Savaş ÖZBEY
Oluşturulma Tarihi: Ocak 09, 2016 10:02
Dünyanın en ilginç insanlarından biri. Eski güreşçi. Bir güreşçinin dansla da ilgilenmesini ilginç buluyorsanız sıkı durun çünkü ‘daha’sı var: Aynı zamanda astrofizikçi. Planetary Society’nin başkanlığını ve Amerikan Doğa Tarihi Müzesi’ndeki Hayden Planetoryumu’nun yöneticiliğini yapıyor. Sekiz onursal doktora sahibi, Time dergisi tarafından dünyayı etkileyen 100 insandan biri seçildi, hatta bir asteroide adı verildi: Neil deGrasse Tyson. Ama kitleler onu 2014’te yaptığı ‘Kozmos: Bir Uzay Serüveni’ belgeselinde, evrenin en karmaşık sırlarını herkesin anlayabileceği şekilde anlatmasıyla tanıdı. Telefonda 15 dakika cehaletime maruz kaldı, gülmekten yerlere yattı.
** Ben üç boyutlu bir dünyada doğdum. Enini, boyunu, yüksekliğini çarpar, buzdolabının hacmini hesaplardık. Şimdi bilim insanları 11 boyuttan bahsediyor. Yaşlanıyorum galiba?
- 400 sene önce teleskopu keşfettiğimizde bunu görme yetimizin uzantısı olarak kabul ettik ve Dünya algımızı teleskopla görebildiğimiz yere kadar uzattık. Sonra öğrendik ki görebildiğimizin dışında da ışıklar mevcut: Kızılötesi, morötesi, X ışınları... İnsan olarak yaşadığımız deneyimin, evrenin tamamına tekabül etmediğini anladık.
** Yani?
- Sırf biz o kadarını görebiliyoruz diye evren üç boyut artı bir de zaman boyutundan oluşuyor diyemeyiz. Yani evet, 11 boyutlu bir evrende yaşıyor olabiliriz.
** Yeni ‘Star Wars’ sizi heyecanlandırdı mı?- Ben ‘Star Trek’çiyim. Çünkü orada olanlar daha çok gerçeğe dayanıyor. Bir motor çalışmadığında onu tamir etmek zorunda kalıyorlar. ‘Star Wars’ ise uzayda geçen bir fantezi.
** Fena ters köşe oldum. UFO’lara, uzaylılara inanıyorsunuz ama değil mi?- Gökyüzünde uçan bir şey görür, bunun ne olduğunu bilemezseniz o ‘tanımlanamayan uçan cisim’dir (UFO’nun İngilizcedeki açılımı). Öyleyse birçok UFO mevcut. Ama UFO görmek, içinde uzaylıların olduğu bir uçandaire gördünüz demek değil, sadece neye baktığınızı bilmiyorsunuz demektir. Gördüğünüz şeyin ne olduğunu bilmediğinizi kabul ettiğinizde sonraki cümleniz “Bunlar başka gezegenden gelen uzaylılar” olamaz. Çünkü az önce ne gördüğünüzü bilmediğinizi itiraf ettiniz, nokta.
UZAYLILARDAN YARDIM İSTERDİM ** Peki başka gezegenlerden canlılar tarafından ziyaret edildiğimizi düşünüyor musunuz?- Başka bir gezegenden canlılar tarafından ziyaret edildiğimizde elimizdeki kanıtlar, manik birkaç insanın görgü tanıklığından ve bulanık birkaç video ve fotoğraftan çok daha büyük olacaktır.
** İçimizden biri, bir uzaylı görürse insanlık adına ona ilk ne sormalı? - Ben bir bilim insanıyım. Onlarla bilimi kullanarak iletişime geçmeye çalışırdım çünkü eğer makine yapmayı becermişlerse onlar da bizimle aynı bilim yasalarını biliyorlar demektir. Onlardan biraz yardım isterdim.
** Hangi konuda?- Derdim ki mesela, “Enerji sorununuzu nasıl çözüyorsunuz?” yahut “Siz de bizim gibi birbirinizi öldürüyor musunuz?”
KORKMAYIN, İNSANLIK İÇİN UMUT VAR
'Bağırsağınızın bir santimetrelik bölümünde bile dünyada yaşamış bütün insanlardan daha çok bakteri yaşıyor. Biz de hâlâ dünyada işbaşında bir biz varız zannediyoruz.'
** 20’nci yüzyılın ilk yarısında atomu parçaladık, şehirlerimizi elektrikle donattık, uçaklara binmeye başladık ama sanki ikinci yarısında pek başarılı olamadık. Bütün enerjimizi daha iyi çamaşır makinesi yapmaya harcıyoruz gibi. Asıl önemli konulara merakımızı mı yitirdik?
- Orijinal ‘Kosmos’ yapıldığında, Soğuk Savaş dönemindeydik. Şimdi başka endişelerimiz var; iklim değişikliği, ekosistemle ilgili endişeler... İnsanlar da bu yüzyıla şekil vermenin parçası olmak için bilim okuryazarlığını önemsiyor. Bu yüzyılda hayatta kalmamız, her zamankinden daha çok bilime bağlı olacak. Korkmayın, insanlık için umut var.
PLÜTON ARTIK DAHA MUTLU
** ‘Terminatör’ filminden beri benim konuşan makinelerle bir sorunum var. Siz de benim gibi yapay zekâdan korkuyor musunuz? Şimdi de “Ben ‘Robocop’çuyum” demeyin ama sakın...
- Ben korkmuyorum. Makineler Sanayi Devrimi’nden beri etrafımızdalar. Öncelikle bedenlerimizin yerini aldılar, daha sonra akıllarımızın... Aklımızla yaklaşık sonuç bile bulamayacağımız hesaplamaları yapıyor, bizi satrançta yenebiliyorlar.
Tyson, yeni programı ‘Yıldızlarla Buluşma’da ünlülerle birlikte kozmik konuları masaya yatırıyor. Bill Clinton da Tyson’ın konuğu olmuştu. ** Tam da bundan bahsediyorum.- Ama bunların hiçbirinde kimse çıkıp ‘Dünyanın sonu geldi’ demedi. İnsanlar “Aaa, ilginçmiş” deyip hayatlarına devam etti. Ben makineleri arabalarımızı yapan robotlar olarak görüyorum. E ne güzel işte, arabalarımız her zamankinden daha dayanıklı.
** Makine başka, yapay zekâ başka...- Yapay zekâsı olan makineler de dahil... Eğer bir makine arabamı kullanacaksa ve ben bu şekilde bir kazadan kurtulacaksam bunda ne kötülük var? Günün birinde Dünya’yı ele geçirirler mi? Çekerim fişini, olur biter.
NEYSE Kİ ASTEROİDİM DÜNYA’YA ÇARPMAYACAK
** Evet ama sizin o zeki makineleriniz, mesela bir Plüton’u bizim sevdiğimiz gibi sevemezler. Plüton’un gezegenlikten atılması bütün dünyada duygusal bir hal yarattı...
- Bu hassasiyetin sadece ABD’de olduğunu düşünüyordum. Çünkü bizim Mickey Mouse’umuz var, onun köpeğinin adı Pluto. Plüton’u çizgi film izlediğimiz yaşlarda öğreniyoruz.
** Hayır efendim, hepimizi isyan ettirdi Plüton’a reva gördüğünüz muamele!
- Uluslararası Astronomi Birliği’nin Plüton’la ilgili kararı çok yerindeydi. Biz bu kararı çok önce biliyorduk. Öyle ki suç benim üzerime atıldı! Bence Plüton’la ilgili şöyle düşünün: Onu dokuz gezegenin en küçüğü olarak görmek yerine Güneş sisteminde yeni keşfedilen bir grup cismin en büyüğü olarak görün. Yani aslında Plüton bir aileye ait. Bence bu şekilde daha mutlu.
‘Uzayın rock star’ı olarak görülen Neil deGrasse Tyson, en karmaşık bilimsel gerçekleri bile esprili üslubuyla açıklıyor.
** O zaman tamam. Plüton demişken, bir asteroide adınızın verilmesi nasıl bir his? - Beni çok onurlandırdı. Uzayda Mars’la Jüpiter arasında, Güneş’in ekseninde dönüyor. Neyse ki Dünya’ya çarpma ihtimali yok.
** Astrofizik, dans ve güreş. Bunların, sizin dışınızda başka bir ortak özelliği var mı?- Yüksek sanat! İkisi fiziksel, biri zihinsel, bence üçü de yüksek sanat şekline gelebilirler.