Güncelleme Tarihi:
Günlük hayatın akışında birçok insan sohbetleri renklendirmek için yalan söylüyor. Olayları olduğundan abartılı anlatmak bu kategoriye dâhil. Ünlü yazar Oscar Wilde’a göre, “Yalan söylemek gerçek hayatın katlanılmaz sıkıcılığından kurtulmak için hoş bir kaçış yolu.”
Hakikati söylememenin, sıkıntıların çözümü olacağı durumlarda yalana başvuruyoruz. Gerçeği aktarmamak başımıza büyük sorunlar açmayacaksa ve genel iyiliğe katkıda bulunacaksa yalan tercih edilen bir alternatif. Ne zaman doğru ne zaman yalan söyleneceğine dair yazılı olmayan toplumsal kurallar, meselenin yol göstericisi.
Kendine yalan söylemek en sık yaptığımız günlük alışkanlıklarımız arasında. Beyaz yalanlarla kendini telkin etmek, devreye giren savunma mekanizmalardan. Bilinçaltımız ruh sağlığını dengede tutmak için bu yola başvuruyor. Pozitif yanılsamalarla kendini korumak, yalanın güçlü nedenlerinden bir tanesi.
Zararsız yalancılardan ayrılan kompülsifler, düzenli olarak ve sebepsiz yere yalan söyleyen insanlardır. Bağımlı oldukları için yalan söylerler; onlar için yalan bir takıntı haline gelmiştir ancak yalanları kendilerinden başka kimseye zarar vermez. Davranış bozukluğuna dayandığı için kişinin sağlığı için psikoloğa danışılmalıdır.
Aldatma amacı gütmeyen yalanlar bu kategoride yer alır. Kronik konfabülasyon, beyni hasar görmüş kişilerin hafıza sorunu olarak hatıralarını çarpıtması ya da yanlış yorumlamasıdır. Konfabülasyon yapan hastalar durumlarından habersizdir ve samimidirler. Yalanları onların içinde yaşadığı dünyaya dönüşür.
Yalan söylemeyi takıntı haline getiren patolojik yalancılar, kontrol etme anlamında kompülsif yalancılardan ayrılır. Başka bir kategoride yer almalarının sebebi, fayda elde etmek için yalan söylemeleridir. Yalanlarının arkasında bir çıkar, bencillik ya da kıskançlık yatabilir. Toplumsal kurallara, doğru ve yanlış arasındaki farka karşı kayıtsızlardır.
Yaratıcılıklarını ifade etmek için yalana başvuranların kategorisidir. Hayali hikâyeler uydurmak ve diğerlerini buna inandırmak yaratıcı bir performanstır. Düş kurmadan alınan keyfin azaldığı yetişkinler dünyasında, çocukluğun büyülü gerçekçiliğini yaşatma arzusudur. Marlon Brando’ya göre ancak “Yalan söyleyebiliyorsanız, rol yapabilirsiniz”. Sanatsal yalanlar bu anlamda bir dışa vurumdur.