Nikahta verilen “evet” cevabına göre karakter analizi
Güncelleme Tarihi:
Kabul edelim, nikah o kadar da romantik bir tören değil. Sonuçta resmi bir görevli karşısında kütük bilgilerinizi tekrarlıyorsunuz. Tek romantik anı “Eş olarak kabul ediyor musunuz?” sorusu. Soru malum, yanıt da… Ancak “evet” demenin çeşitli yolları var. Bakalım, kim nasıl bir “evet”i tercih ediyor.
Meteoroloji ne der bilmiyoruz ama bu yaz fena yandınız. Kesin bilgi! Düğün mevsimine, mevsim normalleri üstü altın fiyatları ile girdik. Bütçeler de, yürekler de alev alev. İçiniz yansa da o nikahlara, düğünlere gidilecek. Çiftlerin mutluluğuna şahit olunacak. Başka neye şahit olacaksınız? O heyecanlı ana. Kısa törenin zirve noktasına. Gelin ve damat alınacak "evet" yanıtlarına. Her nikahta yeni bir heyecan. Acaba nasıl bir "evet" diyecekler? Bunlardan hangisi?
EVETTTTTTTTTTTTTTTTTTTT DİYE BAĞIRANLAR
Nikah masasına şevk, heyecan ve tutku getirenler. Daha doğru bir tanımla, bunların hiçbirinin nikah masasında olmadığını oraya gelince fark edenler. Özlerinde çok iyi insanlar aslında... Evlilik ve evliliği dair her şeyi özel, güzel ve romantik kılmaya çalışıyorlar. Kuaför masrafına, gelin arabasının önünü kesenlere, her adımda para saçmanı bekleyen gözü açıklara, yorgunluğa, akraba kavgalarına rağmen o romantik tadı korumakta kararlılar. Tüm çabalarına rağmen bin türlü aksilik meydana gelse de heyecanlarını söndürmüyorlar. Ayarsız ses sistemine bağlı vasat mikrofona bağırmanın karşılığı izleyicilerde kalan kulak çınlaması olsa da bu çıkışları salonda bir heyecan dalgası yaratmayı başarabiliyor.
“SONSUZA KADAR EVET” ROMANTİKLERİ
Bu grubu “patlatıcılar” olarak tanımlayabiliriz. Fasılda bir şarkı patlatır herkes onu dinler; ortamda bir espri patlatır, herkes yerlerde; nikahta romantik bir söz patlatır, kalpleri fetheder. Hedef tüm dikkatleri üzerine çekmek. Peki, bu grubu oluşturanların büyük çoğunluğunun damat olduğuna dikkat ettiniz mi? Damatlar, bu ilginç çıkışlı “evet”leri ile gelini gölgede bırakarak aslında günün ruhuna aykırı davranıyor. Sonuçta gelin baş aktör olmalı, değil mi?
“BİLMEM Kİ, BİR DÜŞÜNEYİM” ŞAKACILARI
Dünyanın en kötü şakası! Üzgünüz ama öyle. Müstakbel eşinizin güldüğüne bakmayın. O tamamen sinirden. İç sesi o sırada şöyle diyor: “Hahaha hımpff şu nikah bir bitsin ben sana soracağım düşünmeyi ha ha.” Nikah masasına kadar gelmişsiniz artık, ne gerek var “Ben özgür ruhum, öyle kolay ele geçirilmem” hallerine? Hele bir de şaka olarak hayır demek var ki, evlerden ırak. Sizden daha şakacı ya da tam tersi laubalilikten nefret eden bir memura denk gelirseniz kalırsınız öyle.
Son bir not. Aklınızdakinin ne olduğu biliyoruz? “Hayırrrrrrrrrrrrrrr-lısıyla evet” şakası değil mi? Üzgünüz ama o yapıldı. Hem de binlerce kez. Artık yaratıcı değil. Hem de hiç!
DÜZ EVETÇİLER
Onlara, sessiz çoğunluk desek yanlış olmaz. Evliliğe büyük anlamlar yüklemeyen, hatta “hayırlısı ile şu günü bir atlatsak” diye bakan mantık abideleri. Aynı zamanda makbul vatandaşlar. Devlet ile karşı karşıya gelmek istemez, otorite karşısında saygıda kusur etmezler. Sonuçta koskoca devlet memuru bir soru sormuş. Düz, net, kısa bir cevap vermek gerekli. Bu gruptaki damatlar askerliklerini mutlaka yazıcı olarak yapmıştır. Gelinler daha tek trafik cezası yememiştir.
Bu kez soru sorma sırası bizde. Sizce nikah memurunun malum sorusuna verilecek en iyi yanıt hangisi?
poltio.com Tarafından hazırlanmıştır.