığını gizleyemeyen bir işçinin bakışları arasında, benzeri ancak Sezercik filmindeki zengin çocuğun yüzünde görülebilecek bir gülümsemeyle poz vermişti. Kuzey Kore lideri Kim Jong-un, babasının ölümüyle devraldığı ülkesini görünür kıldı, orası kesin. Genç diktatör, kâh ağzındaki sigarayla hastane denetliyor, kâh askeri tatbikatta paraşütle düşen bombalarla poz veriyor. Devletin haber ajansını peşine takıp bir gün ayakkabıcıları, bir gün berberleri denetliyor. Pozlarını dünyayla paylaşarak kendi efsanesini yaratıyor.
Yolsuzluk yapan eniştesini herkesin gözü önünde tutuklattı, idam ettirdi. Hatta iddialara göre köpeklere yedirtti. Yolsuzluk yaparken yakalanan başka bürokratlarıysa LAW silahıyla yaktırdı. Saç modelini bütün erkeklere zorunlu kıldığı iddia edildi. İngiltere’de, fotoğrafının üzerine ‘Kötü saç kesim günü, yüzde 15 indirim’ yazıp vitrinine asan berberin peşine elçilikten adam yollayarak tehdit etti. Diplomatik kriz çıktı.
Eski NBA oyuncusu Dennis Rodman’ı Kuzey Kore’ye çağırdı, krallar gibi (diktatörler gibi mi demeli?) ağırladı. Rodman, basketbol sahasının ortasında Kim için Kennedy’nin önündeki Marilyn Monroe gibi ‘Happy Birthday’ şarkısını söyledi. Ülkesine döndüğünde televizyonlara çıkıp “Kim aslında süper bir adam” dedi.
Muhtemelen kendisi hakkındaki iddiaların bir kısmı yalan. Ama o halinden memnun gözüküyor. Hemen her gün değişik pozlarla halkının karşısına çıkıp babasından devraldığı kutsal görevi olarak sürdürüyor. Kore’nin ‘garba açılan penceresi’nin daha pek çok sansasyonel poza imza atacağına şüphe yok. Ne diyelim; hayat sana güzel Kim.