Mustafa Topaloğlu: Romantik olmak istediğimde hindi götürüyorum

Siz ne kadar gerçeksiniz? Yani söylediklerinizin ne kadarı sizsiniz, ne kadarı gündem yaratmak için?
Hayat gerçekse, sen de hayatın gerçeğisin. Hayatın gerçek olduğunu zaten görüyorsun.

Çocukken de hep böyle rengârenk biri miydiniz? Sonradan mı bir şey oldu? Nerede koptu kayış?
Çocukluğumda anne-babamın söylemlerini duyardım. Doğayla, kainatla alışverişim çocuk yaşlarda başladı.

Uzaylılarla temas da yine o yıllarda mı?
Direk ve ’en’direk... Hep ‘en’ler vardır. O ‘en’in içindeki, ‘en’ olabilme olgusu kendini birçok şeyden arındırmak ve o sıfır dediğimiz beyazın içinde, o enerjide buluştuğun an, seninle doğa, kainat bütünleşiyor.

O da olur ama bu uzay/kainat mevzuunu ilk siz açtınız, arkanızdan Gökhan Kırdar, Reyhan Karaca, Erol Büyükburç sökün etti. Hatta uzaylılar rahmetli Büyükburç’un spermlerini çaldı. Sizde var mı bir kayıp?
Bu noktaya geldiğimizde, dünyanın da uzayın boşluğunda oluş şekli, insanların tümüyle bir uzayda yaşadığının anlamını verir yani. Yani sadece ben uzayda yaşamıyorum, bütün insanlar uzayda yaşıyorlar.

Anladım, bir şey çalmamışlar. En son uzaylılara bir Türkçe sözlük gönderme hikâyeniz var. Gitti mi sözlük yerine?
Nerede yaşıyorsun? İstanbul. İstanbul nerede? Türkiye. Türkiye? Dünya... Dünya nerede? Uzayda.

Yok, en son bir sözlük göndermişsiniz, Türkçe sözlük. Öyle haberler çıktı...
Ben hep oradaydım zaten, sonra buraya geldim. Orası burası dediğin zaman geldiğin yer yani.

Niye Türkçe sözlük? Türkçeyi iyi konuşamıyorlar mı, anlamıyorlar mı?
Dünyada yaşayan canlılar birbirini iyi anlamış olsa bu zaman sürecini uzatacaklar. Mesela diyelim ki sen kendini 100 yaşında devrettin. Deden babanı devretti, baban da seni devretti. Sen bir devirsin. Devir devirdir. Devir bu devire devretmiş. Ben dedeni sana baktığımda görüyorum. Evet, andırırım rahmetliyi...

NASA falan size ulaştı mı hiç?
Onların gitmek istediği yerdeydim ben hep zaten. “Oradan buraya geldim” diyorum ya devamlı...

‘Oy Oy Emine’ diye çıktınız, 30 sene sonra albümünüzün adı ‘Sultan Emine’. Büyüdü mü Emine, ne oldu?
Mertebe dediğimizde 7 yaşında kendini yavaş yavaş anlamaya başlar, biz buna 7’den 70’e, 7’den 700’e diyoruz.

Anlamadım...
Şimdi geliş-gidiş var. Rütbe olarak geliştiriyor, yıldız olarak geliştiriyor. Mesela komutanlar, yıldız alıyor, binbaşı, yarbay, albay... Bütün insanlar birbirine rütbe verirler. Ben de yıllar geçti Emine’ye bir rütbe taktım. “Sen Sultansın” dedim.

SOSYAL MEDYADA GEZERİ OLACAKSIN

Sosyal medyayı nasıl buluyorsunuz?
Atışmalar...

Yani iyi bir şey mi, kötü bir şey mi, nasıl?
Gittiğin yere çok sık gitme. Özlem bırak. Gezeri olacaksın.

Ne olalım?
Gezeri. Kendini bir gönül kafesinde hapsetmeyeceksin.

Twitter’da mı?
Vallahi eskiden gidemediğimiz yerler bizim için çok anlamlıydı. Gittik gördük, onlara merakımız gitti.

Bir de selfie çılgınlığı var...
Yaklaşıp görsünler birbirini, güzel bir şey.

E devamlı çekip koyuyorlar...
Ehehehe... Evet benimle de yapıyorlar selfie. Ondan sonra yattıkları yerde ‘elfi’ yapacaklar.

Elfi ne?
Ayakta değil, sadece el...

TURABİ'DE AZİM VAR, ONU SEVİYORUM

Anketlerde halkın Survivor’da en çok görmek istediği isimler arasında çıkıyorsunuz. Survivor All Star’da neden yoksunuz?
Benim için çok zordu, herhalde Acun bir daha zorda olmamı istemedi herhalde.

Peki bu sezon kim kazanır?
Neydi adı, Turabi. Hırslı, hep kazanmak isteyen bir anlayışı var. Onu da seviyorum.

Hırslı olduğu için mi kazansın istiyorsunuz?
Azim var ya, büyük bir azim var.

Ama en sempatiklerinden değil yarışmanın...
Biraz agresif oldu. Orası agresif yapıyor ya. Orada insanın bir çok hali ortaya çıkıyor işte.

Yarışmadan her dönen “Adada cinselliğim kalmadı” açıklaması yapıyor. Öyle mi hakikaten?
Kalmadı. Çocuklara sordum. “Durumunuz nedir oğlum, ben hiçbir hareketlilik göremiyorum kendimde” dedim. “Abi biz de aynıyız” dediler. Bir ara ürktüm, sonra normale döndü.

80 YAŞINDA KADINLA TERS KÖŞE YAPTIM

Sizi hep neşeli tavırlarınızla tanıyoruz, gamsız bir insan mısınız?
Bende öyle bir gam var ki, ara sıra dama çıkarım. Çok düşünen ama ciddiye almayan yani.

Bir hayat arkadaşınız var ama ilk eşinizle boşanmadınız. Hayat arkadaşınızın ‘Topaloğlu’ soyadını kullanabilmesi için babanız onu nüfusuna geçirdi...
Hayatımın eşleri, arkadaştır. Eşleri bir arkadaş olarak düşündüğünde gerçeği bulursun.

Tamam. Ama “Gerizekâlı Sevgilim’ diye şarkı yaptığınızda evde caz çıkmıyor mu?
Ben sanatçıyla evli kardeşlerimin hep zor durumda olduklarını bilirim. Benim sevgim bütün insanlar üzerinde yoğunlaşmış.

Ben buradan çapkınlık mesajı alıyorum...
Hayır, inanılmaz sevecen! Arabanın vitesi senin elinde. Nerede vitesi küçülteceksin, nerede frene basacaksın, burayı çok iyi hesap etmek lazım. Bana sorarsan ben hep frene basarım.

Oğlunuz Çağlayan da şarkıcı oldu. Nasıl buluyorsunuz tarzını?
İyiydi, çok iyi oldu. Ben ona iyiyken çok iyi demedim, çok iyiyi bulsun diye.

Eşinizden olan çocuklarınızla, hayat arkadaşınızdan olan çocuklarınız görüşüyor mu?
Telefonlaşıyorlar.

Romantik bir insan mısınız?
Benim sevgimin yoğunlaştığı bir yer yok, her yere yoğunlaşıyor.

E yine çapkınlık anlamı çıkıyor!
Zaman zaman karıncaları seviyorum, onlara yoğunlaşıyorum. Ama genel yoğunluk insanlar üzerinde.

Nasıl karınca?
Tabii giderim, kurbağalarla konuşuruz, ağaçla konuşurum, her şeyle konuşurum ben.

Yok onu kastetmedim, özel hayatınızda demek istedim.
Bana en fazla haz veren mutluluklar. Kendi mutluluğumu oraya adamışım.

Romantik ne yaparsınız yani, çiçek mi alırsınız, ne olur?
Ben oraya alır bir hindi götürürüm. Ters köşeyi severim. Bir gün 80 yaşında bir bayanla gece kulübüne gittim. “Sevgilim” dedim. O gece dans ettik. Ters köşe yaptım yani. O da mutlu olmalıydı.

MUTLULUK VEREBİLDİĞİMİN SINIRI YOK

Sizce mutluluk nedir ve nasıl bulunur?
Mutlu olmak istediğin şeye bağlı. En büyük mutluluk aşktır. Yani baban anneni sevdi, sen bir aşktan meydana geldin. Ama insanlar en anlamlı şeylere anlamsız isimler koymuşlar.

Ne gibi mesela?
Biz vajinaya ne diyoruz?

Diyoruz işte bir şey...
Ama ondan meydana geliyoruz. Bir insanı meydana getiren bir şeye ne kadar anlamsız bir hitap şekli kullanıyoruz. Bundan büyük bir saygısızlık olamaz.

BANA SOR: NİYE GİTTİN?

Hayattaki en büyük hatanız?
Hiç hatam yok ki, büyüğü olsun.

Ne zaman kumarhane basılsa gözler ekranda sizi arıyor ama...
Bana sor niye oradaydın. O niyenin içinde çok niyeler var işte. Arkadaşlar bizimle birlikte oldu, kıramadım onları gittim.