Güncelleme Tarihi:
1- İletişim
Gözünüzün önüne bir aile getirin. Yorgun eve gelmiş ebeveynler televizyon karşısında uzanmış, göz kapaklarının düşmesini bekliyorlar. Çocuklar ellerinde telefon dış dünya ile bağlantılarını koparmışlar. Çoğumuza tanıdık gelen bu sahnedeki eksik olan şey, iletişimdir. İyi bir iletişim, mutlu aile olmak için ilk atacağınız adım olmalıdır.
2- Dışarının olumsuzluğunu eve taşımayın
İş yerinde veya okulda ne olduysa oldu. Bu negatif durumları evin kapısından girdiğiniz andan itibaren unutun. Kendi problemlerinizle başa çıkmanın yollarını bulmalısınız. Ailenizi ağlama duvarı değil, destek payandası olarak görün.
3- Kararları beraber alın
Ailenin geleceği ile ilgili önemli kararlar alınacağı zaman, gizli saklı bir şekilde odaların köşelerinde, kısık sesle değil, ailenin hep beraber olduğu bir zamanda herkesin fikrini söyleyebileceği bir ortamda konuşun. Düşüncesini özgürce paylaşabilen insan, mutlu insandır ve böyle bir konuşmadan aileyi mutsuz edecek bir sonuç çıkma ihtimali azdır.
4- Birbirinizin yaşam alanına saygı duyun
Artık küçük evlerde yaşıyoruz ve dar ofislerde çalışıyoruz. Ülkemizde yaşam alanı kavramı çok gelişmediğinden bu durumla baş etmek iyiden iyiye zorlaşmaya başladı. Aynı fikirlerin paylaşımında olduğu gibi alan paylaşımında da özgür olduğunu hisseden aile bireyleri, yaratıcı olmaktan çekinmeyerek, günlük yaşamlarında kendilerine ait bir dünya kurabilecektir.
5- Her zaman rahat ve şık olun
Kimse eve geldiğinde gergin ve dağılmış insanlar görmek istemez. Bu görüntü ilk başta kişinin kendisine olan güvenini kırar. Rahat, şık ve bakımlı olmak hayata pozitif bakmanın ve olumlu enerjiler yaymanın ilk adımıdır. Çocuklar için de iyi bir örnek oluşturarak ve kendilerine değer vermelerini sağlayabilirsiniz. Değerli hissetmek mutluluğu peşinden sürükleyecektir.
6- Evde kütüphane oluşturun
İşte çok eskilerden beri değişmeyen kural. Mutluluk söylenenin aksine cahil kalmakla değil, araştırıp öğrenmekle, sorgulayıp fikir edinmekle gelmektedir. Ne kadar çok okursanız, dünyaya karşı o kadar çok farkında ve duyarlı olursunuz. Ne kadar çok zamanınızı ekrana bakarak geçirirseniz, kendinizi o kadar çok hapsedilmiş, güçsüz ve etkisiz eleman gibi hissedersiniz. Aslında mutluluğun sırrı bu basit matematikte gizlidir.